bir deyimdir.
lakin benim mevzu bahis etmek istediğim durum, konunun tdk penceresinden görünenleri değil; bizzat ya$attıkları. evet.
zaten; bu kıl payı kaçırmak olayı ilk fark edildiği anda insan magnum bi’ silahla iki anlının tam ortasına kur$un yemi$ gibi oluyor... özellikle de kaçırılan 9,15 vapuru gibi kısa bir vakit beklenince ula$ılan bir olgu değilse, ya da faturanızın temerrüde du$mesi gibi hayatınızın merkezine uzakça bir mahiyette değilse, olay tam bir drama ya dönü$üyor... kolay mı??
of of. evlat acısı mübarek. yakmadık kemirmedik yer bırakmıyor bünyenin içinde, hayatın reis molekülü oluyor, her olayın sonunda ille de “cee” yapıp kendini hatırlatıyor... halbuki o kıl payı sizden yana negatif ayrımcılık yapmamı$ olsaydı, o anda belki de “ulen ne güzel hayat be, börtüler böcekler falan” diyor olacaktınız, lakin o anda hissedebildiğiniz tek duygulanım, dünyanın bütün kıl paylarını $öyle büyükçe bi’ meydanda toplayıp zikmek. evet.
kısacası, dünyadaki bütün kıl paylarından uzak durmak gerekir... ha kaçıracak mısın bir $eyi, balina pipisi büyüklüğünde bi’ farkla kaçır, çin seddi geni$liğinde bi farkla kaçır, kaçır ki sonradan beynini kemirmesin, sen de rahat et, sktiğimin kıl payları da...
demin ablamla konu$tum telefonda;
-abla sende soğuk su var mı? dedim.
-ahahah. buz da koy içine, dedi bana.
öyle yani.
kil payi farkla kaçırmak
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?