bahname

bir bilen
---------------alıntı---------------

arapça adı ile bahname (şehvetname) diye anılan bu kitapların büyük bölümü, 4. murat döneminde toplatılıp yakıldığı, bazıları da sahipleri tarafından korkudan imha edildiği için günümüze kadar geleni çok az. bunlar da kitaplıklarda, müzelerde değil; özel kişilerin arşivlerinde bulunuyor. içerikleri nedeniyle, kütüphaneler hiçbir dönemde bahname bulundurmamışlardır.

bahnamelerin adı arapça’dan gelse de, içeriklerinin kaynağı iran’a dayanıyor. selçuklular dönemindeki anadolu, özellikle iran’dan gelen bazı düşünsel akımlara açık olduğu gibi; bu ülkede moda olmuş, açık saçık bazı şiir ve düzyazı türlerinin, yaygınlaştırıldığı bir alana dönüşmüştü. özellikle yüksek sınıfa mensup kişiler, bu tür modaları izlemeye oldukça meraklıydılar.

bahname denilen seksüel eserlerin iran’dan selçuklu devleti’ne ilk geçişi, 700 yıl kadar önceye dayanıyor. dönemin devlet adamları tarafından sipariş verilerek kaleme aldırılan bahnamelerde, ilk zamanlar ibn-i sina’nın eserlerinden derlenmiş bazı afrodizyak (cinsel uyarıcı) ilaçların formülleri de bulunuyordu.

osmanlı öncesi türk edebiyatındaki cinsellik bahislerinde, cinsel ilişki tekniklerinin anlatımına pek rastlanmaz. genellikle sevgilinin güzelliği, zarafeti ve baştan çıkarıcılığı konu edilir. destanlar döneminden başlayarak, 14. yüzyıl anadolu türkçesi örneği olan şiirlere kadar bu böyle gider. kabusname, türk edebiyatında sevişmeyi konu alan kaynakların en eskilerinden biridir. ziyaroğulları’ndan emir keykavus tarafından farsça yazılmış ansiklopedik bir eserdir.

türkler’ in kamasutra’sı diyebileceğimiz bahnamelerin yazılması, meşhur hint eseri kadar eski olmasa da, yüzyıllar öncesine dayanır. türkçe’si "cinsel konulardan bahseden kitap" anlamına gelen bahnameler, genellikle dönemin ünlü şahısları tarafından kaleme alınmışlardır. örneğin; tanınmış tıp bilgini ibn-i sina’dan (980-1037) astronominin babalarından sayılan nasreddin-i tusi’ye (1201-1274) kadar çok sayıda bilgin, bahname kaleme almıştır. özellikle tusi’nin bahname-i padişah’ı artık klasik olmuş bir eserdir.

---------------alıntı---------------

(bkz: avrada ağaca çıkar gibi sarılmak)
(bkz: öpücükte israfın haram olması)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol