bayanlarin baylara yaptigi en psikopat aksiyon. tuh be, tam da kivama geldi diye dusunuyordum der erkek bunun sonucunda ve tabi ki arkadas kalinmaz
arkadaş kalalım
sevgilim askimi dostlugumuzun bir anisi olarak sakla seklinde tuhaf bir istege insani surukleyen bazi durumlarda cok zor bazen mumkun olan arkadas kalma istegi
fazla üzerine gidilmemesi gereken bir durumdur bence.yaşananların üstünü kibarca örtme dürtüsünden ileri gelir.
- arkadaş kalalım.
+ biz zaten hep arkadaştık..
-hönk honkyk burşrş.çf032#}£]31<#<<<"1!!^£\412
+ biz zaten hep arkadaştık..
-hönk honkyk burşrş.çf032#}£]31<#<<<"1!!^£\412
-arkada$ kalalım
+sen kimsin ki?
+sen kimsin ki?
uzun süreli ilişkilerden sonra bıkkın sevgilinin sarfettiği cümleciktir. yeterince uzun ve bayıcı bir süreç geçirildiyse mümkün olur, lakin bütün duyguların kanal tedavisi yapılmış tadında olması şarttır..yine de tavsiye edilmez..
edildiği kişinin duygusal boyutuna göre çıldırmasına kadar işi varırabilecek sözdür.
elbet kadınlarla erkekler arkadaş olur, ama baştan duygusal boyutta bir ilişki yaşayıp arkadaşlığın ötesine geçtikten sonra dur hele bundan sevgili olmuyormuş diyerek kenara koyduğunuz insana söylerseniz cinnet geçirmesine de şahit olabilirsiniz...
ancak çok uzun ilişkilerde bu süreç tersine dönerek arkadaş kalabilir insanoğlu...evet en azından bu seviyeye kadar evrimleştik..
elbet kadınlarla erkekler arkadaş olur, ama baştan duygusal boyutta bir ilişki yaşayıp arkadaşlığın ötesine geçtikten sonra dur hele bundan sevgili olmuyormuş diyerek kenara koyduğunuz insana söylerseniz cinnet geçirmesine de şahit olabilirsiniz...
ancak çok uzun ilişkilerde bu süreç tersine dönerek arkadaş kalabilir insanoğlu...evet en azından bu seviyeye kadar evrimleştik..
benim çok samimi bi arkadaşımın konuyla alakalı olarak, tamamen kendi fikirlerini yazdığı bir yazı:
işte yine o! o klasik, söyledikçe tükenmeyen, yazdıkça bitmeyen, konuştukça sonlanmayan söz; "arkadaş kalmak". biten bir ilişki için değil, başlamamış bir ilişki için söyleniyor bu kez. ama, sonuçları açısından farklı olduğu söylenemez. her durumda, "hayır" kelimesinin kibar bir karşılığı oluyor. hayır! seninle olmaz! artık olmaz! hiç olmaz!
"lütfen üzülme! niye üzüldün ki şimdi?"
niye mi üzüldüm? hiiç, bakır üretimimiz azalmış bu yıl, aklıma geldi birden ona üzüldüm. başka neye üzülebilirim ki? senin bir başkası için güleceğine, bir başkası için üzüleceğine üzülüyorum. benimle bunları hiç yapmayacak olmana üzülüyorum. beni, gelecekte hayatına girecek erkeğe tercih etmemiş olmana üzülüyorum. bir başkasını, kendin için daha iyi bulmuş olmana üzülüyorum. sana hiç sarılamayacak olmama üzülüyorum. seninle yaşayamadıklarımız beni üzen. yaşayabileceklerimiz. yapabileceklerimiz. ve tüm bunları, yani hayalini benim kurduğum şeyleri şu an senden haberdar bile olmayan biriyle gelecekte yapacağını bilmek. o birinin gelip benim kurduğum hayalleri sahipleneceğini, yaşayacağını bilmek. bir süre sonra senin için arada bir hatırlanıp aranacak kişi haline geleceğimi, en mutlu anlarında beni aklına bile getirmeyeceğini bilmek. o anlarında yanında olamayacağımı, sana sarılıp saçlarını okşayamayacağımı, en önemlisi o mutlu anları yaşatan kişinin ben olamayacağımı bilmek.
daha ne dememi istiyorsun? neye üzülüyor olabilirim?
"... ama bir de şöyle düşün, dost olarak da pek çok şeyi paylaşabiliriz."
doğru! paylaşabiliriz elbette, ama sadece "pek çok şeyi". her şeyi değil. oysa ki ben her şeyi paylaşmak istiyorum seninle, hiçbir şey eksik kalmasın istiyorum, yaşanacak ne varsa yaşamak istiyorum, çünkü sen buna değecek birisin. tüm bunları yaşamak için seçtiğim çok özel birisin sen. dostum değil, sevgilim olmalıydın. canım sıkkın olduğunda kucağına kıvrılabileceğim, beni avutmasını isteyebileceğim, neşeli olduğumda keyifle sarılacağım ve uzun uzun öpeceğim, elinden tutup başka kimse yokmuş gibi şehirde sonsuza dek dolanacağım kişi olmalıydın. dostunla yapamazsın bunları. dostunla ne yaparsın biliyor musun? uzun uzun konuşursun. bazen sevgiline bile anlatmayacağın şeyleri anlatırsın. canın sıkkın olduğu zaman şımartılmayı da istersin, hafif iltifatlar almayı da, hatta belki arkadaşça flört etmeyi dahi, ama hepsi o kadar. tüm bunlar, diğeriyle karşılaştırıldığında çok zavallı bir teselli oluyor. dostunla konuşursun. arkadaşlarını anlatırsın. hayatındaki diğer erkekleri anlatırsın. seni nasıl üzdüklerini, nasıl sevindirdiklerini... ve o dostun, arkadaş kalamamışsa seninle, yani yüreğinin derinliklerinde bir yerde hala seviyorsa seni, tarif edilemez bir acıyla dinler sadece. diyecek bir şey de bulamaz. senin nasıl ciğeri beş para etmez serserilerle birlikte olduğunu, niye o kişiyi sana tercih ettiğini, seni nasıl mutlu edebileceğini düşünür durur. o yüzden ileride sevgililerinle, yani gelip hayallerimi çalacak hırsızlarla yaşayacağın problemleri anlatırken bana, gözlerimde sessiz bir isyan görürsen şaşırma. ve bil ki, hala dostum değilsin sen benim. hala sevgilimsin. öpemediğim, sarılamadığım ve dokunamadığım sevgilim. hala içimde bir yerde yaşıyorsun demek ki. ve hep orada kalacak bir kısmın... yaşanamayanlar listesinde ömrümün sonuna dek duracaksın. liste çok kabarık... ama sen en üstte olacaksın, ta ki senden sonra biri çıkıp aynı acıları yaşatana kadar.
"... seninle konuşmak çok hoş, üstelik eğlencelisin de, ama..."
ama bir şekilde olmuyor işte. bir şekilde sana uygun değilim. seni güldürebilirim, şımartabilirim, kendini iyi hissetmeni sağlayabilirim, hatta "fazla ileri gitmeden" flört bile edebilirim, ama sana asla dokunamam. buna izin vermezsin. sana bir şekilde daha uygun ve seni illa ki daha çok üzebilecek birini bekliyorsun, biliyorum. erkekler de kadınlar da hiçbir zaman kendilerine uygun birileriyle beraber olmaz çünkü. mutlu olabileceğini hissettiği ilişkiden kaçar. kendisini daha fazla üzebilecek birini bekliyordur çünkü. ona daha fazla acı yaşatacak, kaprislerini çekmeyecek, ağlatacak birini. biliyorum, çünkü ben de öyleyim. şimdiye kadar bana uygun ilişkilerden kaçıp beni daha çok üzeceklere yönelmedim mi sanıyorsun. şu nefret ettiğim, "arkadaş kalalım" lafını benim bile söylediğim oldu. o yüzden anlıyorum seni. bu üzülmemi engellemiyor. bir yanımın senden nefret etmesini de. ama anlıyorum işte. allah kahretsin ki, anlıyorum. anlamasam belki daha kolay olacaktı.
"...yani..."
arkadaş kalalım. biliyorum, ama biz en iyisi arkadaş kalmayalım. sen arkadaşım olarak kal istersen, ama ben bir yönümle hep seveceğim seni. seninle yaşanamamış bir sürü şeyim var çünkü. o şeyleri yaşamadan seni unutmam mümkün değil işte. işin komiği ne biliyor musun? tüm bunları yaşamış olsaydık, belki de "evet." diyecektim sana ve bunda samimi olacaktım. çünkü hayallerimi tüketmiş, çoğunun sadece hayal olduğunu anlamış olacaktım. ama bunları yaşayamadan "evet" dememi bekleme benden. hiç aklımdan çıkmayacaklar çünkü. hep içimde yaşayacaklar. gerçeğinden daha güzel olarak hem de. onları tüketmeden seninle arkadaş olamam ki... yine de "evet." diyorum sana. seni tamamen kaybetmeyi göze alamıyorum çünkü. sonunda daha kötü olacak, biliyorum. seni sevmiyormuş gibi yapmak rollerin en zoru, ama deneyeceğim. en azından gittiği yere kadar. hayatımdan çıkmanı istemiyorum çünkü. bir gün "evet" diyebileceğinin umudunu yitirmek istemiyorum. bu yüzden, ben daha fazla rol yapamaz olduğumda, beni çok suçlama. seni sonsuza dek yitirmek istemiyordum çünkü. bir şekilde yanımda olmanı istiyordum. o zavallı teselliyi kabullenmeye çalışmak, senin başka kişilere yaşayacağın acılara, sevinçlere katlanmak ve seni umarsızca sevmek...
kızma bana. birgün daha fazla rol yapamayacağım çünkü, biliyorum. o gün geldiğinde, suçlama beni yeter. elimden geleni yaptım çünkü....
işte yine o! o klasik, söyledikçe tükenmeyen, yazdıkça bitmeyen, konuştukça sonlanmayan söz; "arkadaş kalmak". biten bir ilişki için değil, başlamamış bir ilişki için söyleniyor bu kez. ama, sonuçları açısından farklı olduğu söylenemez. her durumda, "hayır" kelimesinin kibar bir karşılığı oluyor. hayır! seninle olmaz! artık olmaz! hiç olmaz!
"lütfen üzülme! niye üzüldün ki şimdi?"
niye mi üzüldüm? hiiç, bakır üretimimiz azalmış bu yıl, aklıma geldi birden ona üzüldüm. başka neye üzülebilirim ki? senin bir başkası için güleceğine, bir başkası için üzüleceğine üzülüyorum. benimle bunları hiç yapmayacak olmana üzülüyorum. beni, gelecekte hayatına girecek erkeğe tercih etmemiş olmana üzülüyorum. bir başkasını, kendin için daha iyi bulmuş olmana üzülüyorum. sana hiç sarılamayacak olmama üzülüyorum. seninle yaşayamadıklarımız beni üzen. yaşayabileceklerimiz. yapabileceklerimiz. ve tüm bunları, yani hayalini benim kurduğum şeyleri şu an senden haberdar bile olmayan biriyle gelecekte yapacağını bilmek. o birinin gelip benim kurduğum hayalleri sahipleneceğini, yaşayacağını bilmek. bir süre sonra senin için arada bir hatırlanıp aranacak kişi haline geleceğimi, en mutlu anlarında beni aklına bile getirmeyeceğini bilmek. o anlarında yanında olamayacağımı, sana sarılıp saçlarını okşayamayacağımı, en önemlisi o mutlu anları yaşatan kişinin ben olamayacağımı bilmek.
daha ne dememi istiyorsun? neye üzülüyor olabilirim?
"... ama bir de şöyle düşün, dost olarak da pek çok şeyi paylaşabiliriz."
doğru! paylaşabiliriz elbette, ama sadece "pek çok şeyi". her şeyi değil. oysa ki ben her şeyi paylaşmak istiyorum seninle, hiçbir şey eksik kalmasın istiyorum, yaşanacak ne varsa yaşamak istiyorum, çünkü sen buna değecek birisin. tüm bunları yaşamak için seçtiğim çok özel birisin sen. dostum değil, sevgilim olmalıydın. canım sıkkın olduğunda kucağına kıvrılabileceğim, beni avutmasını isteyebileceğim, neşeli olduğumda keyifle sarılacağım ve uzun uzun öpeceğim, elinden tutup başka kimse yokmuş gibi şehirde sonsuza dek dolanacağım kişi olmalıydın. dostunla yapamazsın bunları. dostunla ne yaparsın biliyor musun? uzun uzun konuşursun. bazen sevgiline bile anlatmayacağın şeyleri anlatırsın. canın sıkkın olduğu zaman şımartılmayı da istersin, hafif iltifatlar almayı da, hatta belki arkadaşça flört etmeyi dahi, ama hepsi o kadar. tüm bunlar, diğeriyle karşılaştırıldığında çok zavallı bir teselli oluyor. dostunla konuşursun. arkadaşlarını anlatırsın. hayatındaki diğer erkekleri anlatırsın. seni nasıl üzdüklerini, nasıl sevindirdiklerini... ve o dostun, arkadaş kalamamışsa seninle, yani yüreğinin derinliklerinde bir yerde hala seviyorsa seni, tarif edilemez bir acıyla dinler sadece. diyecek bir şey de bulamaz. senin nasıl ciğeri beş para etmez serserilerle birlikte olduğunu, niye o kişiyi sana tercih ettiğini, seni nasıl mutlu edebileceğini düşünür durur. o yüzden ileride sevgililerinle, yani gelip hayallerimi çalacak hırsızlarla yaşayacağın problemleri anlatırken bana, gözlerimde sessiz bir isyan görürsen şaşırma. ve bil ki, hala dostum değilsin sen benim. hala sevgilimsin. öpemediğim, sarılamadığım ve dokunamadığım sevgilim. hala içimde bir yerde yaşıyorsun demek ki. ve hep orada kalacak bir kısmın... yaşanamayanlar listesinde ömrümün sonuna dek duracaksın. liste çok kabarık... ama sen en üstte olacaksın, ta ki senden sonra biri çıkıp aynı acıları yaşatana kadar.
"... seninle konuşmak çok hoş, üstelik eğlencelisin de, ama..."
ama bir şekilde olmuyor işte. bir şekilde sana uygun değilim. seni güldürebilirim, şımartabilirim, kendini iyi hissetmeni sağlayabilirim, hatta "fazla ileri gitmeden" flört bile edebilirim, ama sana asla dokunamam. buna izin vermezsin. sana bir şekilde daha uygun ve seni illa ki daha çok üzebilecek birini bekliyorsun, biliyorum. erkekler de kadınlar da hiçbir zaman kendilerine uygun birileriyle beraber olmaz çünkü. mutlu olabileceğini hissettiği ilişkiden kaçar. kendisini daha fazla üzebilecek birini bekliyordur çünkü. ona daha fazla acı yaşatacak, kaprislerini çekmeyecek, ağlatacak birini. biliyorum, çünkü ben de öyleyim. şimdiye kadar bana uygun ilişkilerden kaçıp beni daha çok üzeceklere yönelmedim mi sanıyorsun. şu nefret ettiğim, "arkadaş kalalım" lafını benim bile söylediğim oldu. o yüzden anlıyorum seni. bu üzülmemi engellemiyor. bir yanımın senden nefret etmesini de. ama anlıyorum işte. allah kahretsin ki, anlıyorum. anlamasam belki daha kolay olacaktı.
"...yani..."
