bilgisayar tabanlı bir film olduğunun bilinmesine rağmen, o kadar gerçekçi ki. pandora yeni bir dünya olarak çok inandırıcı, 3. boyut sizi, bu yeni dünyanın daha da içine alıyor. navi lerin törenlerindeki ya da ayinlerindeki birliktelik, şiirsel sahnelerle sizi de çekiyor duaya.
etkileyici olan, üç boyut teknolojisinin de ötesinde, pandora’nın başarıyla kurgulanmış, yaşam zenginliğinin de ötesinde, neytiri’nin aşkı. yabancı bir bedendeki sevgilinin özüne samimi yaklaşım. jake sully’nin aşkı, yalnızca sevgiliye duyulan bir aşkın da ötesinde, bütün yaşamı kucaklayan bir aşk. ve nihayet içinde sevgilinin özünü barındıran yabancı bir bedene gözlerinden bir öpücük. bu aslında doğayla barışık bir yaşamın ve bütün canlıların, yaşamın kaynağındaki bağla, tek bedencesine birlikteliğiydi.
çevreci ve amerikan karşıtı duruşuyla da alıyor sizi yanına avatar. kilosu ikibuçuk milyar dolar bir madenden söz ediyoruz. bu cümlenin ardındaki korkunç manzarayı düşünebiliyor musunuz? dünyada artık sömürülecek bir ülkenin kalmadığını, bütün doğal kaynakların tüketildiğini ve tek bir ağacın bile bulunmadığı bir yerküre.
görsel bir şölenin sonunda, navi’ler gibi düşünüp, hissedip hatta doğayla bağ kurup, neden sömürgeciler gibi yaşadığımız soruları ile salonun terkedildiği film.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?