general grievous

omer seyfettin
droid ordularının başkomutanı ve gerçek bir askeri deha olan general grievous,cumhuriyet’e karşı konfederasyon güçlerini yönetir.yarı uzaylı,yarı droid olan general,zevk için öldürdüğü jedi’ların ışın kılıçlarını zaferlerinin bir sembolü olarak pelerininde taşır.ışın kılıcı eğitimini bizzat kont dooku’dan alan grievous,zekası ve stratejik yaratıcılığıyla jedi’lar için çok zorlu bir düşman.
angelus
sistemin aç gözlü sanayi kralları ve yasal olmayan sistemleri yaşlanan galaktik cumhuriyet’i bırakarak, gizlice kendi kaynaklarını birleştirip, bağımsız sistemler konfederasyonu’nu kurmuşlardı. mevcut askeri güçleri, askeri bir deha tarafından yönetilmesi gereken, sonsuz sayıda droidden oluşan bir orduydu.

konfederasyon’un içinden gelen general grievous, herhangi bir şefkat ya da vicdan duygusundan yoksun, üstün bir strateji uzmanı olarak ortaya çıktı. ani saldırıları ve etkili seferleriyle korku içindeki cumhuriyet’te büyük bir şöhrete sahip olmuştu. konfederasyon’un, savaş sahalarındaki karizmatik ve politik lideri kont dooku’yu gölgede bırakmış, düşmanın gerçek yüzü olmuştu.

et ve metalin hummalı sentezinden oluşan, general grievous’un vücudu konfederasyon’un bilim adamları tarafından geliştirilmiş ölümcül bir silahtır. grievous’un yaşayan parçaları, yapay vücudunun içine eşsiz bir mühendislik ile yerleştirilmiştir. bu sert zırhın ardında, merhametsiz bir katilin kalbi atmaktadır. basınçlı bir organ bölmesi, generalin hayati organlarını korurken, kafatası şeklinde ki maskesi de gözlerini ve beynini muhafaza eder. bu korkutucu birleşimi daha da iğrenç yapan şey, generalin deforme olmuş ciğerlerinden gelen sürekli bir öksürüktür.

yarı insansı özel kurgulanmış uzaylı droid görünümüne sahip grievous jediları spor için avlıyor ve öldürdüğü jediların ışın kılıçlarını kemerine yaptığı fetihlerin madalyası gibi takıyordu. alışılmışın dışındaki vücut şekli ve mekanik olarak güçlendirilmiş yapısıyla yakın savaşta üstünlük kazanıyor, staratejik yaratıcılığı ve gerekli durumlardaki kusursuz hileli haraketleriyle jedilar’a karşı neredeyse yenilmez bir hale geliyordu.

klon savaşları’nın sonuna doğru grievous cumhuriyet’in kalbi olan coruscant’a saldırmıştır. grievous’u gemisi, ardında binlerce savaş gemisiyle coruscant’a gelmiş, ve gezegenin yörüngesinde inanılmaz bir uzay savaşı yaşanmıştır. droid orduları başkumandanı general grievous, cumhuriyet’in lideri şansölye palpatine’i kaçırmayı başarmıştır. rehinesiyle kaçan grievous galibiyetini ilan etmiş, ve ünlü jedi şövalyeleri anakin skywalker ve obi-wan kenobi’nin ışın kılıçlarını koleksiyonuna eklemeyi arzulamıştır.

skywalker ve kenobi grievous’un ticaret federasyonu kruvazörüne gizlice sızarak, rehine şansölyeyi kurtarmış, ve kont dooku’yu öldürmüşlerdir. fakat kısa zaman sonra droid askerleri jedi’ları köşeye sıkıştırıp, tekrar general’in huzuruna götürürler. kruvazörün güvertesinde droid muhafızlar ile mücadele edip yenen jedi’lar yeniden grievous’a odaklanırlar. bu sırada grievous yeterli zamanı bularak güverte camlarından birine elektro-asa atarak camı kırar, ve oluşan kargaşada uzaya kaçar ve pençeleriyle, parçalanmakta olan kruvazörün yüzeyine tutunarak, kaçış kapsüllerine gider.

böylece grievous coruscant’dan kaçarak ayrılıkçı konseyin toplandığı utapau’ya kaçar. burada klon savaşları’nın arkasındaki beyin olan sith lordu darth sidious’tan aldığı emirler doğrultusunda konseyi mustafar gezegenine taşır. sidious, ona dooku’nun ölümü için panik yapmamasını, darth tyranus’dan daha genç ve daha kuvvetli yeni bir çırağı olduğunu söyler.

konseyi mustafar’a taşıyan grievous’un kendisi utapau’da kalır. general kenobi önderliğinde bir cumhuriyet kuvveti bu çukurlarla dolu gezegene gelir. kenobi grievous’u adalete teslim ederek klon savaşlarına bir nokta koymayı amaçlamaktadır. burada kenobi, grievous ile yüzleşir, ve ikili bir ışın kılıcı düellosuna tutuşurlar. grievous jedi sanatlarında kont dooku’nun kendisi tarafından eğitilmiştir, ve kenobi’ye 4 adet ışın kılıcı ile saldırır. kenobi gardını koruyarak, muhteşem bir disiplin sergilemiş, ve generalin dört kolunu da keserek, onu güç ile iterek etkisiz hale getirmiştir. silahsız kalan grievous motortekeriyle kaçmaya çalışır.

general motortekeriyle çukurlarla dolu şehrin sokaklarından fırtına gibi geçmektedir. kenobi ise yılmadan sadık kertenkele boga’nın sırtında grievous’u kovalar. sonunda obi-wan, generale yetişir, ve motortekeri kontrolden çıkıp uçurumun içine yuvarlanan grievous ile yeniden dövüşmeye başlarlar.

grievous’un kişisel yıldızvaşçısını saklayan gizli iniş platformu üstünde dövüşen ikilide, bu sefer üstünlük grievous’tadır, çünkü kenobi, kovalamaca sırasında ışın kılıcını kaybetmiştir. jedi’ya acımasız metalik yumruk ve tekmeler savuran grievous en sonuda onu platformdan aşağı iter. son anda platformun kenarına tutunan kenobi güç ile grievous’un yerdeki lazer tabancasını eline doğru çeker.

grievous tam öldürücü darbeyi vuracakken kenobi lazer tabancasını ateşler. lazer atışları generalin organ kutusunu kırarak, koruyucu sıvıları ateşe verir. grievous’un hayati organları yağlı bir parlaklık ile infilak eder ve maskesinin göz yuvalarından ateşler püskürür.

grievous’un artık içi boş ve yaşamsız olan zırhı platforma kapaklanır. artık zırhın içinde ne nefret, ne de yok etme içgüdüsü vardır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol