tamirci parasi vermemek icin ben tamir ederim diye herseyi bozan bol parali alik insan modeli.
ev sahibi
genel uzere almanyadan oglu gelen, her daim evlenecek oglu bulunan kisi.
gotlekler yarisiyor yarismasinda en onde seyreden sahis, zira banyo kuvetine kadar kira kontratina yazmasiyla allah belani versin dedirten metroseksuel kiro.
(bkz: kiraci)
kiralık katil tutup öldürmeyi planladığım şahıs. veya başkasına güvenmemeli kendi işini kendi halletmeli insan diyerek bir ara boğazını sıkabilirim bilemiyorum.
evine girdigim gun istedigi aidati cok bulup, odesiriz bir gun hesabi sesimi cikarmadigim sahis.. lakin 11 gun sonra 1 aylik kira, telefon, adsl, su, elektrik ve dogalgaz borcunu takip baska bir sehre kacma planlarindayim..
ev sahipleri milletin içinde yaşadıkları mülkün hukuki sahipleri oldukları için bir kere baştan kaybetmiş insanlardır...
ev sahibi olduğunuz bir organizasyon yapılıyorsa her şey sizin sorumluluğunuzdadır. hele bu organizasyon üç beş kişiyi aşıcaksa hazırlık günler öncesinden başlar. telefonlar edilir, yemekler hazırlanır, içkiler ayalarnır, müzik setleri cdler temizlik, kısaca insanların lütfedip gelecekleri mekanının görünmeyen bütün ayrıntıları tek tek elinizden geçer.
insanlar geldiklerinde sizin bir önceki gecenin 11 saatini yolda geçirmiş olmanız önemli değildir. zaten kimseye bunu söylemezsiniz. ev sahibisinizdir. telefonlar açılır arkadaşlarla konuşulur, sevgilinizi yeni görmüşünüzdür ama daha "çok özledim seni" bile diyemeden evin hazırlanmasına girişirsiniz.
yerler silinir, masalar toplanır, mobilyalar yerleştirilir, gelecek kişiler sizin ne kadar iş yaptığınızı bilemezler. onlara göre evler yeşil elfler tarafından toplanıp partiye hazırlanırlar.
sanki sizden istenmiş gibi herkesi arabayla alıp getirirsiniz. insanlarla bir bir ilgilenir, her birinin içkilerini kendi elinizle koyarsınız. arada oyunlar düzenler insanların peşinden koşar, istiyenleri eve bırakırsınız.
bu arada tek kadeh içemez bir lokma yiyemez bir nebze eglenemezsiniz. istediğiniz insanların mutluluğudur.
iyisiyle kötüsüyle parti başlar uzar iyisiyle kötüsüyle yaşanır biter.
gecenin sonunda en madur adam sizken kimseyi suçlamazsınız. partidir, alkoldür, olur dersiniz. hiç bir şey olmasa yaşanan olumsuzlukların güzel bir geceye gölge düşürmesini istemezsin.
ertesi günü eve gidesin temizliğe. bir kişinin iki zıt duvara nası kusabileceğini merak edersin, kız arkadaşının eşyalarını kimin kırdığını, nasıl bir insanın yatağında sigara söndürebildiğini.
kızar mısın. kızmazsın.
ölür müsüm, üldürür müsün.
susarsın yine de. tek istediğin insanların mutluğudur.
daha sonra evini, kapını, yuvanı karşılıksız açtığın insanlardan sadece mutlu olduklarını duymayı beklersin.
bir teşekkür, bir çok güzeldi yeter sana.
ama olmaz.
olamaz.
2-3 kişi arayıp teşekkür eder,
bir ikisi müteşekkirliğini belirtir,
kalanlar ne arkadaş seçiminizi birakırlar
ne ev sahipliğinizi.
tek istediğiniz mutluluktur insanlara.
herkesin her şeye hoş görüsü varken,
dudaklarınızdan çıkmış bir lafı dönüp kakarlar kafanıza.
ev sahibi olduğunuz bir organizasyon yapılıyorsa her şey sizin sorumluluğunuzdadır. hele bu organizasyon üç beş kişiyi aşıcaksa hazırlık günler öncesinden başlar. telefonlar edilir, yemekler hazırlanır, içkiler ayalarnır, müzik setleri cdler temizlik, kısaca insanların lütfedip gelecekleri mekanının görünmeyen bütün ayrıntıları tek tek elinizden geçer.
insanlar geldiklerinde sizin bir önceki gecenin 11 saatini yolda geçirmiş olmanız önemli değildir. zaten kimseye bunu söylemezsiniz. ev sahibisinizdir. telefonlar açılır arkadaşlarla konuşulur, sevgilinizi yeni görmüşünüzdür ama daha "çok özledim seni" bile diyemeden evin hazırlanmasına girişirsiniz.
yerler silinir, masalar toplanır, mobilyalar yerleştirilir, gelecek kişiler sizin ne kadar iş yaptığınızı bilemezler. onlara göre evler yeşil elfler tarafından toplanıp partiye hazırlanırlar.
sanki sizden istenmiş gibi herkesi arabayla alıp getirirsiniz. insanlarla bir bir ilgilenir, her birinin içkilerini kendi elinizle koyarsınız. arada oyunlar düzenler insanların peşinden koşar, istiyenleri eve bırakırsınız.
bu arada tek kadeh içemez bir lokma yiyemez bir nebze eglenemezsiniz. istediğiniz insanların mutluluğudur.
iyisiyle kötüsüyle parti başlar uzar iyisiyle kötüsüyle yaşanır biter.
gecenin sonunda en madur adam sizken kimseyi suçlamazsınız. partidir, alkoldür, olur dersiniz. hiç bir şey olmasa yaşanan olumsuzlukların güzel bir geceye gölge düşürmesini istemezsin.
ertesi günü eve gidesin temizliğe. bir kişinin iki zıt duvara nası kusabileceğini merak edersin, kız arkadaşının eşyalarını kimin kırdığını, nasıl bir insanın yatağında sigara söndürebildiğini.
kızar mısın. kızmazsın.
ölür müsüm, üldürür müsün.
susarsın yine de. tek istediğin insanların mutluğudur.
daha sonra evini, kapını, yuvanı karşılıksız açtığın insanlardan sadece mutlu olduklarını duymayı beklersin.
bir teşekkür, bir çok güzeldi yeter sana.
ama olmaz.
olamaz.
2-3 kişi arayıp teşekkür eder,
bir ikisi müteşekkirliğini belirtir,
kalanlar ne arkadaş seçiminizi birakırlar
ne ev sahipliğinizi.
tek istediğiniz mutluluktur insanlara.
herkesin her şeye hoş görüsü varken,
dudaklarınızdan çıkmış bir lafı dönüp kakarlar kafanıza.
(bkz: oturabi)
eğer bir öğrencicin ev sahibisyle öğrenciye cehennem azabı çektirmek için elinden geleni ardına koymayan insan modelidir.
sepulturk:hoş geldin halil abi. buyur içeri.
ev sahibi:yok sepulturkcugum gelmiyim. senden şikayet varmış. ne bu müziğin sesi?
sepulturk:abi müziğin sesini sen de duyuyosun, yüksek mi şimdi bu?
ev sahibi:ya aslında müziğin sesinden çok dinlediğin müzikten tepkiler geldi bugün biraz. çalma artık öyle müzikler.
sepulturk:(bkz: mavi ekran) abi sen ne diyosun şimdi? müslüm mü dinliyim?
ev sahibi:yok öyle de değilde, çok şikayet geldi bilmiyorum ben de.
sepulturk:evden mi çıkim? onu mu istiyosun?
ev sahibi:nerden çıkardın onu
sepulturk:hoş geldin halil abi. buyur içeri.
ev sahibi:yok sepulturkcugum gelmiyim. senden şikayet varmış. ne bu müziğin sesi?
sepulturk:abi müziğin sesini sen de duyuyosun, yüksek mi şimdi bu?
ev sahibi:ya aslında müziğin sesinden çok dinlediğin müzikten tepkiler geldi bugün biraz. çalma artık öyle müzikler.
sepulturk:(bkz: mavi ekran) abi sen ne diyosun şimdi? müslüm mü dinliyim?
ev sahibi:yok öyle de değilde, çok şikayet geldi bilmiyorum ben de.
sepulturk:evden mi çıkim? onu mu istiyosun?
