ekşi sözlük koru hastanesi ilişkisi

eksi sozluk'te yapilan aciklamalada belgelerin sahte oldugu iddia edilmis. ardindan alakali baslikta bu skandala iman eden, inanan, onaylayan ne kadar kisi varsa ucuruldu gecenin bir yarisi birer birer.

peki neden ucuruldu bu insanlar?

simdi basligi okudugunuzda tek bir agizdan herkes belgelerin paint terk oldugunu, photoshop oldugunu soyluyor. bir de "profosyonel" kelimesine takilmislar.

bir iki kucuk aciklama;

eksi teknoloji calisanlari demekki profesyonel kelimesini benim de bugune kadar bildigim uzere "profosyonel" seklinde biliyorlarmis. onlar da ben de bu kelimenin aslinda "profosyonel" seklinde olmadigini eksi sozluk yazarlari sayesinde bugun ogrendik, tesekkurler.

yazismalar gercektir. bana ulasan yazismalar uzerinde isimler gizlenmeye calisilmis ancak halen gorulen kisimlar vardi, ben de yeniden isimlerin uzerinde karalamalar yaptim ki okunamasin. ayrica mailler bildigim kadari ile farkli mail accountlarindan alinmis, dolayisi ile fontlar vs. degisik olmasi cok dogal. "ekşi" ile "eksi" arasindaki fark yine eksi sozluk yazarlarinin yazilarindan sonra dikkatimi cekti, belgeleri bana ulastiran kaynaga "neden boyle?" diye sordum, maillerin sirali olmadigini, aralarinda baska maillesmelerin olmus olabilecegini, bu yuzden harf hatasi olmus olma ihtimalini belirtti, ikna oldum tamam dedim.

sahte belge duzenlemenin hukuksal anlamda karsiligini bilecek yasta, zekada ve egitimde bir insanim. beyinsel faaliyetlerim de cok sukur yerinde. sahte belge duzenleyerek hem kendimi hem de 13 senedir iyi ya da kotu uzerine titredigim bu olusumu riske etmem, henuz delirmedim.

peki neden bu belgeleri paylastim?

cunku belgeler bana ulasti ben paylastim. bana degil de uludag sozluk'e ulassaydi onlar paylasirlardi, instela'ya ulassaydi onlar paylasirdi, akit gazetesine ulassaydi 15 gun sür mansetten verirlerdi. cunku bilgi paylasilmali, hicbir sey sir kalmamali. donen dolaplr bilinmeli.

eksi sozluk yonetimini bu konuda dürüst olmaya ve olan biteni tum seffafligi ile aciklamaya davet ediyorum. "belgeler sahte, soylenenler yalan" seklinde bir aciklama tatmin edicilikten bir hayli uzak.