mehmet akif ersoyun bir siiri.
bayram
...
gelin de bayrami fatihte seyredin, zira
hayale, hatira sigmaz o herc u merc-i safa,
kucakta gezdirilen bir karis cocuklardan
tutun da, ta dedemiz demlerinden arta kalan,
asirlar olcusu boy boy asali nesle kadar,
buyuk kucuk butun efrad-i belde, hepsi de var!
adim basinda kurulmus besik salincaklar,
icinde darbuka, teflerle zilli saksaklar,
biraz gidin; kocaman bir cadir... onunde butun,
coluk cocuk birer onluk verip de girmek icin
nobetle beklesiyorlar; acep icinde ne var?
"caponyadan gelen insan suratli bir canavar!"
gecin: sirayla cadirlar, onunde her birinin.
diyor: "kuzum, girecek varsa durmasin girsin."
bagirmadan sesi bitmis ayakli bir ilan,
"alin gozum buna derler..." sedasi her yandan.
alettirikcilerin keyfi pek yolunda hele:
gelen yapismada bir, mutlaka o sapli tele,
terazilerden adam eksik olmuyor; birisi
inince binmede artik onun da hemserisi:
"hak okka cunki bu kantar... frenk icadi giram
degil! diremleri dortyuz, hesapta sasmaz adam."
"muhallebim ne de kaymak!
"sifalidir macun!"
"simit mi istedin aga!" "yokmus onlugun, dursun."
o basta: kuskunu kopmus egerli dulduller
bu basta: paldimi dusmus semerli bulbuller
baloncular, haciyatmazlar, firildaklar,
horoz sekerleri, civ civ oten oyuncaklar;
saginda atlikarinca, solunda tahtirevan
onunde bir suru cekcek, tepende cifte kolan
obek obek yere cokmus komur ceken develer...
ferag-i bal ile birden gevis getirmedeler,
kosan, gezen, oturan, maniler duzup cagiran.
davullu zurnali "dans" eyliyen, cosup bagiran,
bu kainat-i sururun icinde gezdikce,
cocuklarin tarafindaydi en cok eglence,
guzelce suslenerek dest-i naz-i maderle,
birer cicek gibi nevvar olan bebeklerle
gelirdi safha-i mevvac-i iyde baska hayat...
butun surur u setaretti gordugum harekat,
onar parayla biraz sallandirdilar... derken,
dururdu "yandi!" sadasiyle turkuler birden,
- ayol, demin daha yanmisti a! herif sen de,
- peki kizim, azicik fazla sallarim ben de.
"deniz dalgasiz olmaz
gonul sevdasiz olmaz
yari guzel olanin
basi belasiz olmaz!
haydindi mini mini masallah
kavusuruz insallah..."
fakat bu levha-i handana karsi, pek yasli,
bir ihtiyar kadinin koltugunda gur kasli,
uzunca sacli guzel bir kiz aglayip duruyor.
gelen gecen "bu nicin agliyor?" deyip soruyor.
- yetim ayol... bana evlat belasidir bu aci
cocuk degil mi, salincak diyor...
- salincakci!
kuzum, biraz da bu binsin... ne var sevabina say...
yetim sevindirenin omru cok olur...
- hay hay!
hemen o kiz da salincakcinin muruvvetine
katildi aglamiyan kizlarin setaretine.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?