rakel dink

biber
ne kadar acılı olursa olsun hayatının çocukluğundan itibaren tamamında yanında olan sevgilisinin ardından olabildiğince duygulu ama bir o kadar mağrur durarak okuduğu konuşmayla toplanan kalabalıkta olan her insanın takdirini ve sevgisini kazanmış insandır.


ah sevgilim, her zaman derdin hisus (hz.isa) bizi ne kadar sevdi, bizi birbirimize verdi....

"çutağına eş olmak bana verildi. bugün çok acılı ve
onurlu olarak buradayım.

ben, çocuklarım, ailem ve sizler çok acılıyız. bugün sessiz sevgi
biraz olsun bize güç katıyor. kederli bir sevinç yaşatıyor.

incil’den yuhanna 15/13’te, "hiç kimsede, insanın dostları uğruna
canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur"der.

sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın
babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. sağdakine, soldakine,
öndekine, arkadakine, rahatsızlık, saygısızlık vermeden... sloganlar,
pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz.
bugün sessizlikle büyük bir ses yükselteceğiz. bugün derinliklerin
ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır.

yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir
zamanlar bebek olduklarını biliyorum. bir bebekten bir katil yaratan
karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.

onu sevgisi büyüttü...
ah kardeşlerim, onun doğruluğa olan sevgisi, şeffaflığa olan sevgisi,
dostuna olan sevgisi onu buraya getirdi. korkuya meydan okuyan sevgisi
onu büyüttü.

diyorlar ki, o büyük bir adamdı. size sorarım, "o büyük mü doğdu?"
hayır. o da bizim gibi doğdu. o gökten değildi. o da topraktandı.
bizim gibi çürüyen bir beden. fakat, yaşayan ruhu, yaptığı iş,
kullandığı üslup, gözlerindeki, yüreğindeki sevgi onu büyük yaptı.
insan kendiliğinden büyük olmaz. insanı yaptıkları büyük yapar. o
büyük oldu. çünkü, büyük düşündü. büyük söyledi. bugün de buraya
gelerek, hepiniz büyük düşündünüz. sessizce büyük konuştunuz. siz de
büyüksünüz. bugünle kalmayın, bu kadarla yetinmeyin.

o, bugün türkiye’de milat yaptı. sizler de mührü oldunuz. onunla
manşetler, onunla konuşmalar, onunla yasaklar değişti. onun için
dokunulmazlar ve tabular yoktu. kelamda dediği gibi yüreğinden taştı.
büyük bir bedel ödedi. bedellerin ödendiği gelecekler hrant’ları
severek, hrant’lara inanarak olur. nefretle, hakaretle, kanı kandan
üstün tutarak olmaz. bu yükseliş, karşındakini kendin gibi görerek,
kendin gibi sayarak, kendin sayarak olur.

ah kardeşlerim, hisus’un yardımıyla yarattığı ev cennetinden
ayırdılar. gökten ve ebedi cennete kanat açtırdılar. gözleri daha
yorulmadan, bedeni daha yaşlanmadan, daha hasta olmadan, sevdiklerine
doymadan kanat açtırdılar göksel cennete.

oraya yalnız sevgi girer. biz de geleceğiz sevgilim. biz de geleceğiz
o eşsiz cennete. oraya yalnız ve yalnız sevgi girer. insanların ve
meleklerin dillerinden üstün olan, peygamberlikten üstün olan, bütün
sırları bilmekten üstün olan, dağları yerinden oynatacak imandan üstün
olan, varını yoğunu sadaka vermekten üstün olan, bedenini yakılmaya
teslim etmekten daha üstün olan, yalnız ve yalnız sevgi girecek o
cennete. orada gerçek sevgiyle bir arada ebedince yaşayacak. kimseyi
kıskanmayan sevgi, kimsenin malında gözü olmayan sevgi, kimseyi
öldürmeyen sevgi, kimseyi aşağılamayan sevgi, kardeşini kendinden
üstün tutan sevgi, kendi hakkından vazgeçen sevgi, kin tutmayan sevgi,
kardeşinin hakkını arayan sevgi, mesih’te bulunan sevgi ve bize
dökülmüş olan sevgi.

ah sevgilim yazdıklarını, yaptıklarını, konuştuklarını kim unutabilir
sevgilim? hangi karanlık unutturabilir sevgilim? olmuşları, olanları
kim unutturabilir sevgilim? korku unutturabilir mi sevgilim? yaşam mı,
zulüm mü? dünyanın zevki, sefası mı sevgilim? yoksa ölüm mü
unutturacak sevgilim? hayır hiçbir karanlık unutturamaz sevgilim.
ben de sana yazdım aşk mektubunu sevgilim. bana da ağır oldu bedeli
sevgilim. bunları yazabilmeyi hisus’a borçluyum sevgilim. onun da
hakkını ona verelim sevgilim. herkesin hakkını herkese geri verelim
sevgilim.

sevdiklerinden ayrıldın. çocuklarından ayrıldın, torunlarından
ayrıldın. sizlerden ayrıldı. kucağımdan ayrıldın. ülkenden ayrılmadın
sevgilim."

(bkz: çutak)
quantitatif
yaşı kaç olursa olsun;17 veya 27,katil kim olursa olsun,bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum.bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim...
benduruyorumsebagitti
hrant dink’in cenazesinde yaptığı konuşmayla en sert insanın bile gözlerini yaşartmış; en katı vicdanları bile düşünmeye sevketmiştir.
bazı vicdanlar ve bazı gözler ise düşünmemekte, hislenmemekte ısrarlıdır. yazıktır...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol