k.marasin afsin ilcesi bercenek koyundendir burada dogmus burada buyumustur.ilk yapitlarinda fazlasiyla politik oldugu gorulur halka kendini sevdiren turkulerini bu politizm kaygisini uzerinden attiktan sonra vermistir...onun turkulerinde aci ceken insan merkezinde doga,ayrilik,cemiyet,yoksulluk gibi kavramlarin sorgulanisi vardir.pir sultan abdal hassasiyetiyle dokunur tellerine sazinin ve anlattigida salt anadolu insanidir..ozellikle yalancisin,bir kus bir dunya,oy babo,nenni bebek dinlenilesi eserleridir..
aşık mahzuni şerif
turkiyenin gelmis gecmis en buyuk halk ozanlarindan biridir. gectigimiz yillarda kaybettik kendisini. severek dinledigimiz cok sayida turkunun sahibidir.
(bkz: dom dom kursunu)
(bkz: sarhos)
(bkz: bosuna)
(bkz: garip)
(bkz: dom dom kursunu)
(bkz: sarhos)
(bkz: bosuna)
(bkz: garip)
Dinlenilmesi gerek en buyuk turk ozan’larimizdandi.
(bkz: bosu bosuna)
Vasiyeti :
A?yk Mahzuni ?erif son iki yylynda ölümünün yakla?ty?yny, dostlaryna bildirerek vasiyetini açyklamy?tyr. Öldü?ünde, Hacybekta?’a pîrinin ir?ad etti?i topraklara gömülecek, mezarynyn bulundu?u topraklara bostan ekilecek, gelen geçen yolcu bu bostanlardan yiyecektir. Bu vasiyeti ayny zamanda ?iirle?tirmi?tir de.
http://www.mahzuniserif.net/
http://www.mahzuniserif.com/
(bkz: bosu bosuna)
Vasiyeti :
A?yk Mahzuni ?erif son iki yylynda ölümünün yakla?ty?yny, dostlaryna bildirerek vasiyetini açyklamy?tyr. Öldü?ünde, Hacybekta?’a pîrinin ir?ad etti?i topraklara gömülecek, mezarynyn bulundu?u topraklara bostan ekilecek, gelen geçen yolcu bu bostanlardan yiyecektir. Bu vasiyeti ayny zamanda ?iirle?tirmi?tir de.
http://www.mahzuniserif.net/
http://www.mahzuniserif.com/
(bkz: işte gidiyorum çesmi siyahım ) dinlenilmesi gereken en güzel türkülerinden biridir benim için en güzeli.
(bkz: otme horoz otme)
15.000 bestesi vardır.
toplum ozanı güzel insan herkesin kıymetini bilemediği halk ozanımızdır...
halkın içinde bulunduğu durumu en iyi şekilde ifade eder
ağlasam mı
mevlam gül diyerek iki göz vermiş
bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
dura dura bir sel oldum erenler
bilmem çağlasam mı çağlamasam mı
yoksulun sırtından doyan doyana
bunu gören yürek nasıl dayana
yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
bilmem söylesem mi söylemesem mi
mahzuni şerifim dindir acını
bazı acılardan al ilacını
pir sultanlar gibi dar ağacını
bilmem boylasam mı boylamasam mı
ağlasam mı
mevlam gül diyerek iki göz vermiş
bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
dura dura bir sel oldum erenler
bilmem çağlasam mı çağlamasam mı
yoksulun sırtından doyan doyana
bunu gören yürek nasıl dayana
yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
bilmem söylesem mi söylemesem mi
mahzuni şerifim dindir acını
bazı acılardan al ilacını
pir sultanlar gibi dar ağacını
bilmem boylasam mı boylamasam mı
(bkz: bana dönek demiş itin birisi)
(bkz: selam saldim ankara ya)
köroğlu, pir sultan, dadaloğlunu göremeyen yaşayamayan nesiller için büyük bir şanstı mahsuni. ama her zaman ki gibi anlayamadık anlamamızı istemediler.
(bkz: sarı saçlım mavi gözlüm)
cehennemin bucağında gizlenir
çıkar kaf-ı küften seyran eder aşk
hançerini gizli vurur sızlanır
girdiği vücudu hayran eder aşk
tanımaz korkuyu bilmez imanı
sarı gazel yapar zümrüt çimeni
parçalar sultanı yırtar fermanı
tac-ı devletini viran eder aşk
kula ruhsat verir padişah kılar
şahı mecnun edip çöllere salar
aşkın bir zerresi bin dağı deler
güneşe pas çekip duman eder aşk
aşk önünde kükreyen seller durulur
aşk katına ölmek ile varılır
aşk yanında şemsi kamer kör olur
sevdiği haneyi zindan eder aşk
ağır bir yük vurur senin sırtına
sahip olmaz seyreylemek ardına
ey mahzuni aşk elinin yurduna
güller biter bülbül öter seyran eder aşk
çıkar kaf-ı küften seyran eder aşk
hançerini gizli vurur sızlanır
girdiği vücudu hayran eder aşk
tanımaz korkuyu bilmez imanı
sarı gazel yapar zümrüt çimeni
parçalar sultanı yırtar fermanı
tac-ı devletini viran eder aşk
kula ruhsat verir padişah kılar
şahı mecnun edip çöllere salar
aşkın bir zerresi bin dağı deler
güneşe pas çekip duman eder aşk
aşk önünde kükreyen seller durulur
aşk katına ölmek ile varılır
aşk yanında şemsi kamer kör olur
sevdiği haneyi zindan eder aşk
ağır bir yük vurur senin sırtına
sahip olmaz seyreylemek ardına
ey mahzuni aşk elinin yurduna
güller biter bülbül öter seyran eder aşk
maraş’ın afşin ilçesi berçenek köyünde baba zeynel cırık ve ana döndü cırık köydeki ağanın tarlasında maraba olarak çalışırlar. kendileri zor şartlarda yaşam mücadelesi verirken 1940 yılında bir oğlu olur ve adını şerif cırık koyarlar. aşık mahzuni kendi doğum tarihini anlatırken "`babamın dediği doğruysa, anamın da dediği doğruysa 1943 yılının ocak 3´ünde afşın´a bağlı berçenek köyünde doğmuşum`"der. asıl doğum tarihi 1943 olmasına rağmen nüfus kayıtlarında aşık mahzuni´nin doğum tarihi 3 ocak 1940 olarak geçer. çünkü o zamanlarda doğum tarihinin pek önemi yoktur.
çocukluğu kendi köyünde geçer ve köyünde okul olmadığı için elbistan´ın alembey köyünde medresesi olan lütfi efendinin medresesine kuran hafız kursuna gönderilir. mahzuni o yıllarını " bizim çevremizde kocaman bir yobaz bulutu döner. hacı lütfi efendi hiç çekinmeden, canının istediği şekilde bilmediğimiz dillerle, bilmediğimiz isimlerle fetvalar verirdi durmadan. arapcayı o zaman öğrendim. şimdi arapcayı yazıp okuyabiliyorum. lütfi efendinin medresesinde üçbuçuk sayfada kaldım "diyor. daha sonra köyde okul açılır ve gelen eğitmenle ilkokulu bitirir.
afşın ve elbistan´da üniformalı asker gençleri gürür ve onlara özenir."gün oldu gönül bir şeye takıldı" der aşık mahzuni. istediği olur ve 1956 yılında mersin 3. assubay hazırlama okulu´na başlar ve 1959 yılında başarı ile bitirir. ordonat tekniker sınıfına ayrılır ve ankara ordonat tekniker okulu´na gider ve ilginçtir okuduğu ve ödüller aldığı okul daha sonra 1971 askeri darbesinde mahkeme salonuna çevrilir ve aşık mahzuni okuduğu sınıfında hakim karşısına sanık olarak çıkar ve orada yargılanır.
bu arada aşık mahzuni 12-14 yaşlarında önlüklü bir ilkokul öğrencisi iken ailesinin baskısıyla dayısının kızı emine ile nişanlanır. daha sonra evlenir ve bu evlilikte bir kızı olur. yapılan zoraki evliliği okul yıllarında bitirir ve boşanır.
okul dönemlerinde bağlama çalmasını öğrenir ve yavaş yavaş şiir yazmaya başlar. kendisinda halkçılık ruhu başlar ve okuduğu kuleli askeri lisesinde sistemle ters düşer ve ordudan ayrılır.
1961 yılında italyan asıllı sovina (suna) isimli bir genç kızla tanışır ve evlenmeye karar verir. fakat suna 14 yaşında olduğu için evlenmeleri engellenir ve bu evliliği o dönem medya´ya konu olur. sonra suna ile evlenir ve bu evlilikten züleyha, emrah, ferhat adında 3 çocuğu olur. hayatı boyunca ihanetlere uğramış aşık mahzuni bu evliliğinde en yakın arkadaşının ihanetine uğrar bu arkadaşı suna´yı kandırır ve birlikte kaçarlar.
1963 yılında yazar halil aytekin ile tanışması aşık mahzuni´nin hayatının dönüm noktası olur. halil aytekin’nin yardımlarıyla gazeteci fikret otyam ile tanışır ve aşık mahzuni ile ilgili ilk yazı cüneyt arcayürek kaleminde hürriyet´te yayınlanır.
bu dönem tip´in (türkiye işçi partisi) kuruluş yıllarına denk gelir. tip yöneticileriyle tanışır ve onlardan yardım görür. aşık mahzuni bu yıllarda aşıklar derneğini kurar ve orda sanat ve siyasi mücadelesini verir. o zamanlar trt turizm bakanlığına bağlı olduğu için aşık ihsani, kul ahmet ve aşık mahzuni buraya müracaat ederler ve trt´den söylemelerine izin çıkar. en büyük konserini o zaman büyük sinemada verir ve artık tüm türkiye kendisini tanır.
bu dönemde aşık mahzuni kendisini rahatsız eden bir şeyin farkına varır kendini sorgular "`bana bir mücadele gerekiyordu, kime ve neye karşı ? gün geçtikce görerek, duyarak, sezinleyerek, okuyarak bunu daha iyi anlamaya başladım. bütün benliğimle kendimi saza verdim çalıyordum, söylüyordum ama çalışmalarıma bir yöntem vermem gerekiyordu`"der.
1968 türkiye ve dünya gençlik hareketlerinde etkilenir. 1971 yılında yapılan askeri darbe sonucu süleymen demirel hükümeti devrilmiş ve yerine nihat erim başkanlığında bir hükümet kurulur ve halka karşı ve özelliklede sol kesime karşı baskı ve şiddet uygular ve aşık mahzuni erim erim eriyesin/sürüm sürüm sürüm sürünesin türküsünü söyler. bu türkü ile bütüntürkiye çalkalanır "kim bu başbakan alehine türkü söyleyen" diye ve hemen tutuklanır 4 ay ceza alır
bu sırada aşık mahzuni akrabası olan elbistan´lı fatma özdemir ile tanışır ve evlenmek ister. ne yazık ki ailesi başı belada olan, elinde sazı diyar diyar dolaşan bir aşığa kız vermek istemez. fakat ikisinin sevdası bu zorlukları yener ve evlenirler. bu evlilikten derya, ali, şeyda ve yetiş adında 4 çocukları olur. aşık mahzuni´nin türkülerine ve deyişlerine fatma, fadime olarak girer. 6 aylık evliyken halkı suça teşvikten 1973 yılında tutuklanır kızı deryanın doğduğu gün serbest kalır ve 27 gün sonra tekrar tutuklanır.
mahzuni şubat 2001 tarihli kızıldeli dergisinde çıkan hem kızılbaş hem aleviyim başlıklı yazısından dolayı dgm´de yargılanır ve öldüğü güne kadar mahkeme devam eder. bu yazısında "ben allah adına insana secde etmeyi yeğlemekteyim.
bir alevi çocuğu değil bir hırıstiyan, bir musevi de olsam böyle düşünmekteyim.... insan aleminin sevgisinde, gönlünde, bütünlüğünde ve doğanın her güzelliğinden beni yaradanı arayıp keyfime göre isimlendirdim. ona gönül dedim, bülbül dedim, çiçek dedim, ali dedim, veli dedim ağzıma güzel gelen herşeye onun adını verdim. bunu bana haram edecek her yasaya, her bilirkişiye, her dinsel nasa rest çekmekteyim..... türkiye alevilerinin yolunun gerçek ali´ci yol olduğunu savunmak ve yaymak isterim. çünkü ali´nin başlattığı cemahiriyel vukuat (halkcı hareket) atatürk´ün noktaladığı cumhuriyetin mayasını hazırlamıştır." bunları savunur ve savunduklarından dolayı yargılanır.
17 mayıs 2002 mahzuni severler için kara bir gün: evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan mahsuni 62 yaşında almanyanın köln şehrinde hayata gözlerini yumdu. bu acı ana kadar o, devletin düzenini yıkmak suçundan, hala yargılanıyordu....
çocukluğu kendi köyünde geçer ve köyünde okul olmadığı için elbistan´ın alembey köyünde medresesi olan lütfi efendinin medresesine kuran hafız kursuna gönderilir. mahzuni o yıllarını " bizim çevremizde kocaman bir yobaz bulutu döner. hacı lütfi efendi hiç çekinmeden, canının istediği şekilde bilmediğimiz dillerle, bilmediğimiz isimlerle fetvalar verirdi durmadan. arapcayı o zaman öğrendim. şimdi arapcayı yazıp okuyabiliyorum. lütfi efendinin medresesinde üçbuçuk sayfada kaldım "diyor. daha sonra köyde okul açılır ve gelen eğitmenle ilkokulu bitirir.
afşın ve elbistan´da üniformalı asker gençleri gürür ve onlara özenir."gün oldu gönül bir şeye takıldı" der aşık mahzuni. istediği olur ve 1956 yılında mersin 3. assubay hazırlama okulu´na başlar ve 1959 yılında başarı ile bitirir. ordonat tekniker sınıfına ayrılır ve ankara ordonat tekniker okulu´na gider ve ilginçtir okuduğu ve ödüller aldığı okul daha sonra 1971 askeri darbesinde mahkeme salonuna çevrilir ve aşık mahzuni okuduğu sınıfında hakim karşısına sanık olarak çıkar ve orada yargılanır.
bu arada aşık mahzuni 12-14 yaşlarında önlüklü bir ilkokul öğrencisi iken ailesinin baskısıyla dayısının kızı emine ile nişanlanır. daha sonra evlenir ve bu evlilikte bir kızı olur. yapılan zoraki evliliği okul yıllarında bitirir ve boşanır.
okul dönemlerinde bağlama çalmasını öğrenir ve yavaş yavaş şiir yazmaya başlar. kendisinda halkçılık ruhu başlar ve okuduğu kuleli askeri lisesinde sistemle ters düşer ve ordudan ayrılır.
1961 yılında italyan asıllı sovina (suna) isimli bir genç kızla tanışır ve evlenmeye karar verir. fakat suna 14 yaşında olduğu için evlenmeleri engellenir ve bu evliliği o dönem medya´ya konu olur. sonra suna ile evlenir ve bu evlilikten züleyha, emrah, ferhat adında 3 çocuğu olur. hayatı boyunca ihanetlere uğramış aşık mahzuni bu evliliğinde en yakın arkadaşının ihanetine uğrar bu arkadaşı suna´yı kandırır ve birlikte kaçarlar.
1963 yılında yazar halil aytekin ile tanışması aşık mahzuni´nin hayatının dönüm noktası olur. halil aytekin’nin yardımlarıyla gazeteci fikret otyam ile tanışır ve aşık mahzuni ile ilgili ilk yazı cüneyt arcayürek kaleminde hürriyet´te yayınlanır.
bu dönem tip´in (türkiye işçi partisi) kuruluş yıllarına denk gelir. tip yöneticileriyle tanışır ve onlardan yardım görür. aşık mahzuni bu yıllarda aşıklar derneğini kurar ve orda sanat ve siyasi mücadelesini verir. o zamanlar trt turizm bakanlığına bağlı olduğu için aşık ihsani, kul ahmet ve aşık mahzuni buraya müracaat ederler ve trt´den söylemelerine izin çıkar. en büyük konserini o zaman büyük sinemada verir ve artık tüm türkiye kendisini tanır.
bu dönemde aşık mahzuni kendisini rahatsız eden bir şeyin farkına varır kendini sorgular "`bana bir mücadele gerekiyordu, kime ve neye karşı ? gün geçtikce görerek, duyarak, sezinleyerek, okuyarak bunu daha iyi anlamaya başladım. bütün benliğimle kendimi saza verdim çalıyordum, söylüyordum ama çalışmalarıma bir yöntem vermem gerekiyordu`"der.
1968 türkiye ve dünya gençlik hareketlerinde etkilenir. 1971 yılında yapılan askeri darbe sonucu süleymen demirel hükümeti devrilmiş ve yerine nihat erim başkanlığında bir hükümet kurulur ve halka karşı ve özelliklede sol kesime karşı baskı ve şiddet uygular ve aşık mahzuni erim erim eriyesin/sürüm sürüm sürüm sürünesin türküsünü söyler. bu türkü ile bütüntürkiye çalkalanır "kim bu başbakan alehine türkü söyleyen" diye ve hemen tutuklanır 4 ay ceza alır
bu sırada aşık mahzuni akrabası olan elbistan´lı fatma özdemir ile tanışır ve evlenmek ister. ne yazık ki ailesi başı belada olan, elinde sazı diyar diyar dolaşan bir aşığa kız vermek istemez. fakat ikisinin sevdası bu zorlukları yener ve evlenirler. bu evlilikten derya, ali, şeyda ve yetiş adında 4 çocukları olur. aşık mahzuni´nin türkülerine ve deyişlerine fatma, fadime olarak girer. 6 aylık evliyken halkı suça teşvikten 1973 yılında tutuklanır kızı deryanın doğduğu gün serbest kalır ve 27 gün sonra tekrar tutuklanır.
mahzuni şubat 2001 tarihli kızıldeli dergisinde çıkan hem kızılbaş hem aleviyim başlıklı yazısından dolayı dgm´de yargılanır ve öldüğü güne kadar mahkeme devam eder. bu yazısında "ben allah adına insana secde etmeyi yeğlemekteyim.
bir alevi çocuğu değil bir hırıstiyan, bir musevi de olsam böyle düşünmekteyim.... insan aleminin sevgisinde, gönlünde, bütünlüğünde ve doğanın her güzelliğinden beni yaradanı arayıp keyfime göre isimlendirdim. ona gönül dedim, bülbül dedim, çiçek dedim, ali dedim, veli dedim ağzıma güzel gelen herşeye onun adını verdim. bunu bana haram edecek her yasaya, her bilirkişiye, her dinsel nasa rest çekmekteyim..... türkiye alevilerinin yolunun gerçek ali´ci yol olduğunu savunmak ve yaymak isterim. çünkü ali´nin başlattığı cemahiriyel vukuat (halkcı hareket) atatürk´ün noktaladığı cumhuriyetin mayasını hazırlamıştır." bunları savunur ve savunduklarından dolayı yargılanır.
17 mayıs 2002 mahzuni severler için kara bir gün: evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan mahsuni 62 yaşında almanyanın köln şehrinde hayata gözlerini yumdu. bu acı ana kadar o, devletin düzenini yıkmak suçundan, hala yargılanıyordu....
önümüzdeki günlerde kentimde yapılacak olan ozanlar ve deyişler adlı konserde 'ben beni' ile anılacak ozan. söylerken ayrı, dinlerken ayri ışıķ hisedilen eserleri var. ıyi ki dünyaya uğramış.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?