iyi gün dostu kötü gün dostu... kalıp bellidir değil mi? iyi gün dostu, kakarakikiride vardır, hava güneşliyken koluna girmiştir, cebin doluyken yüzüne gülmüştür.
kötü gün dostu cenazene gelmiştir, hastalandığında yanında olmuştur, kimseye söyleyemediğin dertlerin hammallığını yaptığında halini hatırını sormuştur. fakat karizmatik değildir nedense değil mi bu kişi, dostlar? pek yanlarımızda bulunmalarından hazzetmeyiz. belki zor zamanlarımızda bize destek olmak için hep yanımızda olduklarından, biz bencillikle onları görünce sadece o zamanları hatırlarız.
bilgi sözlük yazarları olarak, genelde genç insanlarız. ben 32 yaşındayım, kendimi artık genç olarak tanımlayamayacağım, diğer arkadaşlar anladığım kadarıyla genç ve hayat dolular, her ne kadar hayatın hüzünlerinden paylarına erken düşenleri zaman zaman yaşıyor olsalarda.
sanal bir organizasyona, sanal bir ortama iç dökmek, rahatlamak, hiç değilse dinlediği, paylaştığı için iyi gün dostu olarak kabul etmek pokemonu bir çeşit tanrı sanan japon veletiyle yan yana getirir bizi, burada bahsedilmek istenen tabii ki yazarlar arasındaki paylaşımdır.
çoğumuz işte bu sözlükle büyüyeceğiz, yaşlanacağız. sol framei işgal eden hormonların tepkimesi azalınca, vücudumuzun ana organının daha fazla farkına varacağız,( bu organ hangisi diye düşüüyorsan, sorun sende değil merak etme, yaşınla ilgili bir durum bu) kahkahalarımızla gerilen dudaklarımız hayatın zorlu yollarında acı bir tebessümü de edinecek, hepimizin aynı yolun yolcusu olduğunu anladığımızda, sınıf ve ideoloji farkları daha az anlamlı olacak, birde bakacağız ki meğer biz sosyalleşmeye muhtaç, yalnızlıklarını, acılarını, mide, kalp, kuytu sıkıntılarımızı içine bazen anlam bazen küfür bazende erotizm katarak dillendirmişiz. paylaşmışız, güldürürken, ağlamışız. ne kadar çoçuk şeymişiz öyle?
hayatımızı adadığımız ideolojilerin zamanla nasıl bize bu hayatın zorlu yollarında anlamsız gelmeye başladığını da göreceğiz. fakat asla itiraf edemeyeceğiz bunu kendimize. nede başkasına.
belkide fazlasıyla çağa uyduğumuzdan, bireyselleştiğimizden, bir nickin maskesi arkasından ahkam kesermiş gibi yaparken aslında kaçıncı kez yardım talep edeceğiz. houstona gelen mesajları tekrar tekrar okuyacağız, independence siliyorum artık dediğinde ona kızacağız.
tabiiki bizim gerçek hayattada dostlarımız var, fakat onlar bizi boyutlarımızla görüyorlar, öyle her düşündüğümüzü de açık seçik dillendiremiyoruz onlara. oysa burda öyle mi? en derin hislerin tercümanlığını yapıyor burası. birkaç "gerçek" hayatta da arkadaş olan yazar dışında birbirimizi görüntülerimizle değil düşüncelerimizle, karşılık beklemeden değerlendirmenin beğenmenin imkanını buluyoruz.
karşılık beklmeden derken, eğer muhteşem oyları bizler için önem arzediyorsa ki, evet arzediyor bende itiraf etmeliyim bunu- insanın gururunu okşadığı için- belki bazen büküyoruz kelimeleri ve içten anlatamıyoruz düşünce ve dertlerimizi.
bir muhteşem oyuna değer veren insan düşüncesini iyice düşünürsek, aldığımız berbat oyları sebebiyle bazen girdiğimiz entryleri nasıl sildiğimiz hatırlarsak, zannederim demek istediklerimi daha iyi anlayacaksınız.
insan devamlı bir sosyal arayışta, bir grup ve topluluğun bireyi olarak tanımlamak istiyor kendini. çünkü biliyor dayanışmanın önemini. biliyorda, komik- aslında komik ideolojik sebeplerden, şartlanmalardan, alışkanlıklardan ötürü ayrı düşüyor.
oysa her insan bir hazine sandığı, belki dolaylı yollardan söylemek istediği tek derdi, sana sunmak istediği zenginliklerin kilidinin sıkışmış olduğu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?