şu saat itibariyle chp ve dsp birleşme kararı almıştır..
chp ve dsp nin birleşmesi
an itibariyle sağlandı,vatana millete hayırlı uğurlu olsun...
gün itibarı ile bunun ilk adımı atılmıştır. devamının gelmesini hepimize hayırlı uğurlu olmasını dileriz...
bugün insanın mutlu olma nedeni.
nefis bir haber.sonunda inat bırakılıp, ülkenin çıkarları hatırlanıldı.hayırlı olsun diyelim...
shp yi unuttular mı diye düşündüren gelişme. yine de sevindirici.
gec kalinmis bir birlesmedir,ve gostermelik oldugunu dusunmekteyim umarim bu dusuncemde haksiz cikarim ancak turk millettinin her daim ezilen gorulen insanin yaninda olmasi sefkat duygularinin agir basmasi sonucu akp nin yine maalesefki basa gececegini dusundugum uygulamadir,dyp-anap birlesmesi chp-dsp birlesmesi halkin gozunde vay ipnetorlara bak lan hepsi akp yi ezmek icin birlesiyolar inadina akp ye oy verelim duygusuyla hareket edip bi kez daha akp yi sececeklerini dusunmekteyim umarim bu entryimi editlemek zorunda kalirim soyle saglam bi secim sonucunun ardindan ancak gercekleri gormemek yada hayalcilik oynamakta cok sacma gelmektedir su mahsun bunyeye.
son bilgilere göre dsp tamamen kapanmayacak fakat adayları chp listelerine kaydırılıcak.. hayırlara vesile olurr inşalaah...
sonunda beklenen hareket keşke tüm sol birleşse ve oylar bölünüp iktidar sağlara kalmasa solda ufak tefek bir çok parti var nerdeyse her solcunun kendi partisi var hatta buda yenisi
(bkz: psp paşabahçe sol partisi) bizzat ben kurdum
(bkz: psp paşabahçe sol partisi) bizzat ben kurdum
an itibarı ile gerçekleşmiş olaydır.
birleşme değil, seçim işbirliğidir.. zeki sezer aday olmayacağını da açıklamıştır aynı zamanda. deniz baykal da yalandan "aday olmaması bizi üzdü" gibilerden bir açıklama yapmıştır ki hiç de inandırıcı gelmemiştir.
dyp-anap birleşmesi için kısa vadede şahıslar ön planda olduğu için olumlu değil ama uzun vadede fikirlerin şahısları eritmesinden ötürü olumlu bir hareket olduğunu söylemiştim.. velakin dsp-chp birleşmesi için aynı şeyi söylemek mümkün değil, çünkü bu bir birleşme değil, seçim ittifakıdır, kısa vadede bir getiri beklenmektedir. kısa vadedeki ittifaklar çok fazla verimli olmadığından ve türkiyede sol görüş oturmadığından -oturmamasının en büyük nedeni chp- bu birleşme tarafımca pek tasvip edilmemiştir. fakat bu vesileyle baraj sıkıntısı çekilmeyecektir sanırsam... böyle düşünmemin nedeni chp ve dspnin birbirlerinin fırsat maliyetleri olmasıdır. yani chp oy kaybedince, dsp kazanır; dsp kaybedince chp kazanır. bu ikisinin ittifakıyla da -keşke türk solu kazanır diyebilseydim- sol görüşü kullanan çıkar odakları kazanır.
dyp-anap birleşmesi için kısa vadede şahıslar ön planda olduğu için olumlu değil ama uzun vadede fikirlerin şahısları eritmesinden ötürü olumlu bir hareket olduğunu söylemiştim.. velakin dsp-chp birleşmesi için aynı şeyi söylemek mümkün değil, çünkü bu bir birleşme değil, seçim ittifakıdır, kısa vadede bir getiri beklenmektedir. kısa vadedeki ittifaklar çok fazla verimli olmadığından ve türkiyede sol görüş oturmadığından -oturmamasının en büyük nedeni chp- bu birleşme tarafımca pek tasvip edilmemiştir. fakat bu vesileyle baraj sıkıntısı çekilmeyecektir sanırsam... böyle düşünmemin nedeni chp ve dspnin birbirlerinin fırsat maliyetleri olmasıdır. yani chp oy kaybedince, dsp kazanır; dsp kaybedince chp kazanır. bu ikisinin ittifakıyla da -keşke türk solu kazanır diyebilseydim- sol görüşü kullanan çıkar odakları kazanır.
ecevit mirascisi dspnin megalomanligindan ötürü gecikmis secim isbirligi. sol ve merkezdeki kararsizlari cekecek yapilanmadir. bundan en cok zarar görecek ise dyp-anap birlesmesidir. akp ise türkiyedeki büyük oranlarla iktidar olmus bütün partilerin ikinci veya ücüncü secimlerde oy kaybetmesi tecrübesine göre büyük oy kaybedecektir.
birleşmeye ilişkin leziz bir mehmet barlas yorumu:
kendilerini "sol partiler" olarak sunan chp ve dspnin seçim sonrasında bölünmek üzere birleşme anlaşması yapması, "türkiye laik kalacaktır mitingleri"ne katılanlar tarafından herhalde "rejim nihayet kurtuldu" denilerek, mutlulukla karşılanmıştır.
