incil’de adları geçen, kıyamet gününde ortaya çıkacaklarına inanılan 4 atlı. incil yazarlarından yuhanna’nın patmos adası’nda gördüğü bir vizyondan çıkmıştır. bu kitabı mukaddes’in vahiy bölümünde kayıtlıdır.
mahşerin dört atlısı
var olan, var olmuş ve gelecek olan, her şeye gücü yeten rab tanrı, ‹‹alfa ve omega ben’im›› diyor. isa’ya ait biri olarak sıkıntıda, tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz olan ben yuhanna, tanrı’nın sözü ve isa’ya tanıklık uğruna patmos denilen adada bulunuyordum. rab’bin gününde ruh’un etkisinde kalarak arkamda borazan sesine benzer yüksek bir ses işittim. ses, ‹‹gördüklerini kitaba yaz ve yedi kiliseye, yani efes, izmir, bergama, tiyatira, sart, filadelfya ve laodikya’ya gönder›› dedi. bana sesleneni görmek için arkama döndüm. döndüğümde yedi altın kandillik ve bunların ortasında, giysileri ayağına kadar uzanan, göğsüne altın kuşak sarınmış, insanoğluna benzer birini gördüm. başı, saçı ak yapağı gibi beyaz, kar gibi bembeyazdı. gözleri alev alev yanan ateşti sanki. ayakları, ocakta kor haline gelmiş parlak tunca benziyordu. sesi, gürül gürül akan suların sesi gibiydi. sağ elinde yedi yıldız vardı. ağzından iki ağızlı keskin bir kılıç uzanıyordu. yüzü bütün gücüyle parlayan güneş gibiydi. o’nu görünce, ölü gibi ayaklarının dibine yığıldım. o ise sağ elini üzerime koyup şöyle dedi: ‹‹korkma! ilk ve son ben’im. diri olan ben’im. ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir. bunun için gördüklerini, şimdi olanları ve bundan sonra olacakları yaz.
mahşerin dört atlısının isa’nın gelişinin ve bunu gösteren alametlerle ilgisi vardır.
vahiy 6. bölüm:
birinci at ve binicisi: kral olan isa’yı temsil eder. sonra kuzu’nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. o anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, ‹‹gel!›› dediğini işittim. bakınca beyaz bir at gördüm. binicisinin yayı vardı. kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı.
ikinci at ve binicisi: savaşları temsil eder. kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın ‹‹gel!›› dediğini işittim. o zaman kızıl renkte başka bir at çıktı ortaya. binicisine dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar. atlıya ayrıca büyük bir kılıç verildi.
üçüncü at ve binicisi: kıtlıkları temsil eder: kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın ‹‹gel!›› dediğini işittim. bakınca siyah bir at gördüm. binicisinin elinde bir terazi vardı. dört yaratığın ortasında sanki bir sesin şöyle dediğini işittim: ‹‹bir ölçek buğday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara. ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!››
vahiy 6. bölüm:
birinci at ve binicisi: kral olan isa’yı temsil eder. sonra kuzu’nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. o anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, ‹‹gel!›› dediğini işittim. bakınca beyaz bir at gördüm. binicisinin yayı vardı. kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı.
ikinci at ve binicisi: savaşları temsil eder. kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın ‹‹gel!›› dediğini işittim. o zaman kızıl renkte başka bir at çıktı ortaya. binicisine dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar. atlıya ayrıca büyük bir kılıç verildi.
üçüncü at ve binicisi: kıtlıkları temsil eder: kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın ‹‹gel!›› dediğini işittim. bakınca siyah bir at gördüm. binicisinin elinde bir terazi vardı. dört yaratığın ortasında sanki bir sesin şöyle dediğini işittim: ‹‹bir ölçek buğday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara. ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!››
dördüncü at ve binicisi: ölümü temsil eder. bu ölüm savaşlarla, açlıkla, salgın hastalıklarla ve yabanıl hayvanlarla gelir. (yabanıl hayvanlarla kastedilen ise bu özellikleri gösteren insanlardır ve onların eylemleri ölüm getirir: ağır adi suçlar, terör ve katliamları yapanlar.)
kuzu dördüncü mührü açınca, ‹‹gel!›› diyen dördüncü yaratığın sesini işittim. bakınca soluk renkli bir at gördüm. binicisinin adı ölüm’dü. ölüler diyarı onun ardınca geliyordu. bunlara kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla, yeryüzünün yabanıl hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi.
luka 21. bölüm: onlar da, ‹‹peki, öğretmenimiz, bu dediklerin ne zaman olacak? bunların gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?›› diye sordular. isa, ‹‹sakın sizi saptırmasınlar›› dedi. ‹‹birçokları, ‹ben o’yum› ve ‹zaman yaklaştı› diyerek benim adımla gelecekler. onların ardından gitmeyin. savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. önce bunların olması gerek, ama son hemen gelmeyecek.›› sonra onlara şöyle dedi: ‹‹ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak. çünkü göksel güçler sarsılacak. o zaman insanoğlu’nun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı kaldırın. çünkü kurtuluşunuz yakın demektir.›› isa onlara şu benzetmeyi anlattı: ‹‹incir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın. bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman yaz mevsiminin yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız. aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, tanrı’nın egemenliği yakındır. size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan, bu kuşak ortadan kalkmayacak.
kuzu dördüncü mührü açınca, ‹‹gel!›› diyen dördüncü yaratığın sesini işittim. bakınca soluk renkli bir at gördüm. binicisinin adı ölüm’dü. ölüler diyarı onun ardınca geliyordu. bunlara kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla, yeryüzünün yabanıl hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi.
luka 21. bölüm: onlar da, ‹‹peki, öğretmenimiz, bu dediklerin ne zaman olacak? bunların gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?›› diye sordular. isa, ‹‹sakın sizi saptırmasınlar›› dedi. ‹‹birçokları, ‹ben o’yum› ve ‹zaman yaklaştı› diyerek benim adımla gelecekler. onların ardından gitmeyin. savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. önce bunların olması gerek, ama son hemen gelmeyecek.›› sonra onlara şöyle dedi: ‹‹ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak. dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak. çünkü göksel güçler sarsılacak. o zaman insanoğlu’nun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı kaldırın. çünkü kurtuluşunuz yakın demektir.›› isa onlara şu benzetmeyi anlattı: ‹‹incir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın. bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman yaz mevsiminin yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız. aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, tanrı’nın egemenliği yakındır. size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan, bu kuşak ortadan kalkmayacak.
vahiy 12. bölüm:
gökte savaş oldu. mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. büyük ejderha -iblis ya da şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı. bundan sonra gökte yüksek bir sesin şöyle dediğini duydum: ‹‹tanrımız’ın kurtarışı, gücü, egemenliği ve mesihi’nin yetkisi şimdi gerçekleşti. çünkü kardeşlerimizin suçlayıcısı, onları tanrımız’ın önünde gece gündüz suçlayan aşağı atıldı. kardeşlerimiz kuzu’nun kanıyla ve ettikleri tanıklık bildirisiyle onu yendiler. ölümü göze alacak kadar vazgeçmişlerdi can sevgisinden. bunun için, ey gökler ve orada yaşayanlar, sevinin! vay halinize, yer ve deniz! çünkü iblis zamanının az olduğunu bilerek büyük bir öfkeyle üzerinize indi.››
luka incilinde geçen "çünkü göksel güçler sarsılacak." ve yeşaya 24. bölümde geçen "o gün rab yukarıda, gökteki güçleri ve aşağıda, yeryüzündeki kralları cezalandıracak" sözleri büyük sıkıntı ve armagedon’da gerçekleşecektir. ancak beyaz atın binicisin atını sürmeye başladığı daha önceki dönemde ise şu sözlerin gerçekleşmesi gerekir. çünkü "iblis zamanının az olduğunu" bilmektedir. bu şeytan’ın kısa bir süresinin olduğu demektir. vahiy 12. bölümde şunlar kayıtlıdır: "gökte savaş oldu. mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. büyük ejderha -iblis ya da şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı." kitabı mukaddes’e göre iblis şeytan’la kendisine katılan meleklerinin (cinler) yeryüzüne atılacğı söyleniyor. bunu yapanlar ise mikail (isa’nın gökteki adı) ve onunla birlikte savaşan sadık meleklerdir. bunun ise birinci at ve atlıda sözü edilenlerle ilişkisi bulunmaktadır. "bakınca beyaz bir at gördüm. binicisinin yayı vardı. kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı." bu sözlere göre isa krallık yetkisini almıştır ve savaşmaya ve yenmeye başlamıştır. ilk zaferini şeytan ve cinlerini gökten yere atarak gerçekleştirmiş olur. ancak bu yeryüzü için pek iyi bir haber değildir, çünkü; "bunun için, ey gökler ve orada yaşayanlar, sevinin! vay halinize, yer ve deniz! (deniz ve sular insanları temsil eder. - vahiy 17:15 ve 21:1) çünkü iblis zamanının az olduğunu bilerek büyük bir öfkeyle üzerinize indi." denilmektedir. bu ise mahşerin dört atlısındaki bu simgesel atların ve binicilerinin atlarını sürmelerinin yeryüzünde neden kötü şeylere yol açtığını gösterir.
gökte savaş oldu. mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. büyük ejderha -iblis ya da şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı. bundan sonra gökte yüksek bir sesin şöyle dediğini duydum: ‹‹tanrımız’ın kurtarışı, gücü, egemenliği ve mesihi’nin yetkisi şimdi gerçekleşti. çünkü kardeşlerimizin suçlayıcısı, onları tanrımız’ın önünde gece gündüz suçlayan aşağı atıldı. kardeşlerimiz kuzu’nun kanıyla ve ettikleri tanıklık bildirisiyle onu yendiler. ölümü göze alacak kadar vazgeçmişlerdi can sevgisinden. bunun için, ey gökler ve orada yaşayanlar, sevinin! vay halinize, yer ve deniz! çünkü iblis zamanının az olduğunu bilerek büyük bir öfkeyle üzerinize indi.››
luka incilinde geçen "çünkü göksel güçler sarsılacak." ve yeşaya 24. bölümde geçen "o gün rab yukarıda, gökteki güçleri ve aşağıda, yeryüzündeki kralları cezalandıracak" sözleri büyük sıkıntı ve armagedon’da gerçekleşecektir. ancak beyaz atın binicisin atını sürmeye başladığı daha önceki dönemde ise şu sözlerin gerçekleşmesi gerekir. çünkü "iblis zamanının az olduğunu" bilmektedir. bu şeytan’ın kısa bir süresinin olduğu demektir. vahiy 12. bölümde şunlar kayıtlıdır: "gökte savaş oldu. mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. büyük ejderha -iblis ya da şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı." kitabı mukaddes’e göre iblis şeytan’la kendisine katılan meleklerinin (cinler) yeryüzüne atılacğı söyleniyor. bunu yapanlar ise mikail (isa’nın gökteki adı) ve onunla birlikte savaşan sadık meleklerdir. bunun ise birinci at ve atlıda sözü edilenlerle ilişkisi bulunmaktadır. "bakınca beyaz bir at gördüm. binicisinin yayı vardı. kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı." bu sözlere göre isa krallık yetkisini almıştır ve savaşmaya ve yenmeye başlamıştır. ilk zaferini şeytan ve cinlerini gökten yere atarak gerçekleştirmiş olur. ancak bu yeryüzü için pek iyi bir haber değildir, çünkü; "bunun için, ey gökler ve orada yaşayanlar, sevinin! vay halinize, yer ve deniz! (deniz ve sular insanları temsil eder. - vahiy 17:15 ve 21:1) çünkü iblis zamanının az olduğunu bilerek büyük bir öfkeyle üzerinize indi." denilmektedir. bu ise mahşerin dört atlısındaki bu simgesel atların ve binicilerinin atlarını sürmelerinin yeryüzünde neden kötü şeylere yol açtığını gösterir.
(bkz: the four horsemen)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?