yarrak siken kelebek

"bu ne lan, ne boktan ba$lik bu?" demeden once oku.

bir inci sozluk yazari kendisi ama oyle boyle degil. bir yerde denk geldim nickine, bir abartmalar bir ballandirmalar, merak ettim dogal olarak, actim kendisi ile alakali sayfayi inci sozluk’te. sanirim o ba$ligi okumak icin actigimda saat 01:30 sulariydi, saat oglen 14:30 olmu$tu ki ben hala okuyordum. tam 35 sayfa yazi okuttu adam bana ki ben 45 dakikalik bir diziyi 8 kere pause edip 3,5 saatte ancak bitirebilen bir adamim, konsantrasyonum o derece zayif. 35 sayfa, soluksuz, yemek yemeden, sirf cay e$liginde, kimi zaman altima i$eyecek kadar siki$mama ragmen yaziya ara vermemek adina tuvalete bile gitmeksizin. 35 sayfa diyorum, boru degil.

yazilari gotunuz yiyorsa $uradan okuyabilirsiniz;

http://inci.sozlukspot.com/w/anlatsam-m%c4%b1-anlatmasam-m%c4%b1/@yarrak%20siken%20kelebek

inci sozluk’te ki ba$lik "anlatsam mı anlatmasam mı" $eklinde. fikrimi sorarsaniz a dan z ye hepsini yava$ yava$ hazmede hazmede okuyun.

sabah saatlerinde 3 part daha yazmi$ yollami$ sagolsun.

yazisini bugun sonlandirdi nihayet. defalarca okunabilecek kadar guzel olmu$, ellerinle saglik.

çok çok iyi yazıyor benide kitledi şuan yazısına hadi bakalım hikayeyi merak ettim sonuna kadar gidelim !

an itibariyle okunmaya devam edilmektedir.

fena halde içme isteği uyandıran...

sağlam replikleri var. misal,

-kalbime kalbime gelirse ziyaretlerin ikramda kusur etmem dedi 26. sayfadaymışız demek ki...

olayın askerlik bölümü hızlı geçer diye tahmin ediyordum ama ekşın reyizle pek keyifli geçiyor ki iyi de oluyor. 33.sayfa olmuş...

gece 1 gibi başladım hikayesini okumaya sabah 7 hala okuyordum. kah gözlerim doldu, kah düşündürdü, aldı götürdü yerden yere vurdu beni.ne uykum geldi ,ne de başka bir şey bütün gece okudum. bu nasıl bir akıcılıktır, bu ne güzel bir hikayedir. gerçektir ya da değildir bilemem ama yazdığını kitap yapsa yeridir.

hayatıma bir ekşın reyiz bir de amina çakim arkadaşım tabiri kazandıran inci sözlük yazarı.

hikayesini boktan bulabilenler ,çok etkilenenler, alanyaya gidip ikisini de bulup görmek isteyenler olacaktır.

ben tamamını okumak uğruna günlerce sözlüğe ve bloga uğrayamadım.

duygu asena ve gülse birsel’den sonra ilk defa bir türk yazarın (yazar evet) yazdıklarını bu kadar akıcı ve yorulmadan sıkılmadan okudum.

ebru tam bir kişilik bölünmesi, çoklu kişilik hastası kanımca.

kelebek ise her ne kadar fedakar ve zavallı yıpranan aşık gibi görünse de onun da saplantı hastalığından tedavi görmesi lazım.

(bkz: ahuramazda psikiyatrik hastalıklar merkezi)

hikayeye inanmak inanmamak hiç önemli değil.gerçekmiş değilmiş ne önemi var.
ama var bu insanlar gerçek hayatta.
kendileri değilse bile birebir kopyaları,benzerleri dolu hayatımızda.

seni de hiç unutamayacağım ekşın reyiz.ne baba adamsın yahu.

başımıza bela ettin amk hikayesini 15 sayfa okudum gözlerim şişti bırakamıyom a.q

hikayesinin yalan olduğunu açıklamış.

yalan mı gerçek mi bilmiyorum, umurumda da değil açıkçası ama sağlamdı, bizdendi hikaye.