ekşi sözlüğün gündeme getirdiği önemli başlık.
makrodalga adlı yazarın öne sürdüğü bu olay gerçekten dikkat çekici. lakin yazar arı kovanına çomak sokmuş gibi duruyor. bu tip konuların incelenmesi ve gündeme taşınması önemli. anonim olarak işleyen bu tarz kurumlar ensar vakfı örneği teşkil edebilir. ensar vakfı sadece bir örnekti. türkiye'de bu şekilde istimara göz yuman daha çok kurum olduğunu düşünmek bile korkutucu. dikkate alınmalı ve önemsenmesi gereken konulardır.
"okula giderken tanık olduğum ve kayda aldığım olaylardır. videoyu entrynin sonunda paylaşacağım. kurumun ismi bambaşka bir şey de olabilir, zira tesisin üzerinde en ufak bir tabela dahi yoktu. birazdan değineceğim.
bu sabah ev arkadaşımla okula giderken etrafı çitlerle çevrili bi tesisten imdat çığlıkları yükseldiğini duyduk. arabayı tesisin önüne çekip güvenlik görevlisine ne olduğunu sorduğumda önemli bir şey olmadığını ve gitmemiz gerektiğini söyledi. adamın tavırları garip geldiği için "burası nedir?" diye sordum. özel bi tesis olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi, fakat ne binanın üzerinde, ne de kapı girişinde tesisin ne olduğuna dair en ufak bir tabela yoktu. durumdan iyice şüphelenip polisi çağıracağımı söyledim ve bana zaten bilgileri olduğunu ve birazdan geleceklerini söyledi. bu esnada kızlar sürekli pencereden çığlık atmaya devam ediyordu. ben yine de arayacağımı söyleyip 155i aradım. çıkan memura olaydan bahsedip bi ekip göndermelerini istedim. konuştuğum yetkili kişi ekip gelene kadar orada beklememizi rica etti. polis ekibi gelene kadar içerideki kişiler sert bir şekilde gitmemizi söylüyordu. beş dakika kadar sonra sivil bi araç gelip kapıdan içeri girdi. aracın plakasını alıp bi daha polisi aradık ve gelen kişilerin sivil polis olduğunu teyit ettik, fakat içeride bulundukları on dakika boyunca binaya girmek dışında hiçbir şey yapmadılar. kızlar hala çığlık çığlığa yardım istiyorlardı. kapıyı üstlerine kilitlemişler ve soyunma odalarında kamera olduğunu, kendilerine işkence edildiğini ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmediğini bağırarak söylüyorlardı. bu esnada farklı ve diğerlerine nazaran daha ılımlı görünen bi güvenlik görevlisine çitlere yaklaşıp ne olduğunu sorduk. adam gizli bi rehabilitasyon merkezi olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi. on dakika kadar sonra sivil polisler binadan çıktı fakat değişen hiçbir şey olmadı. kızlar hala bağırmaya devam ediyordu. olayların iyice kontrolden çıkacağını fark edip orayı terk ettik.
ardından hukuki konularda yetkin bi arkadaşıma durumu anlattım ve bunu savcılığa taşımamı önerdi. bulunduğumuz yerden ayrılıp kocaeli adliyesine, savcılığa suç duyurusunda bulunmaya gittik. bu kısımdan sonra işler biraz daha şüpheli bi hal almaya başladı.
ilk önce a isimli savcının odasına giderek durumu izah ettik. bu savcı kişisi tarif ettiğimiz yeri tam olarak bilmediğini, b isimli savcının daha iyi yardımcı olabileceğini söyleyerek b savcısına gitmemizi söyledi. tamam deyip b isimli savcının odasına gittik ve durumu yine izah ettik. ardından b savcısı a savcısını telefonla arayarak neden bizi kendisine gönderdiğini sordu. kısa bi konuşmanın ardından cep telefonu çaldı ve c isimli ünvanını bilmediğim birisi b savcısına bi şeyler anlatmaya başladı. bu esnada b savcısı telefonu hoparlöre alarak bize dinletmeye başladı. telefondaki adam çocukların ifadelerinin alındığını ve bi sorun olmadığını söyleyip telefonu kapattı. peki bu c kişisi hiçbir şey yokken bir anda konuştuğumuz savcıyı arayıp neden bilgi verdi? biz savcıyla görüşürken arka planda ne dönüyordu ve adam neden arayıp brifing verme ihtiyacı hissetti?
savcı telefonu kapattıktan sonra bize dönüp tesisin mağdur ve istismara uğramış çocuklar için yapıldığını, gizli olması gerektiğini ve soruşturmanın devam ettiğini söyledi. ben de ilk önce soruşturma ne kadar sürecek dedim. bir hafta da sürebilir, bir ay da sürebilir, üç yıl da sürebilir dedi. soruşturmanın takipçisi olmak istediğimi söyleyince gizli yürütüldüğü için bunun mümkün olmadığını söyledi. ardından duruşmalara katılmak istediğimi ve bu tür olaylarda soruşturma sürecinin bir aciliyeti olduğu için aslında söylediği kadar uzun sürmediğinden bahsettim. bu söylediklerimden sonra sert bi ses tonuyla altı ay da sürebilir üç sene de, duruşmalara katılmak istiyorsan medyadan takip edip katılabilirsin dedi. bütün bu süreçte okul servisinin en arkasında koltuğa yayılmış bir dördüncü sınıf öğrencisi oturuşuyla konuşuyordu. pekala deyip odadan çıktık.
bütün bunlar yaşandıktan bir-iki saat kadar sonra ev arkadaşımın kullandığı aracın plakasını alıp babasına ulaşmışlar. arayan polis çekim yaptığımız için bizden şikayetçi olunduğunu söylemiş, fakat böyle bir durumu kayıt altına almak herhangi bir suç teşkil etmiyor.
bütün bunlar yaşanırken gerek benim, gerekse ev arkadaşımın kafasında bir takım şüpheli sorular belirdi;
- eğer burası bir devlet kurumuysa neden herhangi bir tabela yoktu?
- bu tesis bahsedildiği gibi legal olsa dahi yönetimdeki belli kişiler bu çocukları istismar ediyor olabilirler mi?
- yukarıda bahsettiğim c kişisi neden durduk yere savcıyı arayıp bilgilendirme yaptı?
- b savcısı neden bu kadar agresif ve kesinlikle aydınlatıcı olmayan bi tutum sergiledi?
- eğer bu yaşananlarda herhangi bir anormallik yoksa neden bizden şikayetçi olundu?
- kurumun bizden şikayetçi olması bi tür sindirme politikası mı?
videolar için (yer yer küfür içeriyor):
[1http://sendvid.com/azay5de8 ]
[2http://sendvid.com/m63qpvx0 ]
[3http://sendvid.com/zmwjzv5z ]"
https://eksisozluk.com/kocaeli-cocuk-rehabilitasyon-merkezindeki-olaylar--5077810?a=popular
kocaeli çocuk rehabilitasyon merkezinde ki olaylar
bu eğitim kurumlarında sübyancılık neden bu sene had safhaya çıktı anlam veremiyorum. uçakta gelirken de gazetede bir okulda müdür yardımcısının 11 yaşındaki kıza tacizi yazıyordu. millet olarak bu sapkınlık nereye gidiyor ? nasıl bir insanlık, kültür ve ahlak sahibi olduk. illa gidip yurt dışında mı yaşayalım;? ilerde çocuğum olduğunda ben nasıl gözüm kapalı okula emanet edeceğim çocuğumu? milli eğitim denen kurum artık milli fantezileri uygulama hali alıyor. söylemeyecektim ama allah belanızı versin. insanlıktan nasibini alamamış yaratıklar. insanı zıvanadan çıkarıyorsunuz iyice. azalarak bitin artık bi ya...
gece bir yandan golden state maçını izlerken bir yandan da takip ettiğim başlık. savcının olaya yaklaşımı beni biraz şüphelendirdi.
inşallah ne olduğu doğrusuyla ortaya çıkar.
inşallah ne olduğu doğrusuyla ortaya çıkar.
buranın çivisinin çıktığının bir kanıtı daha.
insanlar birbirine o kadar güvenmiyor ki rehabilitasyon kurumu gibi insanı topluma kazandırma amacıyla açılan bir kurumda çocuk tacizi olabilir diye peşine düşüyor.
insanlar artık polise o kadar güvenmiyor ki polis çağırdıktan sonra geçiştirileceğini bildiğinden gidip kendi de şikayette bulunuyor.
insanlar artık hukuka o kadar güvenmiyor ki kamu davası olabilecek bir olay için bile ya kamuya düşmezse ya boşerilirse diye takipte kalmak istiyor.
bu sene bu olayların bu kadar patlamasının sebebi insanların gözünün biraz açılması bana kalırsa. daha önce ya çığlık duyunca bakmıyordu, ya polis çağırınca yapar onlar işini diyordu ya da şikayetten sonra hukuka güveniyordu. güvenilmeyeceğini anladı. olan bu.
yoksa bu olaylar hep vardı. öğrencisini taciz eden öğretmene bakıyorsun en eskisi 20 senelik 3 dosyası var bu suctan. ama çalışıyor. kuran kursundaki hocaya bakıyorsun kursa gelen erkek çocukları senelerdir taciz etmiş. ama çalışıyor. adam ev açmış ulan başka ile atanınca. karısı terk etmiş bu dönmüş ordaki öğrencilerin peşinde. ama çalışıyor. kendi kızına kardeşine taciz edenler senelerdir yapıyor. bir köyde bir kız senelerce bütün köyün tacizine uğruyor abisi dahil. kimse duymadı mı? hadi duymadık. ensar vakfını duymayan kaldı mı? onda bile gevşek gevşek hareketler. insanı cinnete sürüklüyor bunları düşünmek.
velhasılı kelam bu olaylar hep vardı. sadece içinde azcık vicdan olanlar insanın da polisin de hukukun da çivisinin çıktığını yeni fark edebildi. kurtarabildiğini kurtarmanın peşine düşmeye başladı.
bundan sonra bu haberleri ve kayıtsız kalan yetkilileri bol bol görücez. ve bi de ekleyeyim:
ülkemden hiç bu kadar utanmamıştım.
insanlar birbirine o kadar güvenmiyor ki rehabilitasyon kurumu gibi insanı topluma kazandırma amacıyla açılan bir kurumda çocuk tacizi olabilir diye peşine düşüyor.
insanlar artık polise o kadar güvenmiyor ki polis çağırdıktan sonra geçiştirileceğini bildiğinden gidip kendi de şikayette bulunuyor.
insanlar artık hukuka o kadar güvenmiyor ki kamu davası olabilecek bir olay için bile ya kamuya düşmezse ya boşerilirse diye takipte kalmak istiyor.
bu sene bu olayların bu kadar patlamasının sebebi insanların gözünün biraz açılması bana kalırsa. daha önce ya çığlık duyunca bakmıyordu, ya polis çağırınca yapar onlar işini diyordu ya da şikayetten sonra hukuka güveniyordu. güvenilmeyeceğini anladı. olan bu.
yoksa bu olaylar hep vardı. öğrencisini taciz eden öğretmene bakıyorsun en eskisi 20 senelik 3 dosyası var bu suctan. ama çalışıyor. kuran kursundaki hocaya bakıyorsun kursa gelen erkek çocukları senelerdir taciz etmiş. ama çalışıyor. adam ev açmış ulan başka ile atanınca. karısı terk etmiş bu dönmüş ordaki öğrencilerin peşinde. ama çalışıyor. kendi kızına kardeşine taciz edenler senelerdir yapıyor. bir köyde bir kız senelerce bütün köyün tacizine uğruyor abisi dahil. kimse duymadı mı? hadi duymadık. ensar vakfını duymayan kaldı mı? onda bile gevşek gevşek hareketler. insanı cinnete sürüklüyor bunları düşünmek.
