iki sohbet edilmiş,ortak noktalar keşfedilmiştir herhangi bir yazarla..sonra muhabbet biraz ilerlemiş ve biraz daha kaynaşılmıştır derken mevzu bahis yazarın başlığı altına bir iki kelime yazmak zorundaymış gibi bir his hasıl olur kişiye.işte bu hissin vermiş olduğu gazla ve edilmiş iki çift lafın hatrına döşenir birbirinden güzel sözler,yazara duyulan hayranlık sıralanır satırlarca.aslında buraya kadar her şey normal, olay üçüncü şahısların kişinin söz konusu yazar hakkında yazdığı entry i okuyunca başlıyor.çünkü o entry üçüncü kişilere -en saf ve en temiz duygularla okuyorum diyen varsa beri gelsin- her daim yalakalık olarak görünür.bu noktada önemli olan entrynin gerçekten yalakalık olsun diye mi yoksa samimi duygularla yazıldığını ayırt edebilmektir.bu ayrımı yapabilmek için de biraz cin olmak ve insansarraflığınızın ne kadar etkin olduğu ile yakından alakalı.
ha tabi bunun bize faydası ne? diyenler olabilir pek tabiki.faydası entrylerden karakter analizi yapmaya çalışan yazarcanlara kolaylık olsun diyedir,ötesinde bir boka yaramaz.ha tabi bir de belki her şeyi en önemlisi insanları katagorize etmeden ne anlatmak istediğini anlamaya, nasıl bir insan olduğunu anlamaya gayret edip ondan sonra saldırıya(!) geçmek daha mantıklı olur sanırım.
son olarak, hayranlık gibi görünen yalama entrylerindense yalama gibi görünen hayranlık entrylerini tercih ederim!!
yalama gibi görünen hayranlik entryleri
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?