2007 avrupa basketbol şampiyonasında milli takımımızın ilk ve gruplardaki en zor maçıdır zannımca ayrıca büyük ihtimalle de kaybedeciğimiz maçtır. öyle iki oyuncuyla koskoca litvanyaya kafa tutulmaz. umarım göt olurum o ayrı.
3 eylül 2007 türkiye litvanya basketbol maçı
serkan erdem’in yokluğunda ibrahim kutluay’ın şova koşması beklenen maçtır zira kendisi efes cup 2007’de en hazır oyuncu olarak göze çarpmıştır.
bisiklet sürme salonunda yapılacak karşılaşmadır. tribünlerle saha arasında 3-4 metrelik bir bisiklet pisti vardır. sikko bir salondur.
saçma sapan hücum ettiğimiz maçtır. eline alan üçlükleri potaya sallıyor. eğer şu anda fark açılmadıysa sebebi savunmada biraz da olsa dirençli olabilmemizdir.
hemen edit: savunmada dirençli olabilmemizin sebebi hayvanlar gibi faul yapmamızdır.
hemen edit: savunmada dirençli olabilmemizin sebebi hayvanlar gibi faul yapmamızdır.
bogdan tanjevic’in saçmalıklar adına şova koştuğu maçtır. takımına adam gibi hakim olamaması bir yana oyuncu değişikliklerinde de çılgın atmaktadır.
edit:lan o kadar entry girmişiz skor vermemişiz. 38-29 litvanya önde an itibariyle.
edit:lan o kadar entry girmişiz skor vermemişiz. 38-29 litvanya önde an itibariyle.
ilkyarıyı 7 sayı farkla geride kapattığımız maç.
ikin nba yıldızımız hido ve memo nun pek ortalarda gözükmediği maçtır.hido ikinci periyot biraz kendini toparlasada memo sıçış pozisyonundan bir türlü kurtulamamıştır.ikinci yarı yine o beklenen geri dönüşlerden biri yapılabilirmi? bu oyunla ve tanjevic le çok zor gözüküyor...
sarunas jasikeviciusun bir türlü yerden kalkamadığı maçtır.bizim için maçtaki en büyük tehdittir.çıksa ohhh diyerek bir rahatlama bastıracaktır bize haklı olarak.ama yenilme pahasınada olsa böyle bir basketbol dehasını sakatlanması ve en önemlisi onu maçta izlememek istenecek en son olaydır.
avrupanın belkide en sağlam takımına sahip olmamıza rağmen adam akıllı bir tane set hücumu yapmadığımız maçtır.
katili tamamen tanjevic paşa olan maç. çok iyi oynamasak da kafa kafaya götürdüğümüz ikinci periodda adam kaya peker, semih erden ve kerem gönlümü aynı anda sahaya sürdü. onların yanında da 2 numara olarak hido kaldı ve fark 10 sayıların üstüne çıktı bu arada. işin garibi ise sanırım sahada en uzun süre kalan beş olmuştur. tanjevic sağolsun bir oyuncuyu 3 dakikadan fazla sahada göremiyoruz. adamlar ısınamıyor ki bir performns bekleyelim. ha bunda hayvan gibi faul yapan oyuncularımızında etkisi vardır. ama o fauller olmasa da o değişiklikler eminim yapılacaktı tanjevic tarafında. ayrıca kullandığımız şutların yarısı üçlük denemesidir.
kendini basketbol yazarı sanan herkese süper kapak olmuş maçtır. efes cupta iki maç kazandık diye "kesin madalya alırız", "biz avrupanın mına goruz" gibilerinden yorum yapanlar bizim o maçları yine allah ne verdiyse attığımız üçlüklerin girmesiyle kazandığımızı göremediler. peki bu maçta ne oldu, o şutların hiçbiri girmedi ve göt gibi kaldık ortada. aha maç da bitti an itibariyle;
86-69
86-69
tanjevic’in türk halkına sevgilerini yolladığı maçtır.
semih erdem ve kerem gönlüm’ün blokları harici takımımız adına pek bi atraksiyon olmamıştır.
ha bide şu var.semih erdem’in iki litvanya hücumunu bloklaması ve hemen ardından attığı basket sonrası oyundan alınması akıl mantık işi değildir.belkide türkiye’yi bu maçta iddialı duruma getirebilecek isimdi semih fakat saolsun tanjevic sayesinde bu durum gerçekleşmedi.
kötü mü oynadık?kesinlikle #652177
ama litvanya’da adeta izleyen herkese bir basketbol dersi verdi ve 31 agustos 2006 litvanya turkiye basketbol macinın rövansınıda almış oldu.
semih erdem ve kerem gönlüm’ün blokları harici takımımız adına pek bi atraksiyon olmamıştır.
ha bide şu var.semih erdem’in iki litvanya hücumunu bloklaması ve hemen ardından attığı basket sonrası oyundan alınması akıl mantık işi değildir.belkide türkiye’yi bu maçta iddialı duruma getirebilecek isimdi semih fakat saolsun tanjevic sayesinde bu durum gerçekleşmedi.
kötü mü oynadık?kesinlikle #652177
ama litvanya’da adeta izleyen herkese bir basketbol dersi verdi ve 31 agustos 2006 litvanya turkiye basketbol macinın rövansınıda almış oldu.
uzun süredir dile getirdiğim gibi guard eksikliğinin ve kadro seçimindeki yanlışlıkların, etkisini son derece kuvvetli bir biçimde gösterdiği maçtır. türkiye bütün maç boyunca, saha içi pas alışverişini yönlendirebilecek ve takıma set oynatabilecek bir oyun kurucunun, yani saha içi kumandanının eksikliği yüzünden, ne pota altına doğru düzgün top indirebildi, ne pick n roll oynayabildi, ne de çabuk ve dinamik bir oyun sergileyip top dolaştırabildi.
ender arslan oyunu kurma yönünden zayıf bir guard, engin atsür’ün gerçek pozisyonu 1 numara değil, hakan demirel ise çok yetenekli bir oyun kurucu olmasına rağmen sezonun yarısını sakatlığı yüzünden kaçırmış ve sürekli oynama şansı bulamamış bir basketbolcu. bu şartlar altında, bu kadroya kerem tunçeri gibi üst düzey bir playmaker nasıl dahil edilmez anlayabilmek imkansız. gelelim 2 numaralara. bildiğiniz gibi serkan erdoğan turnuva başlamadan önce sakatlandı ve şampiyona boyunca oynayamayacak. milli takımda bu pozisyonun alternatiflerinden biri olarak cenk akyol’u kadroya almak büyük hata. çünkü cenk akyol geride bıraktığımız sezonda hiç bir varlık gösteremedi, efes pilsen’de kadro dışı bırakıldı. bu şartlar altında, müthiş bir sezon geçiren ve çok iyi bir görev adamı olan ömer onan nasıl kadroya alınmaz, şaşmamak elde değil. bu nasıl bir anlayıştır, merak ediyorum. uzunlara baktığımızda ise, beşte kullanılan ikililerin yanlış seçildiğini düşünmekteyim. oyuncu özelliklerine dayanarak, normal şartlarda, pivot olarak, ermal kurtoğlu veya kaya peker’den birisinin mutlaka sahada bulunması gerekir. kerem gönlüm, mehmet okur ve semih erden’in ise, uzun forvet olarak rotasyona sokulması uygun olur. öbür taraftan bogdan tanjeviç’in bunu uygulamadığını ve birbirlerini tamamlamayan uzun ikililerinin sahada yer aldığını açıkça görüyoruz.
savunma anlayışına geldiğimizde ise, açık alanı ve hızlı oyunu seven litvanya’ya karşı, geri koşmakta ve baskı uygulamakta yetersiz kalındığını düşünmekteyim. eğer böyle berbat bir savunma yaparsanız, rakibin kısalarının rahat rahat içeriye penetre etmesine izin verirseniz, böylesine güçlü bir basketbol ekolüne sahip bir ekibe karşı sahadan boynunuz bükük ayrılırsınız.
emin olun, türkiye, avrupa’nın en iyi iki-üç kadrosundan birine sahiptir. önemli olan bu potansiyeli iyi kullanmaktır. bitirirken şunu söylemek gerekir ki, a milli takım basketbolcu yetiştirme yeri değildir, hazır ve formda olan oyuncu oynar.
ender arslan oyunu kurma yönünden zayıf bir guard, engin atsür’ün gerçek pozisyonu 1 numara değil, hakan demirel ise çok yetenekli bir oyun kurucu olmasına rağmen sezonun yarısını sakatlığı yüzünden kaçırmış ve sürekli oynama şansı bulamamış bir basketbolcu. bu şartlar altında, bu kadroya kerem tunçeri gibi üst düzey bir playmaker nasıl dahil edilmez anlayabilmek imkansız. gelelim 2 numaralara. bildiğiniz gibi serkan erdoğan turnuva başlamadan önce sakatlandı ve şampiyona boyunca oynayamayacak. milli takımda bu pozisyonun alternatiflerinden biri olarak cenk akyol’u kadroya almak büyük hata. çünkü cenk akyol geride bıraktığımız sezonda hiç bir varlık gösteremedi, efes pilsen’de kadro dışı bırakıldı. bu şartlar altında, müthiş bir sezon geçiren ve çok iyi bir görev adamı olan ömer onan nasıl kadroya alınmaz, şaşmamak elde değil. bu nasıl bir anlayıştır, merak ediyorum. uzunlara baktığımızda ise, beşte kullanılan ikililerin yanlış seçildiğini düşünmekteyim. oyuncu özelliklerine dayanarak, normal şartlarda, pivot olarak, ermal kurtoğlu veya kaya peker’den birisinin mutlaka sahada bulunması gerekir. kerem gönlüm, mehmet okur ve semih erden’in ise, uzun forvet olarak rotasyona sokulması uygun olur. öbür taraftan bogdan tanjeviç’in bunu uygulamadığını ve birbirlerini tamamlamayan uzun ikililerinin sahada yer aldığını açıkça görüyoruz.
savunma anlayışına geldiğimizde ise, açık alanı ve hızlı oyunu seven litvanya’ya karşı, geri koşmakta ve baskı uygulamakta yetersiz kalındığını düşünmekteyim. eğer böyle berbat bir savunma yaparsanız, rakibin kısalarının rahat rahat içeriye penetre etmesine izin verirseniz, böylesine güçlü bir basketbol ekolüne sahip bir ekibe karşı sahadan boynunuz bükük ayrılırsınız.
emin olun, türkiye, avrupa’nın en iyi iki-üç kadrosundan birine sahiptir. önemli olan bu potansiyeli iyi kullanmaktır. bitirirken şunu söylemek gerekir ki, a milli takım basketbolcu yetiştirme yeri değildir, hazır ve formda olan oyuncu oynar.
hüseyin beşok gibi saf bir pivotun yokluğunu çok çektiğimiz maçtır.
2005 japonya dünya kupasında bize karşı aldıkları 2 mağlubiyete içerleyip,maça nasıl bilendiklerini fena halde dışa vurmuş bir litvanya karşısında tel tel döküldüğümüz bir oyun olmuştur.bundan sonraki karşılaşmalarda milli takımımızdan biraz ciddiyet beklemekteyiz.lütfen.
- murat kosova: dün turnuvanın en iyi takımlarından biriyle karşılaştık. bu takımın öncelikle japonyadaki litvanyadan çok farklı olduğunu kabul etmemiz lazım. jasikevicius ve orada kullanmadıkları kaukenasla, siskauskasla, o gerçi bir çeyrek oynadı, ama çok etkili oynadı.
- murat murathanoğlu: bir çeyrekte 10 sayı atıp bizim önde olduğumuz dönemde onları oyunda tuttu.
- murat kosova: peki guardlar için, jasikevicius ve kaukenas için neler söyleyeceksiniz?
- murat murathanoğlu: bu bizim 2001de de sıkıntımızdı. yani indianapolise gittik, hep 2001i konuştuk. hatta 2 seneye yakın bir süre sürdü. şimdi japonyada 6.ncı olduk hep japonya ile mukayese ediyoruz, japonyayı konuşuyoruz. halbuki bambaşka ortam, bambaşka şampiyona ve bambaşka takımlar var. yani litvanya sadece isim olarak aynı şu anda. ben litvanyadan ziyade bizim oyunumuzun biraz endişe verici olduğunu düşünüyorum. sanki bana ikinci çeyrekte tanjeviç biraz panikledi, 11 oyuncu değişikliği yaptı ve ikinci yarıda da takım panikledi. yine eski huyumuz olan herkesin kurtarıcılığa soyunmaya çalıştığı bir görüntü ortaya çıktı.
