cem yılmaz: bu filmde oyunculugu kötü. bir de, ismini hatırlamadıgım bir gazeteye verdigi röportajda “izlerken katilin kim oldugunu bulmaya calısmasın kimse, ona kafa yormasın. muhim olan oyunculuk.” gibisinden laflar etmisti. iyi de guzel kardesim senin oyunculugun berbat. o sinirlenme sahnelerin cok yapmacık. mahsun gurban bile senden daha inandırıcı sinirleniyordu new york’ta ellaam. keske bıraksaydın da, katilin kim olduguna yoğunlaşsaydık; bu sayede senin oyunculuk kaynar giderdi arada. ha bak, hayde’yi soyledigin sahne kusursuz. renk vermis , bi canlılık, guzeldi o guzel.
şener şen: eh işte insanı. lafım yok. abimizdir, büyüğümüzdür.
çetin tekindor: pff. haddinden fazla sakindi bu da. sen bi’ cinayet işle. genç bir kızın önce böbreğini al, sonra tüm vücudunu parçala bir kasap edasıyla; polisler kapına dayandıgında zeka ve kelime oyunlarıyla sakin tavırlar sergile! bak bak bak! hiç mi gotu tutusmaz lan insanın? hiç mi belli etmez, hiç mi adrenalin salgılamaz? tabii etmez lan. arkasında büssürü adamı var, büssürü parası, büssürü en iyisinden avukatları elinin altında hep. ne diye etekleri tutuşsun ki? boyle de çürütürüm iste ortaya attıgımı. ne diyordu şener abim: olayları çözümleyemiyorsan bakış açını değiştireceksin. eheheh.
okan yalabık: afferin lan bu cocuga. cinayet masasından bir çömez. dogranmış bir ceset var ortada. sevgilisinin babası kasap, hiç de şüphelenmiyor, amirine “bakış açısı değiştirme” fikrini soyleyen de bu. degil açıyı degistirmek bakamıyor bile. hasstir ordan!
bazı soru isaretleri kaldı şimdi bende. bu kızın (pamuk) iki bobregini birden mi aldılar? yoksa tek bobregi alınan bir insan neden hemen ölsün? kızın böbregi alındıktan sonra, zaten hemen dogranıp bi sekilde imha ediliyor, asit (ömer) bunu nereden biliyordu da ifade vermekten çekindi? kız hangi ara anlattı ona?
bir de şu, idris’in (cem yılmaz) reddedildigi gece icmeye gittigi ‘bar’daki grup, şarkı soyleyince –ki duygusala baglıyordu şarkı- mal mal sırıtmasındaki manayı çözemedim. adam gibi derin derin düşüncelere dalıp karısını düşünecekken, mala vurmuş iyice. olmamış cem olmamış. ama masayı güzel yumrukluyor bak. yigidi oldur hakkını yeme simdi.
o kol guzeldi kol. ama öyle dimdik “kol gibi” durması sahiciliğine golge dusurmus. kanı çekilen kol, ezişip büzüşmez mi? bak bu da soru isareti.
öyleyken böyle işte. çogzel de diyemiyorum, cok berbat da. tırnagın icinde zanlıya ait deri parcacıklarının kalması guzel bir ayrıntı. grange’in eserlerini anımsadım film boyunca. ne tuhaf di mi film izlerken baska eserlerin film seridi gibi gozunun önünden gecmesi….
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?