sene 2004, yer tunus, çöl ortamı, safari jeepi. tura katılmış olan bir bayan 7 yaşlarındaki geveze ve yaramaz kızını başından savma düşüncesindedir ve olay laluşkanın üzerine kalmıştır. durmaksızın konuşan küçük kızı susturmanın bir yolu yok gibidir. sonunda kahramanımız zekice bir taktik geliştirir ve konuşma yoluyla küçüğü oyalayabileceğini farkeder.
-bak şimdi ececim, bu görmüş olduğun taşlar (taştan başka coğrafik bir yapı görünmemektedir) burada yetiştiriliyor ve bütün dünyaya taşlar buradan taşınıyor. türkiyede aslında taş yetişmiyor, kapının önünde gördüğün taşlar bile taa buralardan taşınıyor. büyük helikopterler tonlarca suyu buraya getiriyor ve taşları suluyorlar. bazen de sulamıyorlar o zaman da küçük taşlar yetişmiş oluyor. büyük taşlar için çok su gerekiyor, bu yüzden küçük taşlar daha fazla. dünyanın hiç bir yerinde iklim taş yetiştirmeye uygun değil, devasa tırlarla bu taşlar alınıyor ve dünyanın dört bir yanına dağıtılıyor. tunus bu şekilde çok para kazanıyor. taşlar yolda bozulmasınlar diye ........
laluşka kişisi iyice gaza gelip yarım saat taşlar üzerine bu martavalı okumuş, kendisi bile anlattığına inanacak duruma gelmiş, küçük kız da gayet dikkatli bir şekilde onu dinlemiş ve bu esnada susmuştur. fakat dişi kahramanımız artık anlatacak birşey bulamaz hale gelip sustuğunda küçük velet harika cevabını yapıştırmış ve genç kızımız hayatının dumurunu yaşamıştır:
-uydurdun bunu, dimi?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?