verlaine tarafından vurulduktan sonra polise verdiği ifade:
10 temmuz (akşam 8 suları)
"bir yıldan daha fazla bir süre londrada mösyö verlainele beraber yaşadım. gazeteci olarak çalışıyor ve fransızca dersi veriyoruz. içinde yaşadığımız cemiyet imkânsızlaşmıştı, ben de parise geri dönmek istedim. 4 gün sonra brüksele gitmek için yola çıktım ve verlainein beni ona katılmaya çağıran telgrafını gördüm. 2 gün sonra geldim ve brasseurs caddesi no. 1de onunla ve annesiyle kaldım. parise gitmek istediğimi açıkça söylemiştim. “tamam git, neler olacağını göreceksin” diye cevap verdi.
o sabah, saint hubert galerisinde bir ara yoldan tabanca satın aldı, öğlen sularında döndüğünde tabancayı bana gösterdi. grand placetaki maison des brassuerse gittik ve benim ayrılışım üstüne kavga ettik. saat 2 sularında evimize döndüğümüzde bir anahtarla kapıyı kilitledi, oturdu, tabancasını doldurdu ve iki defa ateş etti. bana “sana terketmeyi öğreteceğim!” dedi.
tabancayı hemen üç metre ilerden ateşledi. birincisi elime geldi, ikincisini ıskaladı. annesi de oradaydı, bana yardım etti. st. john hastanesine götürüldüm, orada yaramı sardılar. yanımda verlaine ve annesi vardı. yaram sarılınca eve döndük. verlaine devamlı “beni terketme, kal benle” diyordu ama bunu istemedim. o akşam 7de evden hep beraber ayrıldık. place rouppa yaklaştığımızda verlaine beni geçip önümüzden yürüdü, sonra tekrar yanıma döndü. elini, tabancasını almak için cebine soktuğunu gördüm. yarı dönerek geri çekildim. sonra bir polis bularak hikâyeyi anlattım, polis de verlainei karakola götürdü. verlaine eğer huzur içinde gitmeme izin verseydi bana verdiği fiziksel zararı şikâyet etmeyecektim."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?