aslında bunu böyle görenlerin en büyük yanlışı, "laiklik" ile "solculuk"u yapışık ikizler olarak görmelerinden kaynaklanıyor.
avrupadan türkiyeye getirip benimsediğimiz laiklik, sol ideolojinin veya bir işçi sınıfı hareketinin ürünü değildir. özellikle jakoben fransız laikliği, burjuva sınıfının ruhban sınıfını ve aristokrasiyi tasfiye etmesi olayıdır.
bugünün avrupa sosyal demokratları ise, artık "orta sınıf"ı, proletaryanın yerine ikame etmiş durumdalar ve din konusu, sosyal demokrasinin gündemindeki tartışma konuları arasında değil. avrupa sosyal demokratları, "inanç ve ibadet özgürlüğü" olgusuna, abye egemen olan liberal demokrasinin çerçevesinden bakıyorlar.
kendilerini "sol" olarak sunan chp ve dsp ise, "cumhuriiyet rejimi"nin hiç tartışılmadığı ve toplumun her kesimi tarafından benimsendiği bir ortamda, laikliği demokrasiden soyutlayarak, her alanda kökten devletçi ve zaman zaman militarist bir söylemi "sosyal demokrasi" biçiminde sunuyorlar.
onlara göre 1950den başlayarak chpnin her kaybettiği seçim bir karşı-devrim niteliğini taşıyor ve cumhuriyeti tehdit ediyor.bu açıdan menderesin demokrat partisinin, demirelin adalet partisinin ve turgut özalın anavatan partisinin son karşı devrimci halkası, tayyip erdoğanın ak partisidir.
ne türkiye gerçeklerine ne de dünya gerçeklerine sığabilecek bu sunuş daha ne kadar sürer bilemiyoruz. ama görülen o ki, önümüzdeki 22 temmuzda sandıklardan çıkacak oylar, yine belli kesimin, "işte gördünüz. bu halk bu demokrasiye layık değil. o zaman bu halkı feshedelim" diye yakınmalarına sebep olacaktır.
22 temmuza kadar da, merkez sağdaki mehmet ağar ve erkan mumcu ilkilisi de, seçmenlerine "solcu olmadan nasıl laik olunabilir"i anlatmaya çalışacaklardır.
(bkz: chp ve dsp yi sol zanneden eblehlere)
kendilerini "sol partiler" olarak sunan chp ve dspnin seçim sonrasında bölünmek üzere birleşme anlaşması yapması, "türkiye laik kalacaktır mitingleri"ne katılanlar tarafından herhalde "rejim nihayet kurtuldu" denilerek, mutlulukla karşılanmıştır.
aslında bunu böyle görenlerin en büyük yanlışı, "laiklik" ile "solculuk"u yapışık ikizler olarak görmelerinden kaynaklanıyor.
avrupadan türkiyeye getirip benimsediğimiz laiklik, sol ideolojinin veya bir işçi sınıfı hareketinin ürünü değildir. özellikle jakoben fransız laikliği, burjuva sınıfının ruhban sınıfını ve aristokrasiyi tasfiye etmesi olayıdır.
bugünün avrupa sosyal demokratları ise, artık "orta sınıf"ı, proletaryanın yerine ikame etmiş durumdalar ve din konusu, sosyal demokrasinin gündemindeki tartışma konuları arasında değil. avrupa sosyal demokratları, "inanç ve ibadet özgürlüğü" olgusuna, abye egemen olan liberal demokrasinin çerçevesinden bakıyorlar.
kendilerini "sol" olarak sunan chp ve dsp ise, "cumhuriiyet rejimi"nin hiç tartışılmadığı ve toplumun her kesimi tarafından benimsendiği bir ortamda, laikliği demokrasiden soyutlayarak, her alanda kökten devletçi ve zaman zaman militarist bir söylemi "sosyal demokrasi" biçiminde sunuyorlar.
onlara göre 1950den başlayarak chpnin her kaybettiği seçim bir karşı-devrim niteliğini taşıyor ve cumhuriyeti tehdit ediyor.bu açıdan menderesin demokrat partisinin, demirelin adalet partisinin ve turgut özalın anavatan partisinin son karşı devrimci halkası, tayyip erdoğanın ak partisidir.
ne türkiye gerçeklerine ne de dünya gerçeklerine sığabilecek bu sunuş daha ne kadar sürer bilemiyoruz. ama görülen o ki, önümüzdeki 22 temmuzda sandıklardan çıkacak oylar, yine belli kesimin, "işte gördünüz. bu halk bu demokrasiye layık değil. o zaman bu halkı feshedelim" diye yakınmalarına sebep olacaktır.
22 temmuza kadar da, merkez sağdaki mehmet ağar ve erkan mumcu ilkilisi de, seçmenlerine "solcu olmadan nasıl laik olunabilir"i anlatmaya çalışacaklardır.
(bkz: chp ve dsp yi sol zanneden eblehlere)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?