ev sahibi:nerden çıkardın onu
kombiyi tamir ettirmektense, "aman canım patlayıversin nasıl olsa ben oturmuyorum" demeye varacak repliklerle insanı çileden çıkartan insan modelleri. anlayamadığımız şey şu ki, kardeşim bu senin evin. en başta sen eğer bu kadar mala paraya düşkünsen, en önce sen demelisin yaptıralım diye. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...ama işte bizim insanlar böyle. evde kendileri oturmadıkları sürece, orada yaşayanın başka bir insan olduğunu unutuyorlar sanırım. üç günlük dünyaya yakışmıyor bu mal, mülk, para hırsı...
kesinlikle almanyada oğlu vardır. gelecektir bir gün sizi yerinizden etmeye.
kiracıya verecegime farelere oturturum diyebilen acınası insan.
kira gününü asla gcirmeden sabahın erken saatlerinde kapınızı calan mal sahibidir. tabi gayet melek olanları da hala vardır.
pişkin olmasıyla bilinir, aynı zamanda birbirini sevmeyen misafirlerin her ikisini birden sevmemesiyle de türlü özlü sözlere de konu olmuştur.
bunların büyük bir çoğunluğu yaşını başını almış ve hacıdır.
olay erzurumda geçiyor.
- amca ev fena değil.
% fena deyil ne söz? içi cün daha cezin bu muhiti, bele ev bulamazsız uşağlar
(amca erzurumun taşrasından, konuşmasından belli. köyde tarlayı satıp savmış, basmış parayı kooperatife.)
- peki, ne istiyon sen bu eve şimdi?
% yecenim siz talebesiz, benim torunum da talebe. sizden çoğ para almağ olmaz.
- adını koy hacım, ne kadar verecez ayda?
% yecenim içiyüzelli yuro çira, elli yuro da dibizot .
- euro nerden çıktı amca, liranın kökü kurudu mu?
% yecen ben bu evi morgoçnan aldım, pangaya yuro ödirem, onun üçün çiracıdan da yuro alacam.
- morgoç?
% daa çira öder çimin ev sahabi olirsan ya, işte o. sizden alıp pangaya verecem anniyacağın
- haa mortgage.
% he, ne pohsa işte, diyemirem adıni.
- amca 250 euroya iki tane ev tutarız, sen naaptın?
% ney? cuggulumi dutarsız, 250 yuro para mi la bu devirde? sizin dutacağız yoh, gidin işize, eyleşmeyin bennen.
olay erzurumda geçiyor.
- amca ev fena değil.
% fena deyil ne söz? içi cün daha cezin bu muhiti, bele ev bulamazsız uşağlar
(amca erzurumun taşrasından, konuşmasından belli. köyde tarlayı satıp savmış, basmış parayı kooperatife.)
- peki, ne istiyon sen bu eve şimdi?
% yecenim siz talebesiz, benim torunum da talebe. sizden çoğ para almağ olmaz.
- adını koy hacım, ne kadar verecez ayda?
% yecenim içiyüzelli yuro çira, elli yuro da dibizot .
- euro nerden çıktı amca, liranın kökü kurudu mu?
% yecen ben bu evi morgoçnan aldım, pangaya yuro ödirem, onun üçün çiracıdan da yuro alacam.
- morgoç?
% daa çira öder çimin ev sahabi olirsan ya, işte o. sizden alıp pangaya verecem anniyacağın
- haa mortgage.
% he, ne pohsa işte, diyemirem adıni.
- amca 250 euroya iki tane ev tutarız, sen naaptın?
% ney? cuggulumi dutarsız, 250 yuro para mi la bu devirde? sizin dutacağız yoh, gidin işize, eyleşmeyin bennen.
bazen böyle, allah belalarını versin demek geliyor içimden ama olmaz.
taşınıyorum diye sevinirsiniz, evi ölçüp biçersiniz. emlakçı da çok ılıman çıkar. tam ev sahibiyle el sıkışacakkennnnnnnn gider başka bir emlakçıya daire kiralarını sorar ve kira tutarını arttırır. s.k gibi kalıverirsin öyle.
ağzını kırayım.
taşınıyorum diye sevinirsiniz, evi ölçüp biçersiniz. emlakçı da çok ılıman çıkar. tam ev sahibiyle el sıkışacakkennnnnnnn gider başka bir emlakçıya daire kiralarını sorar ve kira tutarını arttırır. s.k gibi kalıverirsin öyle.
ağzını kırayım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?