yalnız eve çıkılmıştır,artık sevgilinle istediğin kadar kalabileceksindir.işte ilk iki hafta bu gazla mükemmel geçen ilişki 1. ayın sonunda nooluyoruz lan kıvamına gelir ama kimse birbirine çaktırmaz bu şekilde 6-7 ay geçer,bi bakmışsın faturaları yatıran,eve gelirken telefon edip bişey lazım mı diye soran,evde sürekli bir sevgilin olduğu için kendi evinde erkek arkadaşlarınla bile rahatça eğlenemez yani kısaca evli bir adam moduna geçmişindir.bu sinirle ilişki gerçek anlamda çok zorlanmasına rağmen biter.sonra ki 6-7 ayda sevgiliyi özlemekle,yatağında yalnız uyuyamamakla,o çok beraber eğlenmek istediğin adamlardan ve onlarla beraber kusmakla geçer.diyeceğim şudur ki abartılmaması gereken tadında bırakıldığında güzel olan bi olaydır.bu eylem için haftada 2 en uygun rakamdır kanımca.
sevgiliyle kalmak
ilişkiyi en kesin bitiren girişimlerdendir. (hayatımda akıllılık edip uzak durduğum bir kaç olaydan biridir)
bütün tavsiyelerime ve uyarılarıma rağmen, ilişkileri olgunlaşmadan, dahada önemlisi kendileri belli bir olgunluğa erişmeden bir çok arkadaşım malesef bu hatayı yaparak ilişkilerini bitirmişlerdir.
hayır ilişki bitmekle kalmaz. arkadaşları olarak sizede yansır. her gün kavga ettiklerinden, her gece biri gelir kalmaya. bazı çiftlerin durumu daha bok olur. evliymiş gibi ortak alınan eşyaların paylaştırılmasından tutunda, depozitodur, geçici barınaktır, her boklarında size bir sorumluluk olarak itelenir.
bazen evlilik danışmanları, bazen psikologları, bazende kankaları olmak durumunda kalırsınız.
hele tanışmalarına yada ilişkilerinin güçlenmesine biraz katkınız olduysa sıçtınız demektir. "haksızmıyım?", "sende olsan aynısını yapardın dimi?" gibi insanı çileden çıkartan, dertsiz(!) başınıza dert açan, gıcık ve sonu gelmez soruların muhatabı olursunuz.
belli bir görmüş geçirmişlikten sonra ise güzel bir şeydir. evlilik simülasyonu gibidir. evet zamanla bazı heyecanlar kaybolur gider ama yerine yeni keşfedilen heyecanlar gelir. güven duygusu, aidiyet duygusu gelişir. doğru kişiyle güzeldir. düzenli bir hayatınız olur. daha çok başbaşa kalabilmek, partneri yeniden tanımak, biraz büyümek için fırsatlar yaratır.
bence sevgiliyle kalmanın püf noktası saygıdır. karşınızdaki insanla sevişiyor olmanız, sevmeniz yada aynı evde kalıyor olmanız ona saygı duymak zorunda olmadığınız anlamına gelmez. yani yok efendim msn şifrelerinin paylaşımı, 7/24 cep telefonu kontrolleri, arkadaşlarını kıskanmak vb... salakca şeyler ilişkinin düzeyi için bir ölçü olmadığı gibi ilişkiyide yıpratır. yani en önemli sorun aynı evde kalmak değildir. sorun karşılıklı saygının az olması yada azalmasıdır. saygı muhafaza edilmediği, yitirildiği an ilişki biter. ev sadece bu bitme potansiyeli olan ilişkinin hazin sonunun katalizörü olur.
aynı evde kaldığınız sevgiliyi öyle "zart" diye terkedemezsiniz. kapıyı çarpıp çıkmak filmlerde olur. karda kışta kapı önünde kalmayı göze almak ve belirsiz bir süre mülteci hayatını yaşamaya hazırlanmak gerekebilir.
aslında bazı şeyler yaşanılarak öğreniliyor. bunları okuduğu halde gene birileri sevgilisiyle eve çıkacak, gene olgunlaşmamış, test edilmemiş, badire atlatmamış ilişkilerini aynı çatıya taşıyacak, gene travma yaşayacaklardır.
yapacak bir şey yok. dilimiz döndüğünce, kısaca özetledik işte.
bütün tavsiyelerime ve uyarılarıma rağmen, ilişkileri olgunlaşmadan, dahada önemlisi kendileri belli bir olgunluğa erişmeden bir çok arkadaşım malesef bu hatayı yaparak ilişkilerini bitirmişlerdir.
hayır ilişki bitmekle kalmaz. arkadaşları olarak sizede yansır. her gün kavga ettiklerinden, her gece biri gelir kalmaya. bazı çiftlerin durumu daha bok olur. evliymiş gibi ortak alınan eşyaların paylaştırılmasından tutunda, depozitodur, geçici barınaktır, her boklarında size bir sorumluluk olarak itelenir.
bazen evlilik danışmanları, bazen psikologları, bazende kankaları olmak durumunda kalırsınız.
hele tanışmalarına yada ilişkilerinin güçlenmesine biraz katkınız olduysa sıçtınız demektir. "haksızmıyım?", "sende olsan aynısını yapardın dimi?" gibi insanı çileden çıkartan, dertsiz(!) başınıza dert açan, gıcık ve sonu gelmez soruların muhatabı olursunuz.
belli bir görmüş geçirmişlikten sonra ise güzel bir şeydir. evlilik simülasyonu gibidir. evet zamanla bazı heyecanlar kaybolur gider ama yerine yeni keşfedilen heyecanlar gelir. güven duygusu, aidiyet duygusu gelişir. doğru kişiyle güzeldir. düzenli bir hayatınız olur. daha çok başbaşa kalabilmek, partneri yeniden tanımak, biraz büyümek için fırsatlar yaratır.
bence sevgiliyle kalmanın püf noktası saygıdır. karşınızdaki insanla sevişiyor olmanız, sevmeniz yada aynı evde kalıyor olmanız ona saygı duymak zorunda olmadığınız anlamına gelmez. yani yok efendim msn şifrelerinin paylaşımı, 7/24 cep telefonu kontrolleri, arkadaşlarını kıskanmak vb... salakca şeyler ilişkinin düzeyi için bir ölçü olmadığı gibi ilişkiyide yıpratır. yani en önemli sorun aynı evde kalmak değildir. sorun karşılıklı saygının az olması yada azalmasıdır. saygı muhafaza edilmediği, yitirildiği an ilişki biter. ev sadece bu bitme potansiyeli olan ilişkinin hazin sonunun katalizörü olur.
aynı evde kaldığınız sevgiliyi öyle "zart" diye terkedemezsiniz. kapıyı çarpıp çıkmak filmlerde olur. karda kışta kapı önünde kalmayı göze almak ve belirsiz bir süre mülteci hayatını yaşamaya hazırlanmak gerekebilir.
aslında bazı şeyler yaşanılarak öğreniliyor. bunları okuduğu halde gene birileri sevgilisiyle eve çıkacak, gene olgunlaşmamış, test edilmemiş, badire atlatmamış ilişkilerini aynı çatıya taşıyacak, gene travma yaşayacaklardır.
yapacak bir şey yok. dilimiz döndüğünce, kısaca özetledik işte.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?