tabii ki jasikevicius çok büyük bir oyuncu. yani 8 ribaunt, 7 asist, attıklarını saymıyorum bile, 18 sayı. maça da kötü başlamıştı. ama mesela sakatlandı gitti, geldi kötü oynuyordu. bu kez onun yerine oyuna giren kaukenas iyi oynuyordu. koç, jasikeviciusu kenarda tutabilirdi. ama bu benim yıldızım diyerek oyuna sürdü ve geri geldikten sonra inanılmaz bir maç çıkardı.
inşallah toparlarız. dünkü maçta birinci derecede suçlu tanjeviç... tanjeviçin yaptığı bazı şeyleri anlamakta zorluk çektim dün. efes pilsen kupasında sadece bir maç çok az bir süre kullandığı hakanı üçüncü çeyekte maçın en kritik dakikalarında oyunda tuttu. üstelik çok iyi olmayan bir ilkyarıdan sonra az bir farkla soyunma odasına gitmişiz. üçüncü çeyreğe iyi başlasak belki farklı olacak. ama onu oynattı.
- murat kosova: almanya maçı için şimdi kimler ön plana çıkacak? bu maçı artık mutlaka kazanmamız lazım, eğer derece yapmak istiyorsak...
murat murathanoğlu: almanya, litvanya gibi son yıllarda şansımızın pek tuttuğu bir takım değil. son 5 maçı onlara karşı kaybetmişiz. ama bizim dün izlediğimiz almanya bir süper yıldız dışında, çok önemli bir takım değil. oyuncularımız dünkü mağlubiyetten olumsuz etkilenmemişse ve kafalarını toparlayarak istekli ve arzulu bu maça çıkabilirlerse yenebileceğimiz bir almanya olarak gördüm ben. onlar da bize iyi oynuyor, bize bir ekstra güvenle çıkıyorlar ama eski huy, eski alışkanlıklar geri gelmezse almanyayı yenebileceğimizi düşünüyorum. ama yine herkes kurtarıcılığa soyunursa o zaman işimiz çok zor.
- murat kosova: japonyada bizim en çok ses getiren özelliğimiz savunmamızdı. gerçi oynadığımız ilk maçta litvanya ile karşılaştık ve bu bir ölçü olmayacak belki turnuva için. yani bundan sonrası çok farklı olabilir, arda arda galibiyetler alıp turnuvanın sonunda bizi çok mutlu edecek bir sonuç da alabiliriz ama istatistikler ve dünkü skorlara baktığımızda ispanya karşısındaki portekizden sonra en büyük farkı yiyen ikinci takımız. bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? hücumda da sırbistanla beraber en kötü takımız. yani savunmada en kötü, hücumda en kötü. bu litvanyanın rakip olmasından mı kaynaklanıyor, yoksa organizasyonu bir türlü oturtamamamızdan mı?
murat murathanoğlu: hücumdan başlayayım isterseniz. bizim kadar herhalde temposuz oynayan ve temposuz set hücumunda da paslaşan ikinci bir takım yok burada. maalesef özellikle de skor gücü yüksek olan bir oyuncumuz topu aldığı zaman, herkes “bakalım neler yapacak” diye onu izliyor. belki bir kişi perdelemeye geliyor. ikili oyunu da hiç oynamadığımız için, -yani tanjeviçin tercihi yok ikili oyunlarda, bulabileceğimiz bazı pozisyonları da bulamıyoruz. savunmaya gelince, ilk çeyrekte savunmamız çok kötü değildi ama işte demin dediğim gibi bir panik başladı. tabii jasikevicius ve litvanya da havaya girdi. şimdi o kadar potansiyelli takımı havaya sokarsan dağılırsın, nitekim öyle oldu.
- murat murathanoğlu: bir çeyrekte 10 sayı atıp bizim önde olduğumuz dönemde onları oyunda tuttu.
- murat kosova: peki guardlar için, jasikevicius ve kaukenas için neler söyleyeceksiniz?
- murat murathanoğlu: bu bizim 2001de de sıkıntımızdı. yani indianapolise gittik, hep 2001i konuştuk. hatta 2 seneye yakın bir süre sürdü. şimdi japonyada 6.ncı olduk hep japonya ile mukayese ediyoruz, japonyayı konuşuyoruz. halbuki bambaşka ortam, bambaşka şampiyona ve bambaşka takımlar var. yani litvanya sadece isim olarak aynı şu anda. ben litvanyadan ziyade bizim oyunumuzun biraz endişe verici olduğunu düşünüyorum. sanki bana ikinci çeyrekte tanjeviç biraz panikledi, 11 oyuncu değişikliği yaptı ve ikinci yarıda da takım panikledi. yine eski huyumuz olan herkesin kurtarıcılığa soyunmaya çalıştığı bir görüntü ortaya çıktı.
tabii ki jasikevicius çok büyük bir oyuncu. yani 8 ribaunt, 7 asist, attıklarını saymıyorum bile, 18 sayı. maça da kötü başlamıştı. ama mesela sakatlandı gitti, geldi kötü oynuyordu. bu kez onun yerine oyuna giren kaukenas iyi oynuyordu. koç, jasikeviciusu kenarda tutabilirdi. ama bu benim yıldızım diyerek oyuna sürdü ve geri geldikten sonra inanılmaz bir maç çıkardı.
inşallah toparlarız. dünkü maçta birinci derecede suçlu tanjeviç... tanjeviçin yaptığı bazı şeyleri anlamakta zorluk çektim dün. efes pilsen kupasında sadece bir maç çok az bir süre kullandığı hakanı üçüncü çeyekte maçın en kritik dakikalarında oyunda tuttu. üstelik çok iyi olmayan bir ilkyarıdan sonra az bir farkla soyunma odasına gitmişiz. üçüncü çeyreğe iyi başlasak belki farklı olacak. ama onu oynattı.
- murat kosova: almanya maçı için şimdi kimler ön plana çıkacak? bu maçı artık mutlaka kazanmamız lazım, eğer derece yapmak istiyorsak...
murat murathanoğlu: almanya, litvanya gibi son yıllarda şansımızın pek tuttuğu bir takım değil. son 5 maçı onlara karşı kaybetmişiz. ama bizim dün izlediğimiz almanya bir süper yıldız dışında, çok önemli bir takım değil. oyuncularımız dünkü mağlubiyetten olumsuz etkilenmemişse ve kafalarını toparlayarak istekli ve arzulu bu maça çıkabilirlerse yenebileceğimiz bir almanya olarak gördüm ben. onlar da bize iyi oynuyor, bize bir ekstra güvenle çıkıyorlar ama eski huy, eski alışkanlıklar geri gelmezse almanyayı yenebileceğimizi düşünüyorum. ama yine herkes kurtarıcılığa soyunursa o zaman işimiz çok zor.
- murat kosova: japonyada bizim en çok ses getiren özelliğimiz savunmamızdı. gerçi oynadığımız ilk maçta litvanya ile karşılaştık ve bu bir ölçü olmayacak belki turnuva için. yani bundan sonrası çok farklı olabilir, arda arda galibiyetler alıp turnuvanın sonunda bizi çok mutlu edecek bir sonuç da alabiliriz ama istatistikler ve dünkü skorlara baktığımızda ispanya karşısındaki portekizden sonra en büyük farkı yiyen ikinci takımız. bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? hücumda da sırbistanla beraber en kötü takımız. yani savunmada en kötü, hücumda en kötü. bu litvanyanın rakip olmasından mı kaynaklanıyor, yoksa organizasyonu bir türlü oturtamamamızdan mı?
murat murathanoğlu: hücumdan başlayayım isterseniz. bizim kadar herhalde temposuz oynayan ve temposuz set hücumunda da paslaşan ikinci bir takım yok burada. maalesef özellikle de skor gücü yüksek olan bir oyuncumuz topu aldığı zaman, herkes “bakalım neler yapacak” diye onu izliyor. belki bir kişi perdelemeye geliyor. ikili oyunu da hiç oynamadığımız için, -yani tanjeviçin tercihi yok ikili oyunlarda, bulabileceğimiz bazı pozisyonları da bulamıyoruz. savunmaya gelince, ilk çeyrekte savunmamız çok kötü değildi ama işte demin dediğim gibi bir panik başladı. tabii jasikevicius ve litvanya da havaya girdi. şimdi o kadar potansiyelli takımı havaya sokarsan dağılırsın, nitekim öyle oldu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?