biz burada devrim yapıyoruz sinyorita

firambogaz
ece temelkuran’in yeni kitabi.


biz burada devrim yapıyoruz beyim!
hugo chavez’in venezüella’sını merak etmez misiniz? "biz burada devrim yapıyoruz sinyorita" diyen yüzbaşının sözlerini kitabına başlık yapan ece temelkuran, 16. gençlik festivali vesilesiyle gittiği venezüella’yı anlatıyor.

sadece güzellik yarışmalarında adından söz ettiren venezüella ikinci bir irak olma yolunda. sovyetlerden sonra bir süre hayal kırıklığıyla oturduktan sonra küba’ya nostaljik turlar düzenleyen ya da düzenlemeyi hayal edenlerin yeni adresleri de aynı zamanda. hugo chavez’in venezüella’sını merak etmez misiniz? bu küçük bir değişim değil, "biz burada devrim yapıyoruz sinyorita" diyen yüzbaşının sözlerini kitabına başlık yapan ece temelkuran, 16. gençlik festivali vesilesiyle gittiği venezüella’yı anlatıyor.

bir gazetecilik çalışması sonucunda çıkan kitap, dergi okurlarının seveceği bir üslup ve gözlem yeteneğine dayanıyor. sokaktaki insandan gençlerin devrime bakışına, devrimin ürettiği müesseselerden öteki venezüella’ya kadar pek çok gözlem ve söyleşi aktarılıyor. devrim’in amerika’ya karşı ve yoksullar için yapıldığı göz önüne alınırsa chavez’in evangelistler’den etkilenmiş olması ilginç olurdu değil mi? "chavez’in kullandığı yoksulluk üzerinden kurulan dayanışma söylemi aslında barrio’larda (yoksul semtler) evangelistler tarafından yaygınlaştırılıyor. yani devrimin yardımlaşma, dayanışma üzerine kurduğu ahlakî arka plan ve söylem aslında evangelist söylemden besleniyor." kitap, venezüella’dan çok chavez’li devrim ve yansımalarıyla ilgileniyor. yer yer ’halk kalkışmasıyla sosyalist devrim yapmış ülke’ye adım atmışlığın coşkusu hissediliyor. temelkuran, yeni devrimin yoksul mahallelerinde açtığı müesseselerden ve buralarda çalışan mutlu insanlardan söz ediyor uzun uzadıya ve bu anlatım bütün kitap boyunca devam ediyor. bir parça yazarın romantizme kapıldığını düşünüyor, sevgi yumağının kusurları örten tevil müessesesine dönüştüğü hal ve durumları anımsıyoruz. elbette bu, hamasi yazılmış bir kitap olduğu anlamına da gelmiyor. kitabın genelinde sosyalist duygudaşlığı taşımadığınız takdirde kendinizi dışlanmış bir okur gibi hissedebilirsiniz ama yine de yazarın depreşen entelektüelliğine güvenerek venezüella gerçeği hakkında geniş bir fikir sahibi oluyorsunuz. ayrıca, bir sosyalistin, sosyalist devrime ilişkin romantik yaklaşımını gözlemlemek için okuyanlara diyecek bir sözümüz de yok!

zenginlerin korunmak için duvar üstüne duvar ördüğü, yoksullukla zenginliğin hiçbir şekilde yan yana gelmediği, buluşmadığı bir ülkedir venezüella. dolayısıyla devrimi sadece ideolojik vaka şeklinde değerlendirmek eksik. askerin devrimdeki rolü de bir hayli ilginç; büyük ölçüde yoksul kesimlerin rağbet ettiği askeriye, devrimde chavez’den yana tavır alarak önemli rol oynamıştır. devrim sonrası ülkenin ekonomik durumuyla ilgili makro rakamlar yok; "56 bin kooperatif kuruldu, şu kadar kişi tedavi edildi." şeklinde yapılan hizmetler, devrimci yapılanma anlatılmakla yetiniliyor.

kitabın en ilginç bölümü girişi… yol, yolcunun sorularını değiştirmeli diyen yazar, türkiye’de devrim yapmanın kesinlikle aydınların işi olmadığını, bunu yapsa yapsa venezüella’da olduğu gibi halkın yapabileceğini, bunun için de toplumdaki ’isyan’ damarının yeniden keşfedilmesi gerektiğini söylüyor. elbette bu damarı bulma payesi de aydınların. bu temenniden de anlaşılacağı üzere kitap objektif olma iddiası taşımadığı gibi sosyalist devrimlerden umudunu kesmiş kişiler için heyecan uyandırma işlevi de yükleniyor. dolayısıyla kitapta kötü bir son ve beklenti yok. neo-liberal akımın büyük direnişçisi chavez’in ölümsüzleşeceği günler yakındır!

eğer bu kitap bir erkeğin kaleminden çıksa, içindekiler bölümüne venezüella’nın kadınları başlığı eklenir miydi bilinmez.

haber:aksiyon dergisi
www.aksiyon.com.tr




bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol