zaman. kimine gore nakit.
(bkz: vakit nakittir)
vakit
(bkz: zaman)
medyadaki en asiri dinci gazete.eski adlari akitti zira sonra 4 harf tatmin etmemis olacak ki bi 5.sini v harfi ile eklediler basina.ibda-cnin yayin organi oldugunu duymustum ama emin diilim,ki tahminen dogrudur.bi de bu gazete solcularla da en cok ugrasan gazetedir,bok atmaya varan elestiriler(!) getirir ki bu konuda da ustlerine yoktur.bi keresinde de sivas katliaminda yanarak olen 37 masumun yanarak degil de cikan yanginin dumanindan bogularak oldugunu yazmisti.diyelim dogru,peki o yangini cikaran kimdi?
bi de grup yoruma "yerli salman rusdi" yakistirmasi yapmis,daha da cosup "emperyalizmin sozcusu" demistir,diyene bak...
gec oldugunu anladigimizda "gecenin bi vakti nasil gitcem yahu" tatsizliginda haykirislerde bulundugum zaman birimi.
(bkz: vakit gazetesi)
okunmaya deger bir gazetedir. onun gibi hicbir gazete yoktur. lutfu oflaz da bu gazeteye gecmistir.
roj tv den hiçbir farkı olmayan rejimi, ülkenin hukukçularını dirsek temasında olduğu terör gruplarına hedef gösteren, gazetecilikle gazeteyle uzaktan yakından alakası olmayan ve cumhuriyetin vaktinin dolmasını bekleyen ama daha çok bekleyecek olan paçavra.
cumhurbaşakanı a.necdet sezer’le ilgili bir haberde cumhurbaşkanının bir balodaki elinde içki kadehli resmini kullanarak(güya halkın gözünde bitirecekler) bana "pes artık bu kadar adilik olur" dedirten,akıllarınca yıpratma-yıldırma politikası izleyen g*tümü bile silmeyeceğim bir gazete
hüseyin üzmez olayından sonra "bu bir komplodur, kesin hap içirmişlerdir, ergenekoncuların parmağı vardır, hipnotize etmişlerdir, uzaylılar zihnini ele geçirmiştir, içine şeytan girmiştir" türü mesajlar veren yazarlara sahip bir yayın türüdür. arkadaşlarının, aynı düşünceye sahip, aynı kafadan bireylerin birbirlerine arka çıkmaısı güzel de merak ediyorum ben bu olayı gerçekleştiren karşılarından birisi olsa yine aynı hararetli bir şekilde onu da koruyacaklar mıydı, yoksa medya yoluyla linç girişimine en önde onlar mı gidecekti. evet.
artık mide bulandırma oranlarının iyice tavan yapan gazetedir. yazarları hüseyin üzmezin tecavüz ettiği iddia edilen 14 yaşındaki kız çocuğu için inanılmaz bir haber yapmışlardır. "adı kötüye çıkmış anne ile gezdiğinden sözü ciddiye alınmamalıdır".
sevgili akıl fikir dağıtılırken şemsiye ile gezen vakit gazetesi yönetim kurulu; bu ülkede hiç kimseyi başka birisi yüzünden suçlayamazsınız. insanların sizi suçlama nedenleri hüseyin üzmez değil sizin bu ortaçağdan kalma fikirlerinizdir. o sebepten suçu kimsede aramayın. ayıbınızla, terbiyesizliğinizle oturun.
sevgili akıl fikir dağıtılırken şemsiye ile gezen vakit gazetesi yönetim kurulu; bu ülkede hiç kimseyi başka birisi yüzünden suçlayamazsınız. insanların sizi suçlama nedenleri hüseyin üzmez değil sizin bu ortaçağdan kalma fikirlerinizdir. o sebepten suçu kimsede aramayın. ayıbınızla, terbiyesizliğinizle oturun.
yayın hayatına başladığında adı beklenen vakitti. yine o sıralarda yayınlanmaya başlanan selam gazetesinden daha yerliydi. selam, iranda yayınlanıyor gibiydi. açılan bir isim hakkı davasından dolayı adlarını akit olarak değiştirdiler. daha sonra bir yazarlarının yazdığı yazı aleyhinde 312 general dava açınca, tazminattan yırtmak için isimlerini anadoluda vakit olarak değiştirdiler. halen bu ismi kullanıyorlar.
kendini çok büyük gören insanların yazdığı gazete.
sabahattin önkibarın bu gazeteye değindiği bugünkü yazısı:
abraham başbakanlık’ta, yazsana vakit!
adı abraham h. foxman... abd’nin en büyük yahudi örgütü olan anti defamition leagua (adl)’nin direktörü.. abraham bey gazeteci olarak benim tayyip erdoğan’la aramı açan ve onu bana düşman yapan isimdir.. daha önce de yazdım, abraham foxman, akp kurulurken başbakan erdoğan’la cumhurbaşkanı gül’ün gizlice buluşup desteklerini aldıkları yahudi önderidir. 2001 yılında yapılan bu gizli görüşmeyi öğrenip o zaman ankara temsilciliğini yaptığım star gazetesinde yazınca ve yılmaz özdil ile fatih çekirge de bunu manşete koyunca kıyamet kopmuş ve tayyip bey bizi o gün defterinden silmişti... işte sevgili okurlar bu abraham foxman, heyetiyle beraber önceki gün ankara’da başbakan erdoğan’ın konuğuydu.. cihan haber ajansı haberi geçti de kullanan yok.. tam bu noktada soralım; ilker başbuğ paşa mescid-i aksa’yı ziyaret ettikten sonra dönüşte aynı yapıda yer alan ağlama duvarı’nın önünde fotoğraf çektirdi diye manşetten hedefe koyan vakit gazetesi abraham ve heyetinin başbakan’ı ziyaretini neden görmedi acaba? yoksa abraham foxman, gizli müslüman mı? yahudiler erdoğan’a en büyük ödülü(cesaret) verir ve tayyip beyi makamında kucaklarken susacaksın ve ondan sonra da islam’ın kılıcıyım diyeceksin... delirtmeyin beni...
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=4331
abraham başbakanlık’ta, yazsana vakit!
adı abraham h. foxman... abd’nin en büyük yahudi örgütü olan anti defamition leagua (adl)’nin direktörü.. abraham bey gazeteci olarak benim tayyip erdoğan’la aramı açan ve onu bana düşman yapan isimdir.. daha önce de yazdım, abraham foxman, akp kurulurken başbakan erdoğan’la cumhurbaşkanı gül’ün gizlice buluşup desteklerini aldıkları yahudi önderidir. 2001 yılında yapılan bu gizli görüşmeyi öğrenip o zaman ankara temsilciliğini yaptığım star gazetesinde yazınca ve yılmaz özdil ile fatih çekirge de bunu manşete koyunca kıyamet kopmuş ve tayyip bey bizi o gün defterinden silmişti... işte sevgili okurlar bu abraham foxman, heyetiyle beraber önceki gün ankara’da başbakan erdoğan’ın konuğuydu.. cihan haber ajansı haberi geçti de kullanan yok.. tam bu noktada soralım; ilker başbuğ paşa mescid-i aksa’yı ziyaret ettikten sonra dönüşte aynı yapıda yer alan ağlama duvarı’nın önünde fotoğraf çektirdi diye manşetten hedefe koyan vakit gazetesi abraham ve heyetinin başbakan’ı ziyaretini neden görmedi acaba? yoksa abraham foxman, gizli müslüman mı? yahudiler erdoğan’a en büyük ödülü(cesaret) verir ve tayyip beyi makamında kucaklarken susacaksın ve ondan sonra da islam’ın kılıcıyım diyeceksin... delirtmeyin beni...
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=4331
birkaç gün önce, ankara temsilcisi serdar arsevenin yazdığı ve her kesimden çok tepki gören:
" çifte standartlarım var. bu çifte standartlar nasıl mı işler? basit; itham müslümana yönelmişse ‘iftira olduğu önyargısından hareketle çıkarım yola. deniz feneri benimdir, ergenekon terör örgütü kahrolası darbe düzeninin.
...
ben; bir müslümanı, hele bir fasık saldırıyorken, asla yıpratmam. üstadın anlayışındayım. belki kendim ısırırım müslüman kardeşimi. lakin köpeklerin yalamasına dahi müsaade etmem. hele tarassut köpeklerinin asla."
(bkz: tarassut köpeği)
yazısından sonra; bugünkü birinci sayfasında da, almanyada sonuçlanan deniz feneri davasını: "davada 2 kişi beraat etti" diye veren gazete.
ulan 3 kişi de ceza aldı be!
" çifte standartlarım var. bu çifte standartlar nasıl mı işler? basit; itham müslümana yönelmişse ‘iftira olduğu önyargısından hareketle çıkarım yola. deniz feneri benimdir, ergenekon terör örgütü kahrolası darbe düzeninin.
...
ben; bir müslümanı, hele bir fasık saldırıyorken, asla yıpratmam. üstadın anlayışındayım. belki kendim ısırırım müslüman kardeşimi. lakin köpeklerin yalamasına dahi müsaade etmem. hele tarassut köpeklerinin asla."
(bkz: tarassut köpeği)
yazısından sonra; bugünkü birinci sayfasında da, almanyada sonuçlanan deniz feneri davasını: "davada 2 kişi beraat etti" diye veren gazete.
ulan 3 kişi de ceza aldı be!
gazetenin yayın kurulundan yapılan açıklamada şöyle denildi:
ne yanlışa sahip çıkar, ne de komploya boyun eğeriz
26 nisan’dan bu yana, hüseyin üzmez’in şahsında vakit gazetesi ve vakit gazetesi’nin şahsında tüm mütedeyyin insanları karalama maksatlı yayınlar herkesin malumudur.
vakit yayın kurulu olarak, bu vesile ile şu hususları kamuoyuna duyurmayı bir borç bilmekteyiz.
görsel ve yazılı medya, hüseyin üzmez üzerinden vakit gazetesi ve hatta tüm mütedeyyin insanları suçlayıcı yayınlara devam etmektedir.
üzmez’in suçu henüz kesinlik kazanmamıştır... buna rağmen, biz bu fiili tasvip etmediğimizi defalarca deklâre ettik... böyle bir suç işlendiğinde; ölçümüz, peygamber efendimiz hz.muhammed’in (sav); “hırsızlık yapan kızım fatıma da olsa, elini keserim” şeklindeki ilkesidir. eylem tasvip edilmediği müddetçe; “fail”in yakınlarının ve çalıştığı kurumun o eylemden sorumlu tutulması mümkün olamaz!..
evrensel hukukta, “suçun şahsiliği” ilkesi esastır. “fail” kim ise, “eylem” sebebiyle sadece o suçlanabilir ve o cezalandırılabilir.
eylemin; hüseyinüzmez’e, “şahsi suç” olarak atfedilen bir “iddia” olduğu, vakit gazetesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı ortadadır!.. buna rağmen; ısrarla “vakit gazetesi”nin ve mütedeyyin insanların suçlanmaya kalkışılması, olayın “maksatlı” olduğu tezini güçlendirmektedir.