arkadaş kalalım. biliyorum, ama biz en iyisi arkadaş kalmayalım. sen arkadaşım olarak kal istersen, ama ben bir yönümle hep seveceğim seni. seninle yaşanamamış bir sürü şeyim var çünkü. o şeyleri yaşamadan seni unutmam mümkün değil işte. işin komiği ne biliyor musun? tüm bunları yaşamış olsaydık, belki de "evet." diyecektim sana ve bunda samimi olacaktım. çünkü hayallerimi tüketmiş, çoğunun sadece hayal olduğunu anlamış olacaktım. ama bunları yaşayamadan "evet" dememi bekleme benden. hiç aklımdan çıkmayacaklar çünkü. hep içimde yaşayacaklar. gerçeğinden daha güzel olarak hem de. onları tüketmeden seninle arkadaş olamam ki... yine de "evet." diyorum sana. seni tamamen kaybetmeyi göze alamıyorum çünkü. sonunda daha kötü olacak, biliyorum. seni sevmiyormuş gibi yapmak rollerin en zoru, ama deneyeceğim. en azından gittiği yere kadar. hayatımdan çıkmanı istemiyorum çünkü. bir gün "evet" diyebileceğinin umudunu yitirmek istemiyorum. bu yüzden, ben daha fazla rol yapamaz olduğumda, beni çok suçlama. seni sonsuza dek yitirmek istemiyordum çünkü. bir şekilde yanımda olmanı istiyordum. o zavallı teselliyi kabullenmeye çalışmak, senin başka kişilere yaşayacağın acılara, sevinçlere katlanmak ve seni umarsızca sevmek...
kızma bana. birgün daha fazla rol yapamayacağım çünkü, biliyorum. o gün geldiğinde, suçlama beni yeter. elimden geleni yaptım çünkü....
sevişebileceksek benim için fark etmez denilesi durumdur.
ayrıldıktan sonra ilerdede çıkma şansı doğsun diye sarfedilen söz öbeği.
söylendikten sonra gerçekleşmesi pek mümkün olmayan söz öbeği.
şu an sevgilim var, ama heran ayrılabiliriz,sen şöyle yedekte dur demenin kibarcası.
- arkadaş kalalım derim ben.
+ kim söyledi sana?
- pardon yanlışlıkla sana yollamışım mesajı.
+ kanka olsak?
+ kim söyledi sana?
- pardon yanlışlıkla sana yollamışım mesajı.
+ kanka olsak?
dur biraz daha acı çektireyim sana demenin kısa yolu.
sktir git hayatımdan demenin kibarcası.
icinde bundan boyle sadece seviselim, hayatima burnunu sokma anlami barindiran cumle olma ozelligi var tabii.
+ arkadaş kalalım müjgan?!
- of necati bi şeyin de sırasını şaşırma yaa bi şeyi de şaşırma bi kere de sen beni şaşırt yaa..
+ noldu yine müjgan ne dedim ki ben şimdi?
- önce bi çıkma teklifi et bi yaa..ağlıycam şimdi valla yaaa..
+ he tamam ben düşünmüştüm de arkadaş olup evlenip sonra sevgili... tamam ben biraz daha düşüneyim.
- fayda edecekse lütfen! bi zahmet necati!
ama n’olursun babamdan beni istedikten sonra bana evlenme teklif etmene benzemesin yine. doğru bi sıralama yap artık şu kafanda. sıçacam yoksa kafana yaa. insan kalalım her şeyden önce di mi necati.. n’olur diyorum bak necati!
+ tamam o zaman ben babanla arkadaş kalayım bari müjgan?!
- of necati bi şeyin de sırasını şaşırma yaa bi şeyi de şaşırma bi kere de sen beni şaşırt yaa..
+ noldu yine müjgan ne dedim ki ben şimdi?
- önce bi çıkma teklifi et bi yaa..ağlıycam şimdi valla yaaa..
+ he tamam ben düşünmüştüm de arkadaş olup evlenip sonra sevgili... tamam ben biraz daha düşüneyim.
- fayda edecekse lütfen! bi zahmet necati!
ama n’olursun babamdan beni istedikten sonra bana evlenme teklif etmene benzemesin yine. doğru bi sıralama yap artık şu kafanda. sıçacam yoksa kafana yaa. insan kalalım her şeyden önce di mi necati.. n’olur diyorum bak necati!
+ tamam o zaman ben babanla arkadaş kalayım bari müjgan?!
anlamadığım eylemdir. bir aşamaya gelmişken nasıl böyle bir cümle sarf edilir. bu arkadaş kalalım cümlesini söyleyen kişinin ağzına bir adet muz sokmak vasıtasıyla yolları ayırmak gerekir. ha arkadaşça sevişeceksek tamamdır. ya da hassiktir ordandır.
newton'un da deyimiyle cismin konumunu koruma isteğidir.
newton'un da deyimiyle cismin konumunu koruma isteğidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?