ister begenin ister begenmeyin tum zamanlarin en buyuk siyasetcilerindendir.bir ingiliz lordunun oglu olarak dogmus ve hayati boyunca ingiltere icin mucadele etmistir.ingilterenin cikarlari icin herseyi yapmistir.
winston churchill
(bkz: winston)
history will be kind to me, for that i am intended to write it myself.
yani
"tarih bana iyi davranacaktir, cunku onu bizzat kendim yazacagim. " diyecek kadar iddali, tam bir kriz zamani devlet adami. zaten savas sonrasinda neredeyse milli kahraman olmasina ragmen iktidarda tutunamamistir.
yani
"tarih bana iyi davranacaktir, cunku onu bizzat kendim yazacagim. " diyecek kadar iddali, tam bir kriz zamani devlet adami. zaten savas sonrasinda neredeyse milli kahraman olmasina ragmen iktidarda tutunamamistir.
ingiliz devlet adamı ve yazarı winston churchill, oxfordshire’da, 30 kasım 1874’te, lord randolph churchill’in oğlu olarak dünyaya geldi. 1895te kraliyet harp okulunu bitirdi ve orduya girdi. boerler savaşında esir düştü ve kaçarak milli kahraman haline geldi. on ay sonra, muhafazakar partiden milletvekili seçildi.
1904’te liberal partiye girdi. 1911’de bahriye nazırı oldu. başarılı siyasi kariyeri 1916 gelibolu yenilgisinden sonra düşüşe geçti. sadece donanmayla çanakkale boğazının geçilebileceği, ardından da rahatça istanbul’a ulaşılabileceği konusundaki ısrarcı tavrı, türklerin umulandan çok daha başarılı bir savunma yapması; müttefik ordusunun tarihi yenilgisine yol açtı. bu başarısızlığın mimarı olarak nitelendirilen churchill, ingiliz halkı karşında çok zor bir durumda kaldı ve muhaliflerinin de zorlamasıyla görevinden ayrıldı. ancak 1917’de cephane bakanlığına ve harbiye bakanlığına getirildi. 1924te tekrar muhafazakar partiye girdi. maliye bakanı oldu (1924-1929).
1939da bir kez daha bahriye nazırlığına ve 1940ta n. chamberlainın yerine başbakanlığa getirildi. ikinci dünya savaşında izlediği savaş politikası ve roosevelt ile kurduğu iyi ilişkiler onu ingiliz tarihinin en önemli devlet adamları arasına soktu. gene bu dönemde müttefik devletlerin balkanlara kaydırmaya çalıştığı strateji konusunda ruslarla çalıştı. ancak s.s.c.b.nin burada hakim duruma geçmesinden de çekiniyordu. bu yüzden savaşın başından itibaren stratejik önemi büyük olan türkiyeyi savaşa sokmaya çalıştı. kahire ve adanada türk yöneticileriyle bu konuda yaptığı görüşmelerde, türkiyenin istediği askeri yardımı vermeye de yanaşmadı. savaş sonrası avrupa ülkelerinin birleşmesini sağlayan kuzey atlantik paktı, avrupa konseyi gibi kurumların oluşması için büyük çaba gösterdi. 1951 seçimlerinde tekrar iktidara geldi. 1955te görevlerini a.edene bırakarak siyasetten çekildi.
son yıllarını daha çok yazarak ve resim yaparak geçirdi. 1953 yılında nobel edebiyat ödülünü kazandı. 1963’te amerikan devleti, kendisine onursal vatandaşlık verdi. 1965 yılında, 90 yaşında öldü ve blenheim palace’a gömüldü.
başlıca eserleri;
life of lord randolph churchill (lord randolph churchillin hayatı, 1906); the world crisis (dünyanın geçirdiği buhran, 4 cilt 1923-1929), marlbrough (4 cilt, 1933-1938);
war memories (savaş anıları, 6 cilt, 1948-1954)
1904’te liberal partiye girdi. 1911’de bahriye nazırı oldu. başarılı siyasi kariyeri 1916 gelibolu yenilgisinden sonra düşüşe geçti. sadece donanmayla çanakkale boğazının geçilebileceği, ardından da rahatça istanbul’a ulaşılabileceği konusundaki ısrarcı tavrı, türklerin umulandan çok daha başarılı bir savunma yapması; müttefik ordusunun tarihi yenilgisine yol açtı. bu başarısızlığın mimarı olarak nitelendirilen churchill, ingiliz halkı karşında çok zor bir durumda kaldı ve muhaliflerinin de zorlamasıyla görevinden ayrıldı. ancak 1917’de cephane bakanlığına ve harbiye bakanlığına getirildi. 1924te tekrar muhafazakar partiye girdi. maliye bakanı oldu (1924-1929).
1939da bir kez daha bahriye nazırlığına ve 1940ta n. chamberlainın yerine başbakanlığa getirildi. ikinci dünya savaşında izlediği savaş politikası ve roosevelt ile kurduğu iyi ilişkiler onu ingiliz tarihinin en önemli devlet adamları arasına soktu. gene bu dönemde müttefik devletlerin balkanlara kaydırmaya çalıştığı strateji konusunda ruslarla çalıştı. ancak s.s.c.b.nin burada hakim duruma geçmesinden de çekiniyordu. bu yüzden savaşın başından itibaren stratejik önemi büyük olan türkiyeyi savaşa sokmaya çalıştı. kahire ve adanada türk yöneticileriyle bu konuda yaptığı görüşmelerde, türkiyenin istediği askeri yardımı vermeye de yanaşmadı. savaş sonrası avrupa ülkelerinin birleşmesini sağlayan kuzey atlantik paktı, avrupa konseyi gibi kurumların oluşması için büyük çaba gösterdi. 1951 seçimlerinde tekrar iktidara geldi. 1955te görevlerini a.edene bırakarak siyasetten çekildi.
son yıllarını daha çok yazarak ve resim yaparak geçirdi. 1953 yılında nobel edebiyat ödülünü kazandı. 1963’te amerikan devleti, kendisine onursal vatandaşlık verdi. 1965 yılında, 90 yaşında öldü ve blenheim palace’a gömüldü.
başlıca eserleri;
life of lord randolph churchill (lord randolph churchillin hayatı, 1906); the world crisis (dünyanın geçirdiği buhran, 4 cilt 1923-1929), marlbrough (4 cilt, 1933-1938);
war memories (savaş anıları, 6 cilt, 1948-1954)
dresdende yaptiklarindan sonra kendisinin de oteki tarafta ayni muameleyi gormesini diledigim en az hitler kadar canavar kisilik.
#138573 bu arada begenmiyorum.
#138573 bu arada begenmiyorum.
sör winston leonard spencer-churchill (30 kasım 1874 oxfordshire -24 ocak 1965), dünya tarihinde önemli yeri olan ingiliz devlet adamıdır.
30 kasım 1874’te, lord randolph churchill’in ve amerikalı eşi jennie jeromeun oğlu olarak dünyaya geldi. 1895te kraliyet harp okulunu bitirdi ve orduya girdi. boerler savaşında esir düştü ve kaçarak milli kahraman haline geldi. on ay sonra, muhafazakar partiden milletvekili seçildi.
1904’te liberal partiye girdi. 1911’de bahriye nazırı oldu. başarılı siyasi kariyeri 1916 gelibolu yenilgisinden sonra düşüşe geçti. sadece donanmayla çanakkale boğazının geçilebileceği, ardından da rahatça istanbul’a ulaşılabileceği konusundaki ısrarcı tavrı, türklerin umulandan çok daha başarılı bir savunma yapması; müttefik ordusunun tarihi yenilgisine yol açtı. bu başarısızlığın mimarı olarak nitelendirilen churchill, ingiliz halkı karşında çok zor bir durumda kaldı ve muhaliflerinin de zorlamasıyla görevinden ayrıldı. ancak 1917’de cephane bakanlığına ve harbiye bakanlığına getirildi. 1924te tekrar muhafazakar partiye girdi. maliye bakanı oldu (1924-1929).
1939da bir kez daha bahriye nazırlığına ve 1940ta (n. chamberlainın) yerine başbakanlığa getirildi. ikinci dünya savaşında izlediği savaş politikası ve roosevelt ile kurduğu iyi ilişkiler onu ingiliz tarihinin en önemli devlet adamları arasına soktu. gene bu dönemde müttefik devletlerin balkanlara kaydırmaya çalıştığı strateji konusunda ruslarla çalıştı. ancak sscbnin burada hakim duruma geçmesinden de çekiniyordu. bu yüzden savaşın başından itibaren stratejik önemi büyük olan türkiyeyi savaşa sokmaya çalıştı. kahire ve adanada türk yöneticileriyle bu konuda yaptığı görüşmelerde, türkiyenin istediği askeri yardımı vermeye de yanaşmadı. savaş sonrası avrupa ülkelerinin birleşmesini sağlayan kuzey atlantik paktı, avrupa konseyi gibi kurumların oluşması için büyük çaba gösterdi. 1951 seçimlerinde tekrar iktidara geldi. 1955te görevlerini a.edene bırakarak siyasetten çekildi.
son yıllarını daha çok yazarak ve resim yaparak geçirdi. 1953 yılında nobel edebiyat ödülünü kazandı. 1963’te amerikan devleti, kendisine onursal vatandaşlık verdi. 1965 yılında, 91 yaşında öldü ve blenheim palace’a gömüldü.
30 kasım 1874’te, lord randolph churchill’in ve amerikalı eşi jennie jeromeun oğlu olarak dünyaya geldi. 1895te kraliyet harp okulunu bitirdi ve orduya girdi. boerler savaşında esir düştü ve kaçarak milli kahraman haline geldi. on ay sonra, muhafazakar partiden milletvekili seçildi.
1904’te liberal partiye girdi. 1911’de bahriye nazırı oldu. başarılı siyasi kariyeri 1916 gelibolu yenilgisinden sonra düşüşe geçti. sadece donanmayla çanakkale boğazının geçilebileceği, ardından da rahatça istanbul’a ulaşılabileceği konusundaki ısrarcı tavrı, türklerin umulandan çok daha başarılı bir savunma yapması; müttefik ordusunun tarihi yenilgisine yol açtı. bu başarısızlığın mimarı olarak nitelendirilen churchill, ingiliz halkı karşında çok zor bir durumda kaldı ve muhaliflerinin de zorlamasıyla görevinden ayrıldı. ancak 1917’de cephane bakanlığına ve harbiye bakanlığına getirildi. 1924te tekrar muhafazakar partiye girdi. maliye bakanı oldu (1924-1929).
1939da bir kez daha bahriye nazırlığına ve 1940ta (n. chamberlainın) yerine başbakanlığa getirildi. ikinci dünya savaşında izlediği savaş politikası ve roosevelt ile kurduğu iyi ilişkiler onu ingiliz tarihinin en önemli devlet adamları arasına soktu. gene bu dönemde müttefik devletlerin balkanlara kaydırmaya çalıştığı strateji konusunda ruslarla çalıştı. ancak sscbnin burada hakim duruma geçmesinden de çekiniyordu. bu yüzden savaşın başından itibaren stratejik önemi büyük olan türkiyeyi savaşa sokmaya çalıştı. kahire ve adanada türk yöneticileriyle bu konuda yaptığı görüşmelerde, türkiyenin istediği askeri yardımı vermeye de yanaşmadı. savaş sonrası avrupa ülkelerinin birleşmesini sağlayan kuzey atlantik paktı, avrupa konseyi gibi kurumların oluşması için büyük çaba gösterdi. 1951 seçimlerinde tekrar iktidara geldi. 1955te görevlerini a.edene bırakarak siyasetten çekildi.
son yıllarını daha çok yazarak ve resim yaparak geçirdi. 1953 yılında nobel edebiyat ödülünü kazandı. 1963’te amerikan devleti, kendisine onursal vatandaşlık verdi. 1965 yılında, 91 yaşında öldü ve blenheim palace’a gömüldü.
ingiltere'nin inatçı bir şekilde, sosyalizm ve komunizm düşmanı olan tarihi liderlerinden biri.
şüphesiz bir italyan faşizmi hayranıydı. 1920 yılında mussolini'ye hitaben şöyle diyordu:
"eğer ben bir italyan olsaydım, baştan sona tüm kalbimle leninizmin hayvani iştahı ve tutkularına karşı sizinle olurdum. fakat biz ingiltere'de aynı ölümcül şekilde bu tehlike ile savaşmak zorunda değiliz. bizim bunu yapmak için kendi yöntemlerimiz var."
ve ingiltere're işçi sınıfının mücadelesinde, 1926 daki büyük grevde yaşanılanlar gibi, "kendi yöntemlerimiz" ile ne demek istediğini iyi anlatmıştır.
italyan faşizmine hayranlığına rağmen, nazi almanyası faşizmi güçlenince, kendisini faşizm karşıtı olarak göstermek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. çünkü emperyalizm söz konusu olunca, hiç bir imparatorluk, başka bir imparatorluğun büyümesini istemez.
ancak nükteli mizahi zekaya sahip bir insandır. bu konuda hakkını yemek olmaz.
şüphesiz bir italyan faşizmi hayranıydı. 1920 yılında mussolini'ye hitaben şöyle diyordu:
"eğer ben bir italyan olsaydım, baştan sona tüm kalbimle leninizmin hayvani iştahı ve tutkularına karşı sizinle olurdum. fakat biz ingiltere'de aynı ölümcül şekilde bu tehlike ile savaşmak zorunda değiliz. bizim bunu yapmak için kendi yöntemlerimiz var."
ve ingiltere're işçi sınıfının mücadelesinde, 1926 daki büyük grevde yaşanılanlar gibi, "kendi yöntemlerimiz" ile ne demek istediğini iyi anlatmıştır.
italyan faşizmine hayranlığına rağmen, nazi almanyası faşizmi güçlenince, kendisini faşizm karşıtı olarak göstermek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. çünkü emperyalizm söz konusu olunca, hiç bir imparatorluk, başka bir imparatorluğun büyümesini istemez.
ancak nükteli mizahi zekaya sahip bir insandır. bu konuda hakkını yemek olmaz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?