şu ana kadar hüseyin üzmez aleyhine delil olarak küçük kızın karakol beyanlarından başka bir bilgi yoktur. bu kız da; “adı kötüye çıkmış bir kadın”la dolaştığı için, olaydan iki gün önce babasından “dayak” yiyen ve bu sebeple karakolluk olan bir kızdır. dolayısıyla o kızın beyanlarının ne derece sıhhatli olduğu şüphelidir.
kaldı ki; adı geçen kızın, tutuklama sonrasında kendi öz babasına ve teyzesine, olayın gerçek olmadığını açıkladığı tarafımızca bilinmektedir.
tüm bu süreç sonrasında, hüseyin üzmez hakkındaki iddiaların, tüm yönleriyle açıklığa kavuşmasını bekliyor, vakit gazetesi olarak da; alnımızın ak, başımızın dik olduğunu tekraren kamuoyuna duyuruyoruz..
biz; duruşunu, güvenilirliğini tüm kamuoyu nezdinde ispat etmiş bir gazeteyiz.
peki; üzmez üzerinden vakit gazetesi’ne saldıranlara ne derece güvenilir?
onlar; “porno” yayından kesinleşmiş mahkûmiyeti olan “sabıkalı bir patron”un, halen emrinde çalışan gazeteciler (!) değil midir?
onlar; etibank’ı hortumlayıp, bir şekilde kendilerini çete suçundan sıyırıp, bir başka patronun kontrolünde yayınlarına devam eden gazeteciler (!) değil midir?
onlar; patronlarının “banka hortumu”na sessiz kalan, fakir fukaranın üzerine milyarlarca dolarlık borç yıkan, hatta patronları tutuklandıktan sonra bile, ona destek yazıları yazan, destek haberleri yapan gazeteciler (!) değil midir?
onlar; trt’yi dolandırma suçundan yargılanıp mahkûm olan, basın kartı hamili sözde gazeteciler değil midir?
eşi dışında bir kadın ile yatak sahneleri internet sitelerinde halen yayında olan, üstelik o görüntülerdeki “sadistçe” fiilleri apaçık ortada iken, bu sadistleri ana haber bülteni sunması için büyük transfer bedelleri ile kanallarına getirenler, onlara program yaptıranlar kimdir?
toplumun ahlâkını bozmak için özellikle sübvanse edilen; kağıt bedelinin bile altındaki bir fiyatla satılan ucuz gazetelerinde “aldatan kadınlar” başlıkları ile tam sayfa “zina dizi yazıları” yapanlar kimdir?
çıplak kadın fotoğraflarını “arka sayfa güzeli” adı altında pazarlayanlar kimdir?
zina suç olmasın diye kampanya başlatıp, “hayvanlar gibi özgürce sevişmek” isteyenler kimlerdir?..
devletin anayasal düzenini değiştirme suçundan gözaltına alınıp, 83 yaşında olması dolayısıyla, 15 günde bir imza verme şartı ile salıverilen ve bu suç sebebi ile yurtdışına çıkışı yasaklanan başyazarlarına, bu suçlamadan aklanmadan başköşelerini açanlar onlar değil midir?
çete sanığı başyazarlarını; tebriklerle, kutlamalarla, alkışlarla göklere çıkaranlar onlar değil midir?
bizim ölçümüz, “fasıklardan gelen habere itibar etmemek”tir. bu ölçü gereğince; biz ortalığa saçılan haberlere ihtiyatla yaklaşacak ve olayın tamamen açıklığa kavuşmasını bekleyeceğiz.
“iddia”lardan bu yana hüseyinüzmez’in tek bir yazısı bu gazetede yayınlanmamıştır.
ama sadece üzmez’i değil, onun üzerinden topyekûn bir camiayı suçlayanlar, “pornodan mahkûm olan patron”un emrinde, halen yazı yazmaya, gazetecilik (!) yapmaya devam etmektedirler.
işte vakit’in farkı budur.
vakit; henüz netleşmiş bir durum olmamasına rağmen, hüseyin üzmez aklanıncaya kadar onun yazılarına ara vermiş ve suçu sabit görüldüğünde “yollarını ayıracağını” deklâre etmişken, onlar hortumcuların kontrolünde gazete çıkarmaya devam etmekte hiçbir beis görmemektedir.
