chinese democracyden muthis bir balad.estranged ve november rainin yanina koyacagimiz yeni bir calisma.beste gufte , duzenleme piyano ... ne varsa axl rose...
ve sozler ;
and now i dont know why
she wouldnt say goodbye
but then it seems that i
had seen it in her eyes
and it might not be wise
id still have to try
with all the love
i have inside
i cant deny
i just cant let it die
cause her hearts just like mine
and she holds her pain inside
so if you ask me why
she wouldnt say goodbye
i know somewhere inside
there is a special light
still shining bright
and even on the darkest night
she cant deny
so if shes somewhere near me
i hope to god she hears me
theres no one else
could ever make me feel
im so alive
i hoped shed never leave me
please god you must believe me
ive searched the universe
and found myself
within her eyes
no matter how i try
they say its all a lie
so whats the use of my
confessions to a crime
of passions that wont die
in my heart
so if shes somewhere near me
i hope to god she hears me
theres no one else
could ever make me feel
im so alive
i hoped shed never leave me
please god you must believe me
ive searched the universe
and found myself
within her eyes
so now i dont know why
she wouldnt say goodbye
it just might be that i
had seen it in her eyes
and now it seems that i
gave up my ghost of pride
ill never say goodbye
this i love
axl roseun vokal anlamında etkileyici bir performans ortaya koyduğu şiir gibi şarkı.
what dreams may come filminden görüntülerle hazırlanmış klibi daha da bir etkileyici olmuş muhteşem şarkı.
80 lerin sonlarını, 90 ların başlarını hatırlatan, o saçlarımızı uzatıp "rock.n.roller" olmaya başladığımız, ailelerimize gri ve tonları görünen, ancak bize hayatın kendisi kadar cırtlak renkli olan yılları hatırlatan şarkı...ruhumuzu kaybettiğimizi sananlara rağmen, asıl yeni yeni kazandığımız zamanlar...harçlıklardan kasıp, yeni çıkan pearl jam ve use your illusion albümlerini aldıgımız yıllar. aşık olup "dont cry" ve "november rain" eşliğinde geceleri okulun bahçesinde kırmızı votkalı biralardan içtik, evden "otel mi burası lan?" nidalarının yükselmesini göze alarak.sabahın üçünde kapılar açılmadı, sokakta kaldık.sonra annemiz acıyıp baba uyuyunca eve aldı bizi...terkedildik, bazen terkettik de...ama kimsenin kalbini bilerek kırmadık. sevdik, sevildik.kocaman aşklar yaşadık birbirinin aynı ama şimdikilere hiç benzemeyen.
" en iyi arkadaşlarımız" vardı o zamanlar anca beraber kanca beraber diyerek sarmaş dolaş gezdiğimiz kızlı erkekli. tepenin arkasındaki kaynakta gitar çaldık söyledik , tanımadığımız ancak sevdiğimiz uzun saçlı siyah tişörtlü kızlar ve erkeklerle. ve o zamanlar hepimizin evinde bir " hard.n.heavy slows" kasedi bulunurdu. arıza dediler, sorunlu gençler dediler şimdikilerin aksine çok ciddi politik görüşlerimiz olmasına rağmen. kovboy çizmelerimizle dalga geçtiler, saçımız uzun diye cinsel şakalara maruz bıraktılar.dövüldük, dövdük de... ama bizi eleştiren ve nefretle kınayanların hiçbiri 90 lardaki o efsane "scorpions" konserine , çocuk yaşta cepte 5 kuruş olmadan hiç tanımadığın bir şehire otostopla gidecek kadar cesaretli değildi ...
aradan 15 yıl geçmiş.küpelerimiz hala çifter çifter, dövmelerimiz de biraz aşınmış mı ne ? saçlarımızda kısa artık çoğumuzun. kilo da almışız, kaybettiklerimiz olmuş, yitip gidenler de...evlenmiş çoğumuz, boşananalarda epeyce...ruhunu kaybetmiş bir kısmımız. artık ceketin altındaki beyaz gömleklerinin içine def leppard tişörtü giymeyi tercih etmeyip, dövmelerini kapattıranlar da var.ruhunu 90 larda bırakanlar bunlar.ama herkesin bir hikayesi var değilmi ? kimseyi suçlamamalıyız da zaten ruhunu terketti diye...aşkı,sevgiline saf sevgi ile sarılıp kulağına "all we need is just a little patience" diye fısıldamayı bu "rock n roll" zamanlarda bıraktık demiştik ya hani defalarca birbirimize, bu şarkıyı dinleyince, o kocaman 15 yılı boşuna geçirmediğimizi anladım. evet birçok şey değişmiş, bu hayatın kendisi kadar kocaman ve çıplak bir gerçek...dont crydan önce, november rainden sonra ıslanmış ancak gülümseyen gözlerle, "this i love"...gözlerimi kapattığımda bana bu 15 yılın hikayesini, sevinçlerini, kalp kırıklıklarını, hüzünlerini, gelenleri, gidenleri anlatan şarkı...iyi ettin guns...şimdi uğraş bakalım orta yaşlı rockçıların ertelenmiş yaramazlıklarıyla. tam zamanında yaptın ama bu şarkıyı, ruhumuzu, " rock n roll" yaşamayı ve en önemlisi aşık olmayı unutmamıştık belki asla, ama sandığa kapatıp üzerine de kapakları hiç açılmayacak olan tozlu ve kalın kitaplarla doldurmuştuk. iyi oldu...
long live rock n roll ve hoşgeldin ruhum. ne zaman geldin ? görmedim...
" en iyi arkadaşlarımız" vardı o zamanlar anca beraber kanca beraber diyerek sarmaş dolaş gezdiğimiz kızlı erkekli. tepenin arkasındaki kaynakta gitar çaldık söyledik , tanımadığımız ancak sevdiğimiz uzun saçlı siyah tişörtlü kızlar ve erkeklerle. ve o zamanlar hepimizin evinde bir " hard.n.heavy slows" kasedi bulunurdu. arıza dediler, sorunlu gençler dediler şimdikilerin aksine çok ciddi politik görüşlerimiz olmasına rağmen. kovboy çizmelerimizle dalga geçtiler, saçımız uzun diye cinsel şakalara maruz bıraktılar.dövüldük, dövdük de... ama bizi eleştiren ve nefretle kınayanların hiçbiri 90 lardaki o efsane "scorpions" konserine , çocuk yaşta cepte 5 kuruş olmadan hiç tanımadığın bir şehire otostopla gidecek kadar cesaretli değildi ...
aradan 15 yıl geçmiş.küpelerimiz hala çifter çifter, dövmelerimiz de biraz aşınmış mı ne ? saçlarımızda kısa artık çoğumuzun. kilo da almışız, kaybettiklerimiz olmuş, yitip gidenler de...evlenmiş çoğumuz, boşananalarda epeyce...ruhunu kaybetmiş bir kısmımız. artık ceketin altındaki beyaz gömleklerinin içine def leppard tişörtü giymeyi tercih etmeyip, dövmelerini kapattıranlar da var.ruhunu 90 larda bırakanlar bunlar.ama herkesin bir hikayesi var değilmi ? kimseyi suçlamamalıyız da zaten ruhunu terketti diye...aşkı,sevgiline saf sevgi ile sarılıp kulağına "all we need is just a little patience" diye fısıldamayı bu "rock n roll" zamanlarda bıraktık demiştik ya hani defalarca birbirimize, bu şarkıyı dinleyince, o kocaman 15 yılı boşuna geçirmediğimizi anladım. evet birçok şey değişmiş, bu hayatın kendisi kadar kocaman ve çıplak bir gerçek...dont crydan önce, november rainden sonra ıslanmış ancak gülümseyen gözlerle, "this i love"...gözlerimi kapattığımda bana bu 15 yılın hikayesini, sevinçlerini, kalp kırıklıklarını, hüzünlerini, gelenleri, gidenleri anlatan şarkı...iyi ettin guns...şimdi uğraş bakalım orta yaşlı rockçıların ertelenmiş yaramazlıklarıyla. tam zamanında yaptın ama bu şarkıyı, ruhumuzu, " rock n roll" yaşamayı ve en önemlisi aşık olmayı unutmamıştık belki asla, ama sandığa kapatıp üzerine de kapakları hiç açılmayacak olan tozlu ve kalın kitaplarla doldurmuştuk. iyi oldu...
long live rock n roll ve hoşgeldin ruhum. ne zaman geldin ? görmedim...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?