merkantilizmin müdahaleci görüşlerine karşı çıkarak "laissez faire, laissez passe" ilkesini benimsemişlerdir.devletin dış ticarete kotalar, ithalat yasakları, gümrük tarifeleri vb. araçlarla müdahale etmemesi gerektiğini savunmuşlardır. müdahale olmadan, uluslararası işbölümü ve uzmanlaşmanın artmasıyla, dış ticaret yapan tüm ülke ekonomileri ve dünya refahı artacaktır.
merkantilistlerin aksine, dünya servetinin sabit olmadığını, ancak dünya kaynaklarının kıt olduğunu söylemişlerdir. ancak bu kıt kaynaklar işbölümü ve uzmanlaşma sonucu daha verimli kullanılabilecek, dolayısıyla dünya serveti artırılabilecektir.
bu teorinin basitleştirici varsayımları:
*iki ülke ve iki mal vardır.
*uluslararası ticarette para kullanılmaz.
*tüm faktör ve mal piyasalarında tam rekabet şartları geçerlidir.
*üretimde kullanılan tek üretim faktörü emektir ve emek homojendir.
*üretimde sabit maliyet (sabit verim) şartları geçerlidir.
*devlet müdahalesi yoktur.
*emek ülke içinde tam hareketli, ülkeler arası tam hareketsizdir.
*ekonomi tam istihdam durumundadır.
*ulaştırma giderleri sıfırdır.
*teknolojide ve faktör miktarlarında değişiklik olmamaktadır.
*dış ticaret ülke içinde gelir dağılımını etkilememektedir.
klasik dış ticaret teorileri
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?