eski datçada çalışma odasını, gittiği kahveyi, oturduğu sediri, kapıdaki badem havanını ,binbir renkte çiçeklerle bezeli bahçesini, gündüz uykularına daldığı hamağını ,yaptığı eskizlere damlamış şarap izlerini, sarma tütün içtiği tabakasını, köydeki her evde çektirdiği fotoğrafları, yarım kalan evin şarabını, can yücelin nefesinin değip geçtiği herşeyi, hakkında anlatılan imrenilesi anıları, yokluğunun kalanlarda nasıl acı bir iz bıraktığını görünce daha iyi anlıyor insan insan gibi insan nasıl oluyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?