vakit, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “inananların yüzakı” olma misyonunu sürdürecektir.
inananların gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi olmaya devam edecektir.
bomba koydurarak, kaleşnikofla taratarak, çete reisine iftira ettirerek, 28 şubat sürecinde 400 polisle baskın yaptırarak susturulmak istenen sesimiz, allah’ın izniyle bundan sonra da gür bir şekilde çıkmaya devam edecektir.
hiç kimsenin yanlışına sahip çıkmayacak, ancak komplolara da boyun eğmeyeceğiz.
kamuoyuna saygıyla duyurulur.
yayin kurulu
http://habervaktim.com/haberoku.php?id=18117
***
yorum yapmayacağım.
midem bulandı benim, şimdi kusacam!
komplo dedikleri olayı bir de hüseyin üzmez in yaptığı telefon konuşmasından, kendi dilinden dinleyelim;
"kan adet halinde misin? bugün gelecektim, hasta olduğuna göre niye geleyim oraya kadar. hastasın kızım seni derde sokmak istemiyorum hele iyileş de öbür hafta bir şey ederiz. yine sizi çağırırım, mudanyaya götürürüm. iyi olsaydın bugün gelecektim işte bir gece kalırdık, ondan sonra sizi gönderir ben de dönerdim. iyi ayarlamıştım ama hastalık girdi araya. inşallah gelecek hafta sonu olur. tezgahları kuruyoruz. az kaldı 1-2 ay sonra baban orada işe başlayacak. ben de yakınım zaten. gece gündüz beraber oluruz."
komplonuzun amına koyiim sizin lan.
ne yanlışa sahip çıkar, ne de komploya boyun eğeriz
26 nisan’dan bu yana, hüseyin üzmez’in şahsında vakit gazetesi ve vakit gazetesi’nin şahsında tüm mütedeyyin insanları karalama maksatlı yayınlar herkesin malumudur.
vakit yayın kurulu olarak, bu vesile ile şu hususları kamuoyuna duyurmayı bir borç bilmekteyiz.
görsel ve yazılı medya, hüseyin üzmez üzerinden vakit gazetesi ve hatta tüm mütedeyyin insanları suçlayıcı yayınlara devam etmektedir.
üzmez’in suçu henüz kesinlik kazanmamıştır... buna rağmen, biz bu fiili tasvip etmediğimizi defalarca deklâre ettik... böyle bir suç işlendiğinde; ölçümüz, peygamber efendimiz hz.muhammed’in (sav); “hırsızlık yapan kızım fatıma da olsa, elini keserim” şeklindeki ilkesidir. eylem tasvip edilmediği müddetçe; “fail”in yakınlarının ve çalıştığı kurumun o eylemden sorumlu tutulması mümkün olamaz!..
evrensel hukukta, “suçun şahsiliği” ilkesi esastır. “fail” kim ise, “eylem” sebebiyle sadece o suçlanabilir ve o cezalandırılabilir.
eylemin; hüseyinüzmez’e, “şahsi suç” olarak atfedilen bir “iddia” olduğu, vakit gazetesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı ortadadır!.. buna rağmen; ısrarla “vakit gazetesi”nin ve mütedeyyin insanların suçlanmaya kalkışılması, olayın “maksatlı” olduğu tezini güçlendirmektedir.
şu ana kadar hüseyin üzmez aleyhine delil olarak küçük kızın karakol beyanlarından başka bir bilgi yoktur. bu kız da; “adı kötüye çıkmış bir kadın”la dolaştığı için, olaydan iki gün önce babasından “dayak” yiyen ve bu sebeple karakolluk olan bir kızdır. dolayısıyla o kızın beyanlarının ne derece sıhhatli olduğu şüphelidir.
kaldı ki; adı geçen kızın, tutuklama sonrasında kendi öz babasına ve teyzesine, olayın gerçek olmadığını açıkladığı tarafımızca bilinmektedir.