velhasılı kelam bu olaylar hep vardı. sadece içinde azcık vicdan olanlar insanın da polisin de hukukun da çivisinin çıktığını yeni fark edebildi. kurtarabildiğini kurtarmanın peşine düşmeye başladı.
bundan sonra bu haberleri ve kayıtsız kalan yetkilileri bol bol görücez. ve bi de ekleyeyim:
ülkemden hiç bu kadar utanmamıştım.
bindik bi alamete... gedeyoz gıyamete...
olayi goruntuleyen ve eksi sozluk'te yayinlayan yazarlar polis tarafindan darp edilerek gozaltina alinmislar.
http://www.bizimkocaeli.com/haber/polis-adliye/skandal-olayda-videoyu-cekenlere-darp-ve-gozalti/155818.html
nasil kotu bir ulke olduk biz boyle?
http://www.bizimkocaeli.com/haber/polis-adliye/skandal-olayda-videoyu-cekenlere-darp-ve-gozalti/155818.html
nasil kotu bir ulke olduk biz boyle?
ısin daha kotusu olayi açığa cikaran yazarin goz altina alinmasidir.
bu konulari nasil gormezden geliyorlar. bu kadar kolaymi bir cok seyi sumen alti etmek.
nereye gidiyoruz aq.
bu konulari nasil gormezden geliyorlar. bu kadar kolaymi bir cok seyi sumen alti etmek.
nereye gidiyoruz aq.
rehabilitasyon merkezinde calismadim, psikolojik danışmanlık merkezinde staj yaptım o yüzden psikolojik problemleri olan ve krizler geçiren çocuklar gördüm. gerçekten dayak yiyip işkence goruyorcasina kendini yerden yere atan çocuklar var. orası da istismara uğramış çocukların tedavi gordugu gizli bir kurum. bu tip yerlerin varlığından haberim vardı o yüzden videoyu çeken kişinin sebep olabileceği şeylere çok üzüldüm. videoyu çeken resmen kovana çomak sokmuş. şimdi o kızların dağıtılması mı gerekiyor yeni ve daha gizli bir yere taşınmasımı bilmiyorum. konuya yayın yasağı gelmiş.
http://haber.sol.org.tr/turkiye/cigliklarin-yukseldigi-cocuk-rehabilitasyon-merkeziyle-ilgili-yerel-gazetelere-yayin-yasagi
http://haber.sol.org.tr/turkiye/cigliklarin-yukseldigi-cocuk-rehabilitasyon-merkeziyle-ilgili-yerel-gazetelere-yayin-yasagi
konuyla ilgili yazar yaka paça gözaltına alınmıştır. olaylar olağan akışında olsa dahi içerden çığlıklar gelen bir binanın araştırılmasını isteyen bir vatandaşa bu şekilde davranılması ülkede ki son durumu gösterir. bu daha şüphe çeken bir davranıştır. arkadaşlar hanginiz böyle bir konu karşısında şüpheye düşmezsiniz. burada ki bir çok yazar rehabilitasyon merkezlerinde bu tür durumların olabileceğini söylüyor. lakin türkiye'de yaşadığımızı ve cinsel suçların ve istismarın ne ladar yüksek seviye de olduğunun farkında olunması lazım. bir vatandaşımız tabelası dahi olmayan bir binadan gelen imdat çığlıkları üzerine bir video çekip kurumun araştırılmasını ve denetlenmesini istiyor. bunun üzerine yetkili kişiler bunun hesabını vereceksin diyerek sağduyulu vatandaşı yaka paça gözaltına alıyor. temiz bir kurumsa gerekli açıklamayı yapar, vatandaşa da gerekli açıklama yapıp konuyu kapatabilir. bu davranışlar şüphe çekici. hiç bir istismar olmasa bile kurumun ciddiyetsiz ve hukuka uygun olmayan biçimde yürütüldüğü aşikar. insanların çığlık seslerine duyarlı olmak noluyor burada demek ne zamandan beri suç. pardon türkiyede suç.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?