bir tuğrul tanyol şiiri. içmeden sarhoş eden türden.
buradayım, sana bakıyorum 
omuzumda yağmurun silktiği tozlar 
oysa henüz ne nisan ne de sonbahar 
yalnızca suyun gizli duvarı 
yani bir ırmak gibi akmaktasın.. 
ben seni izliyorum, gölgeni 
güneşin yağmura vuran gölgesini 
fil dişinden bir taş gibi öpüyorum seni 
yani seni diyorum öpmek akıp giden suyu 
suda oynayan ışığı 
işığı ışıkla dolduran aşkı, adını 
gömüyorum sessiz çığlıklara, suya, uçurumlara.. 
sen avuçlarından gizli kuşlar geçiren 
bilmez misin ki bulut 
bir balık sürüsüdür o göksel denizde 
ben seni izliyorum nicedir daldırıp ellerimi 
o bulutların arasından çekip çıkarmak için seni.. 
sen altın ya da güneş ışığı bir bıçakla kalbimi oyuyorsun 
oyulmuş iskeletimden karanlık bir rüzgar gibi geçiyorsun 
bir ırmak gibi geçiyorsun zaten hiç durmadan 
zaten hiç durmadın ki, nereye gittiysen 
bir güvercin uçuşuyla oraya dek izledim seni 
yeşeren okyanusların, köpüren dalgaların içinden.. 
diyorum ki köpüğü sudan ayırmak ya da akşamı 
rüzgarın yitik belleğiyle uçarken ben 
bir kayayı çekip çıkarmak ırmağın derisinden.. 
işte öyle seviyorum seni, bir taş 
nasıl sonsuzca düşerse 
sonsuzluktan bir sonraki uçurumlara 
yeni sağılmış sütlerin tadına varıyorum 
göğüslerinin arasındaki o esmer çukurdan akıyor kanım 
kimsenin girmediği ıssız ormanına dalıyorum senin, 
bir kaplansın! ben önünde can çekişen hayvan 
bir yılanın süzülüşünü duyuyorum karanlık çalılardan 
gerinen kasıklarında büyüyor bir ipeksi koku 
elime değen zehir dokununca pul pul dağılacak 
gece gündüze, kılıç kınına kavuşacak 
yaprağa düşen ateş nasıl tutuşturursa ormanı 
ellerin bana uzanınca hayat ve ölüm beni çağırıyor 
bir dalga bir at oluyor, kişneyen bir at, kayalıkların 
öfkeyle soluyan bir kalenin burçlarında dağılan aşkım 
sözlerin ve seslerin dişi budaklarında kök salıyor 
köpüklere ve ölü deniz kabuklarına çarpıyor başım.. 
sen soğuyan taşların rengini alıyorsun 
bronz heykellerin, deliren çıplaklığın 
uçsuz bucaksız bir ülke oluyor avuçlarımda terin 
bir mağara, kuytu 
uzun keşiflerden sonra, dinlenmek 
ve yeniden uyanmak için.. 
                    yitik belleği rüzgarın
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