tüm bu süreç sonrasında, hüseyin üzmez hakkındaki iddiaların, tüm yönleriyle açıklığa kavuşmasını bekliyor, vakit gazetesi olarak da; alnımızın ak, başımızın dik olduğunu tekraren kamuoyuna duyuruyoruz..
biz; duruşunu, güvenilirliğini tüm kamuoyu nezdinde ispat etmiş bir gazeteyiz.
peki; üzmez üzerinden vakit gazetesi’ne saldıranlara ne derece güvenilir?
onlar; “porno” yayından kesinleşmiş mahkûmiyeti olan “sabıkalı bir patron”un, halen emrinde çalışan gazeteciler (!) değil midir?
onlar; etibank’ı hortumlayıp, bir şekilde kendilerini çete suçundan sıyırıp, bir başka patronun kontrolünde yayınlarına devam eden gazeteciler (!) değil midir?
onlar; patronlarının “banka hortumu”na sessiz kalan, fakir fukaranın üzerine milyarlarca dolarlık borç yıkan, hatta patronları tutuklandıktan sonra bile, ona destek yazıları yazan, destek haberleri yapan gazeteciler (!) değil midir?
onlar; trt’yi dolandırma suçundan yargılanıp mahkûm olan, basın kartı hamili sözde gazeteciler değil midir?
eşi dışında bir kadın ile yatak sahneleri internet sitelerinde halen yayında olan, üstelik o görüntülerdeki “sadistçe” fiilleri apaçık ortada iken, bu sadistleri ana haber bülteni sunması için büyük transfer bedelleri ile kanallarına getirenler, onlara program yaptıranlar kimdir?
toplumun ahlâkını bozmak için özellikle sübvanse edilen; kağıt bedelinin bile altındaki bir fiyatla satılan ucuz gazetelerinde “aldatan kadınlar” başlıkları ile tam sayfa “zina dizi yazıları” yapanlar kimdir?
çıplak kadın fotoğraflarını “arka sayfa güzeli” adı altında pazarlayanlar kimdir?
zina suç olmasın diye kampanya başlatıp, “hayvanlar gibi özgürce sevişmek” isteyenler kimlerdir?..
devletin anayasal düzenini değiştirme suçundan gözaltına alınıp, 83 yaşında olması dolayısıyla, 15 günde bir imza verme şartı ile salıverilen ve bu suç sebebi ile yurtdışına çıkışı yasaklanan başyazarlarına, bu suçlamadan aklanmadan başköşelerini açanlar onlar değil midir?
çete sanığı başyazarlarını; tebriklerle, kutlamalarla, alkışlarla göklere çıkaranlar onlar değil midir?
bizim ölçümüz, “fasıklardan gelen habere itibar etmemek”tir. bu ölçü gereğince; biz ortalığa saçılan haberlere ihtiyatla yaklaşacak ve olayın tamamen açıklığa kavuşmasını bekleyeceğiz.
“iddia”lardan bu yana hüseyinüzmez’in tek bir yazısı bu gazetede yayınlanmamıştır.
ama sadece üzmez’i değil, onun üzerinden topyekûn bir camiayı suçlayanlar, “pornodan mahkûm olan patron”un emrinde, halen yazı yazmaya, gazetecilik (!) yapmaya devam etmektedirler.
işte vakit’in farkı budur.
vakit; henüz netleşmiş bir durum olmamasına rağmen, hüseyin üzmez aklanıncaya kadar onun yazılarına ara vermiş ve suçu sabit görüldüğünde “yollarını ayıracağını” deklâre etmişken, onlar hortumcuların kontrolünde gazete çıkarmaya devam etmekte hiçbir beis görmemektedir.
vakit, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “inananların yüzakı” olma misyonunu sürdürecektir.
inananların gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi olmaya devam edecektir.
