aslan olanları da vardır kaplan olanları da.. ama ne yazık ki kedi olalı bi fare yakalayamayanları da vardır ki bizi asıl üzen, geren, nevrotik sayıklamalara gark eden de bunlardan başkası değildir.
sözlük formatını algılayamayan algılamaktan kaçınan bir kitledir bu. dinlemeden konuşan, okumadan yazan, hatta kendi yazdığını bile dönüp okumadan noktasız virgülsüz meydana salandırlar. imadan uzak yeterince açık konuşmak istiyorum zira görüyorum ki bu güzel yazarlarımızla birbirimizi anlamama gibi sorunlar yaşamaktayız ve söylenenleri kimse üstüne alınmadıkça da ne denilse havaya karışıp israf oluyor öylece.
4.nesil farklı gruplardan oluştu(ki hala daha oluşumunu tamamlamış değil henüz) ve oluşmakta. bir grup, bizi makina programından tanıdı geldi, bir grup sevgili kahraman tazeoğlunun radyo programından tanıdı buyurdu geldi, bir diger kısmı da başka yollarla aramıza katıldı. hepsi de hoşgelmiş.
fakat son zamanlarda çoğu arkadaşımızın dikkatini çekiştiren ve de görünen odur ki sözlüğümüzü bir iki başlıktan ibaret sanan arkadaşlarımız var aramızda. mesela bir kitle var ki; kahraman tazeoğluna besledikleri hayranlık neticesinde , sadece onun beğenisini kazanma amacı güden bilgilerini sunmaktadırlar bizlere. oysa biz isteriz ki bizi de sevsinler. birbirinden değerli yazarlarımız var, onları da okusunlar. neden? çünkü kıskancız hepimiz. üstelik bir tane bile hayranımız olmadı daha bizim.
tamam bizlerden de birbirini çok sevenlerimiz var, hatta kimimiz birlikte yaşamayı, hiç ayrılmamayı, evlenip minik yazarlar dünyaya getirmeyi bile düşünürüz zaman zaman. ama bunu genellikle houstondan yapmaya özen gösteririz. he diğer türlüde denemedik mi? denedik. fakat ne oldu herkes beğendigi 3-4 başlığa yazdı hep, sonra kendimiz yazdık kendimiz okuduk.
bu izlenimlerimi ve naçizane fikirlerimi de dün gittiğim kahraman tazeoğlu imza töreninde tanıştığım mini mini hayranlar, çalışkan nevrotikler, haylaz yazarlar sayesinde ve bu güne kadar houstondan görüştüğüm bu şirin şahısların diğer kısmından ve son olarakta uzun süredir sözlüğe emek vermiş yazar arkadaşlarımla olan kounuşmalarımdan edinmiş bulunmaktayım.
eğer ki onca uyarılar, kurallar, çömezliğe indirgenmeler ve kutsal buton akıllı ol butonu şimdiye kadar gözden kaçırılmış(!) ve işin boyutu uçurulmaya kadar gelmişse şayet bu sorumluluğu kendi adıma üzerimden atmış olmanın verdiği dayanılmaz hafiflikle biri bana gelip "kimse de bana bir şeycik demedi ki - bi yardımda bulunan da olmadı - anlatan biri olsaydı anlardım ben - bizim nesil de sürekli uçurulan nesil bizi çekemiyo bunlar canım - bi sayıkladım tekmeyi koydular bi boktan anladıkları yok kahramana hayranlığımı kıskandılar kesin..." derse eğer ben de ona sırf
"ahanda bağğkk beğğnn sanağ dediğğdimm de dinlemediyydiin oh olsun" diyebilme zevkini tatmak için yazmışımdır bu yazıyı.
ayrıca houstonum(ve eminim ki diger arkadaşlarımın da houstonları) her zaman her türlü soru ve görüşleriniz için açıktır, açık kalacaktır, bekleriz, gerekirse elinizden tutup karşıdan karşıya bile geçiririz.. he nolur en fazla cevap vermeyiz.
peki beni takan olacak mı? zannetmem.
e ben en iyisi gidip sahurluk bir şeyler hazırlıyım bari kendime.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?