on bir kişilik sınıf mevcudumuzun iki kızından biriydi o.
dört yıl süren okul hayatımız boyunca aynı sırayı kim bilir kaç kere paylaştık onunla...
sonra mezuniyet...
sonra iş hayatımız...
sonra bir çocuğun sımsıkı tuttuğu avucundan dökülmüş sıcacık bilyeler gibi dağıldık memleketin dört bir yanına... soğuduk.
sonra yıllar geçti üzerinden...
zaman zaman rüyalarıma girer o günler...
onu da görürdüm yıllar öncesindeki haliyle...
kısacık kesilmiş kaküllerini -her seferinde önüne düşeceğini bile bile- kulaklarının arkasına sıkıştırması geliyor gözlerimin önüne...
sisli-puslu...
iki yıl önce facebookta alanını görüp, bir mesaj attım;"tanıdın mı beni?" diye.
"bir elin parmakları kadardık, nasıl tanımam. çok memnun oldum yıllar sonra karşılaştığıma." demiş, birkaç ay sonra.
nasıl olduysa görmemişim o zaman; birkaç hafta önce farkettim.
hemen bir yanıt yazdım aynı heyecanla...
ses yok!
sonra adını, soyadını yazdım gogıla.
birkaç kez arattım... sonra!
"odamız xyz sicil nolu üyemiz ..... ...... vefat etmiştir."
dört yıllık bir okul hayatımızın ardından 28 yıl birbirimizden bihaber olmamıza rağmen...
iki kolum iki omzumdan kesilmiş gibi sanki...
o kadar yalnız hissediyorum ki şimdi kendimi.
"mekânın cennet olsun meltem, rahat uyu"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?