bomba koydurarak, kaleşnikofla taratarak, çete reisine iftira ettirerek, 28 şubat sürecinde 400 polisle baskın yaptırarak susturulmak istenen sesimiz, allah’ın izniyle bundan sonra da gür bir şekilde çıkmaya devam edecektir.
hiç kimsenin yanlışına sahip çıkmayacak, ancak komplolara da boyun eğmeyeceğiz.
kamuoyuna saygıyla duyurulur.
yayin kurulu
http://habervaktim.com/haberoku.php?id=18117
***
yorum yapmayacağım.
midem bulandı benim, şimdi kusacam!
komplo dedikleri olayı bir de hüseyin üzmez in yaptığı telefon konuşmasından, kendi dilinden dinleyelim;
"kan adet halinde misin? bugün gelecektim, hasta olduğuna göre niye geleyim oraya kadar. hastasın kızım seni derde sokmak istemiyorum hele iyileş de öbür hafta bir şey ederiz. yine sizi çağırırım, mudanyaya götürürüm. iyi olsaydın bugün gelecektim işte bir gece kalırdık, ondan sonra sizi gönderir ben de dönerdim. iyi ayarlamıştım ama hastalık girdi araya. inşallah gelecek hafta sonu olur. tezgahları kuruyoruz. az kaldı 1-2 ay sonra baban orada işe başlayacak. ben de yakınım zaten. gece gündüz beraber oluruz."
komplonuzun amına koyiim sizin lan.
yılbaşı gecesi 7 gencin ölümüyle sonuçlanan olayı çok farklı bir yönden ele almış gazetedir.bu haberin üstüne yılbaşını kutlarsanız böyle olur diyerek daha önce kimsenin bakmadığı bir pencereden bakmıştır olaya.işte ihtiyacımız olan yorum budur.olaylara tek bir yönden değil,bir çok taraftan bakabilen gazeteler lazım bu memlekete.hatırlarsanız hüseyin üzmez olayında da her gazete hemen hemen aynı suçlamaları yaparken,vakit yine farklı bir taraftan bakıp,hüseyin üzmez in suçsuz olduğunu iddia etmişti.
bu ulkede neyi temsil ediyor bu gazete tam olarak cikartamiyorum ben. hani sagci desen degil solcu desen degil ulkucu desen degil hangi amaca hizmet ettikleri hic belli degil. cok kimse tarafindan dindar bir gazete olduklari du$unulur, peki birisi bana hangi dinin zehirlenme sonucu hayatini kaybeden bir grup genc icin bu gazetenin yazdiklarini onaylayabilecegini soylesin lutfen. ben en azindan bu dinin islamiyet olmadigini biliyorum.
kafatası avcılarının resmi gazetesi izlenimi vermektedir.
olaylara baktıkları "taraf" çökesicelerdir.
7 can gitmişken,hangi allahın kulu bu olaya böyle bir taraftan bakabilir?nasıl bir gazetecilik etiğidir?
etik kelimesinin anlamını bilen insanlar mıdır?
18 yaşına yeni girmiş gençlerin ölmesini müstahak addeden bu gazeteyi evine kim sokmaktadır?
düşünce ve basın özgürlüklerinin cıvkını çıkartmak suretiyle en fazla ne kadar çirkinleşebiliriz deneyi yapan bu gazete,kendini affettirmek için tek bir şey yapabilir:yayıma son vermek.
7 can gitmişken,hangi allahın kulu bu olaya böyle bir taraftan bakabilir?nasıl bir gazetecilik etiğidir?
etik kelimesinin anlamını bilen insanlar mıdır?
18 yaşına yeni girmiş gençlerin ölmesini müstahak addeden bu gazeteyi evine kim sokmaktadır?
düşünce ve basın özgürlüklerinin cıvkını çıkartmak suretiyle en fazla ne kadar çirkinleşebiliriz deneyi yapan bu gazete,kendini affettirmek için tek bir şey yapabilir:yayıma son vermek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?