... benim bir sevgilim var, sabahleyin kapısının önünü yıkayan kadınlar gibi. benim bir sevgilim var, çifte minare avlusunda hasır sandalye avlusuna çökmüş, toprak yüzlü ihtiyarların ağzında kıtlama şekerler gibi. benim bir sevgilim var, alnında beyaz akıtmalı lacivert atlar gibi, han kapılarını demir kelepçelerle tutan kilit taşları gibi. benim bir sevgilim var kümbetleri bekleyen eski yazılı aşklar gibi, bin yıldır rüzgarlar hala öpemememiş, toz toz uçuyor kil kırmızı dudaklar gibi. benim bir sevgilim var mevlamın bir çiçeği kakülü yayla çimeni ne güeldir bir bilseniz sabaha zamanı güvercin gerdanı gibi. toprak testide su gibi durur, o bakar ben susarım. benim bir sevgilim var, düşmeyi bekleyen dağ taşları gibi, çığllıkları boğazında büküp büküp ağıtlara yol verir gibi. ahh! anamın saçları gibi, kara tren yolları gibi, kemikten taraklar gibi, akşam üzerleri bakılna kahve telveleri gibi. benim bir sevgilim var, yaz ortasında nemli soğuk sırtımda diyarbekir surları gibi. benim bir sevgilim var, makamdan makama canım efendimlerle geçen geceyarısı şarkıları gibi. benim bir sevgilim var, kıpkırmızı saçları kızılırmak sazlıkları gibi...
anlatımının ve özleminin insanı hatırlattığı nihat genç yazımı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?