beyrut

angelus
lübnan’ın başkentidir. nüfusu 1,5 milyonun üzerinde olan beyrut, deniz etkisinden biraz korunan bir körfezin kıyısındadır.

beyrut’ta tipik bir akdeniz iklimi görülür. uzun yıllar ortadoğu’nun ekonomik, fikri ve kültürel merkezi olan beyrut, 1970’lerden sonra başlayan toplumsal ve siyasal karışıklıklar ve bu yüzden patlayan lübnan iç savaşı (1975-1991) sonucu bu özelliğini kaybetmiştir.

beyrut, osmanlı döneminde planlı bir gelişme göstermişti. 1943’te lübnan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra gelişigüzel ve hızlı bir büyüme dönemine girmiştir.

iç savaştan önce beyrut nüfusu içinde hıristiyan ve müslümanların sayısı hemen hemen eşitti. şimdi müslümanlar çoğunlukta. halkın büyük çoğunluğunu meydana getiren araplar, lübnanlıları, filistinli mültecileri, suriyelileri ve başka göçmen arap cemiyetleri de içine alır. en büyük ve tek etnik azınlık hıristiyan ermenilerdir. ama hırıstiyan araplar gibi iç savaş yüzünden ve sonrasında sayıları göçle azaldı ve azalmaya devam etmektedir.

beyrut’un doğusu hıristiyan, batısı ise müslüman çoğunluktadır. eskiden müslüman topluluğun çoğunluğu sünni iken 1960’lardan sonra göçler sonucu şiilerin sayısı giderek artmıştır. batı beyrut’un bazı bölümlerinde küçük dürzi toplulukları da yaşar.

beyrut, 1950-70 yılları arasında ortadoğu’nun gözbebeği idi. lübnan’ın serbest ekonomi ve döviz sistemi, altın esasına dayalı istikrarlı ve konvertibl parası, banka hesaplarının gizliliğini sağlayan kanunları, çekici banka faizleri beyrut’u arap zenginlerinin bankacılık merkezi haline getirdi. ayrıca deniz ve hava yoluyla dünyaya açılması ve yabancı firma ve bankalar içinde ortadoğu’ya girmek açısından ideal bir üs olan beyrut, serbest liman bölgesiyle ortadoğu’nun en büyük antreposu oldu. şehirdeki beyrut amerikan üniversitesi, saint joseph üniversitesi, lübnan üniversitesi ve beyrut arap üniversitesi arap ülkelerinden pekçok talebeyi beyrut’a çeken bir faktördü. ancak 1970’lerden sonra başlayan iç karışıklıklar ve arap-israil savaşı’ndan sonra filistin kurtuluş örgötünün (fkö) karargahını buraya taşıması ve devlet otoritesinin ve düzeninin zayıflaması beyrut’un cazibesini kaybettirdi. bu toplumsal ve siyasal karışıklıklar gittikçe artarak 13 nisan, 1975’de iç savaşa yol açtı. iç savaş beyrut’un çok ağır maddi hasarına ve can kaybına yolaçtı. savaş 1991 yılında sona erdiğinde beyrut bir harabeye dönüşmüştü ve 150.000 lübnalı can vermişti. kentin merkezi onarlımasına ve maddi olarak biraz toparlanmasına rağmen geleceği hala belirsizdir. 12 temmuz 2006 tarihinde başlayan 2006 israil-lübnan krizi’nde israil’in hava saldırıları sırasında beyrut kenti, özellikle güney kısmı ağır hasar görmüştür.

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol