bir insanın ne kadar çağdaş olduğunu gösteren şeydir.
bir insan yemek yemeğe gittiği bir yerde çatalı bıçağı doğru kullanıp,ses çıkartmadan,kötü görüntü yaratmadan,kibarca yemeğini yiyebilir.çünkü aksi halde (hele ki lüks bir mekanda ise) çevredekilerin kendisini yargılayacağını bilir.
bir insan bir mekana giderken oraya uygun giyinip, oranın eğlence tarzına uyum sağlayacak şekilde eğlenir. çünkü öbür türlü çıkıntı olacağını ve istenmeyeceğini bilir.
bunların hepsi kendisinin topluma uyum sağlayabildiğini göstermenin bir yoludur.
ama tuvalet....
orada yalnızdır. orada ne yaptığını kimse görmez.kimse seni yargılayamaz.
işte tam da bu sebeplerden tuvalet adabı en önemlisidir. senin toplumun baskısıyla çağdaşmış gibi görünmediğinin ,şartlar ne olursa olsun sen böyle bir insan olduğun için özen gösterdiğinin kanıtıdır.
lahmacunu elinle ye (ki ben de öyle yerim), tavuğu ısırarak ye senin bileceğin iş. ama ortak kullanım alanlarındaki tuvaletlere geldiğinde yemek yediğin masadan daha özenli ol.
sifonu çek lan ayı!
tuvalet adabı
ben klozete tuvalet kağıdından kalkan yapardım eskiden. neyse ki bunun için aparat yaptılar. sifonu çekmek 2 sn, verdiği adap paha biçilemez.
toplumun büyük kesiminde olmayan şeydir.çişi gelince kalbi acır mı insanın acıyor işte.
(bkz: her yer bok içinde peh)
(bkz: her yer bok içinde peh)
eskişehir'in duruşu olan ve gelenlerin de öyle olduğunu zannettiğim bir mekanın tuvaletinde yaşadığım şok.o gözlüğü takıp ben bu halkın aydınlanmış kesimindeyim imajı vermeye çalışıyorsun ama ayısın ve tuvalette peçeteleri sağa sola atıyorsun! bazı şeyler çok üzücü.
bu adaptan yoksunlara denk geldiğimde fena bozmuşluğum vardır. adam içerden takım elbiseyle çıkıyor, acayip cool bakıyorsun. kullandığı tuvalete bi giriyorsun oturulan kısımlara işenmiş, on santim taşak kılıyla imzasını bırakmış.. kimisi sifonu çekmez, tuvalet kağıdını klozete basar direkt çıkar.
merak ettiğim şey ise kendi evlerinde nasıl davrandıkları. ama sanırım evde de çok temiz olmuyor bu arkadaşlar. evinde pis bırakana da denk geldim çünkü. yani benim "kendi evindeki gibi temiz bırakılmalı" sloganım da boşa çıkıyor..
merak ettiğim şey ise kendi evlerinde nasıl davrandıkları. ama sanırım evde de çok temiz olmuyor bu arkadaşlar. evinde pis bırakana da denk geldim çünkü. yani benim "kendi evindeki gibi temiz bırakılmalı" sloganım da boşa çıkıyor..
okuduğum okulda her üç kişiden ikisinin babası iş adamı. yaşadıkları yerler bindikleri arabalar bi cantaya verdikleri paralar falan piiiyuuuuuuuu anlatsam anlamaya üşenirsiniz fakat ben okulumda çok çok mecbur kalmadıkça tuvalete girmiyorum. bir gün kapıya o sinirle bi cantaya iki bin lira veriyosun sifonumu cekemiyosun it yazicam az kaldı.
klozetın kenarına tuvalet kağıdı koymaktan öldüm
puzzle gibi düşün. parçaları birleştireceksin. sıçmayı da mı beceremiyorsunuz!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?