ben bu evi
bu baba evini
manolyalarıyla, fıstık ağaçlarıyla, gülibrişimleriyle
ve televizyonun üstüne asılı onun resmiyle
helasının işlemeyen sifonuyla
kitaplarıyla ve rütubetiyle
gülerle aşktan her zaman dağınık yatağıyla
anılar değil, gelecek çocuklarımızın kokularıyla
ben bu evi saksofon solosuyla yıkıyorum
duvarların nasıl çökeceğini
damının göğsüme nasıl ineceğini bile bile
ben bu evi yıkıyorum cemil beyin bir taksimiyle
kardeşlerimle taksim edilemeyen bu evi
yıkıyorum nihaventten bir taksimle
izale etmek için bir izale-i şuyuyu
yıldıldı mı bu ev toprağın, kayanın üstüne
benim tamburumla borazanımla
görünecek açılan damından
gündüzleri güneş
geceleri yıldızlar
aşkı taksim edilmesin diye bu evin
cemil beyin taksimiyle ben bu evi yıkıyorum
yıktığımda da yıkıntısı altında değil
üstümde güler var
altımda toprak
.
can yücel
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?