hafif hafif ciseleyen yagmur altında arabanizi sahile ceker, camdan süzülen damlalarin arasindan bogazi, denizi izlemeye koyulursunuz. yaninizda "en sevdiginiz"... arada laflarsınız, fonda harika slow tınılara kulak verirsiniz ama en cok da aranızdaki sessizligi dinlersiniz. o sessizligin anlattığı her seyi kelime kelime ikinizde bilirsiniz. pıtır pıtır arabanın üzerine düsen damlalar öyle huzur verir ki insana. sonra ansızın camın tıklatıldıgını duyar, 2 tane nescafe siparis edersiniz. kahveler her daim kötüdür ama sevilenin gözleri esliginde zehir olsa icilir, buna yürekten inanır öyle hissedersiniz. o kahveler ki, ictiginiz en güzel kahveler olarak hatırlanır yıllar sonra dönüp baktığınızda. en cok seyi paylastığınız yerlerden biriyse oranın önünden her gecisinizde kalbiniz sızlar, bogazınız dügümlenir... cünkü orası gözyaslarinizin yagmura karistigi bir mabeddir sizin icin...o günlere dönmek icin her seyi feda edebileceginizi düsünürsünüz; kafanızdan gecen bu düsünceye en cok da kendiniz sasırarak ...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?