düğmeburun

sercovi
küçücük bir çocuk avuçlarda. el falınıza baktırırsanız kıyıda bir yerde göreceksiniz onu. derin bir yarık ama kıyıda. yoğunluk hamuruna işlemiş gibi, bir yanıyla da tutuk. kim anlar ki seni değil mi düğmecik? anlatsan neye yarar ki? dünya dönüyor sadece işte dersin belki ya da dünya da neymiş peh!
ben olmuşum bir dünya..
kapıları kapama, cereyanında hasta ol mutluluğun, dünya her zaman acı vermez sana. yükseklerde bir yerde ise "iyi", uçmayı hayal etmeli mesela. tek bir söze kanabilmeli bazen, tepetaklak olmak iyidir; sen de iyisin hani. gözler kızarır, bir iki damla sonra tamam.. bakakalma giden geminin ardından şair gibi, yüzmeyi dene artık biraz da; ne bileyim işte yakalama heyecanını tat isterim sadece. uçmayı dene. kanatların olsun. yüksek yüksek hisset basıncı. mavi mavi bak yine ama parıltıyı hisset. yanağında gerilsin dudakların, kocaman kahkahalara bürü kendini.
yapamazsın değil mi?
hayır hayır sadece yapmazsın.
almasını bilirsen/istersen mutluluğu alçak basınçtasın hala,
ve unutma,
yüksek basınçtan eser rüzgar alçak basınca..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol