genelde belirsizligin rengidir...acik tonlarinda endi$eyi,koyu tonlarinda bencilligi gorebiliriz..
gri
bu renge ofislerde,oturma yonune gore kuzeybatida yer verilmelidir..
(bkz: feng shui)
(bkz: feng shui)
ankaranin kis rengidir. kis boyu en cok gorulen renk oldugu yetmezmis gibi ankara insanlari da kis boyunca gri renkli kabanlarini giyerler. ortaligi daha bir ic sikintisi kaplar. gun boyu camdan baksaniz bir kac tane renkli insan gorursunuz sadece. son yillarda bu durum gelismekte ve biraz degismekte ama bugun dolmusta yine fark ettim ki onumdeki 6 kisinin gri ve fume rengi paltosu vardi. bakasim gelmiyor, kafami ceviriyorum, yollar camur, gok gri, binalar gri. ankaranin rengi de insanlarinin rengi gibi.
gri: duzeyli bir iliski rengidir gri, carpilamayan kapilardir, civimayan samimiyettir. gri her zaman icin susmasini da konusmasini da bilir, gri karizmatiktir. kolay kolay yanlisa dusmez, bilmedigi yollardan gitmez, bildiklerini soylemekten geri durmaz, kesin kararlarla hayatini hic bir baga baglamaz, once dusunur sonra kararini verir, esnektir gri hesaplidir, pek ic bunlatici gorunse de sevecendir aslinda, dusunur griler hep dusunurler. heyecanli degillerdir, aslinda eksik yanlari coskulu olmayislaridir. onlar hayatinizin etrafina serpistirilmislerdir varliklari pek farkedilmese de onlarsiz asla olmaz dara dusuldugunde hep gri basucunda olsun istenir.
gözün en rahat ayırdığı algıladığı renklerden biridir. diplomatik ve ağır bir renktir ama hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder. silahlı kuvvetlerde her yeri griye boyarız. kapılar, kaloriferler; devlette de her şey gridir. puslu belirsiz bir hava gibi yaratıcılığı öldürdüğü öne sürülür.
pek bir arada kalmış renktir.
genelde elektronik eşyalarda kullanılan renktir.
sulu boyayı ilk keşfettiğimizde, bir heves fırçamızı önce beyaza sonra siyaha daldırarak elde edip sonra da şaşırdığımız ara renktir.
bazilari icin yoktur ya siyah ya beyaz.
bir t shirt üzerine siyahtan sonra yakışan en güzel renktir.
boz.
bomboz bir renk. bence renk bile değil. bunaltıcı birşey.
bomboz bir renk. bence renk bile değil. bunaltıcı birşey.
tonlari;
gri,
acik gri,
gumus grisi,
koyu gri,
sonuk gri,
hafif salamura grisi,
salamura grisi,
koyu salamura grisi,
siyah.
gri,
acik gri,
gumus grisi,
koyu gri,
sonuk gri,
hafif salamura grisi,
salamura grisi,
koyu salamura grisi,
siyah.
ne ana renkti, ne sıcaktı, ne soğuktu, ne de kendini ifade de tamamlanmıştı.
en az bir en çok ikiden oluşandı ve kırgınlığı da en çok buna idi. hislerinden renk vermemesi buna yorulurdu en çok.
renk verdiği haller ise tamamen bir pusluluğun ardında gizlenmişlikti çoğu zaman; o kadar mağrur, o kadar efsunlu, o kadar derin...
renk vermez demiştik değil mi?
kiminin içine sıkıntıları gark eylerken, kimilerine ilham ihsan eyler, yaşama sevinci zerk edermiş; hı hııı, o kadar da farazi bir renkmiş kimilerince, bir o kadar gerçekten ya da düş tadındaki o güzel ve kadifemsi renklerin albenisinden çok uzaktayken.
çoklarınca sevilmez kendisi, demiş miydik bunu da?
hele bazılarının gri yılları varmış ki, yıllar yılı sevilmeyen bu renk, o zaman gözbebeği olur, yılların tükenmesine dair yaşanan sendromun acil çıkış yolu oluverir kendilerince.
hiçbir değere, kavrama ve renge sarılmadıkları kadar sarılırlar bu rengin anlamına ve kişinin içinde bulunduğu yaş ortalamasına misyon ekler akıl almaz şekilde.
onca iticiliğine rağmen bir keramet vardır bu renkte, bunu da dile getirmiş olmalıydık sanırım!
siyahın keskinliğine ve her şeyi örten kararlılığına, beyazın şeffaflığına ve her şeyi yumuşatan becerisine inat, her ikisinin karışımından oluşmasının incinmişliğine aldırış etmeden, kendi yarattığı dünyasından çok söz ettirmese de, her durumun ve kişinin içine yer etmiştir inceden inceye...
(bkz: yin yang ).
en az bir en çok ikiden oluşandı ve kırgınlığı da en çok buna idi. hislerinden renk vermemesi buna yorulurdu en çok.
renk verdiği haller ise tamamen bir pusluluğun ardında gizlenmişlikti çoğu zaman; o kadar mağrur, o kadar efsunlu, o kadar derin...
renk vermez demiştik değil mi?
kiminin içine sıkıntıları gark eylerken, kimilerine ilham ihsan eyler, yaşama sevinci zerk edermiş; hı hııı, o kadar da farazi bir renkmiş kimilerince, bir o kadar gerçekten ya da düş tadındaki o güzel ve kadifemsi renklerin albenisinden çok uzaktayken.
çoklarınca sevilmez kendisi, demiş miydik bunu da?
hele bazılarının gri yılları varmış ki, yıllar yılı sevilmeyen bu renk, o zaman gözbebeği olur, yılların tükenmesine dair yaşanan sendromun acil çıkış yolu oluverir kendilerince.
hiçbir değere, kavrama ve renge sarılmadıkları kadar sarılırlar bu rengin anlamına ve kişinin içinde bulunduğu yaş ortalamasına misyon ekler akıl almaz şekilde.
onca iticiliğine rağmen bir keramet vardır bu renkte, bunu da dile getirmiş olmalıydık sanırım!
siyahın keskinliğine ve her şeyi örten kararlılığına, beyazın şeffaflığına ve her şeyi yumuşatan becerisine inat, her ikisinin karışımından oluşmasının incinmişliğine aldırış etmeden, kendi yarattığı dünyasından çok söz ettirmese de, her durumun ve kişinin içine yer etmiştir inceden inceye...
(bkz: yin yang ).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?