muse sarkisi;
i wont stand in your way
let your hatred grow
and shell scream
and shell shout
and shell pray
and she had a name
yeah she had a name
and i wont hold you back
let your anger rise
and well fly
and well fall
and well burn
no one will recall
no one will recall
this is the last time ill abandon you
and this is the last time ill forget you
i wish i could
look to the stars
let hope burn in your eyes
and well love
and well hope
and well die
all to no avail
all to no avail
this is the last time ill abandon you
and this is the last time ill forget you
i wish i could
this is the last time ill abandon you
and this is the last time ill forget you
i wish i could
i wish i could
stockholm syndrome
rehinelerin kendilerini tutsak eden kisilere bir sure sonra acima yakinlasma gibi duygular beslemesine ve hatta onlara yardimci olmaya destek olmaya calismalarina denir. bir nevi avken avci olma durumudur.
tadini sadece museden alabileceimiz mukemmel sarkilardan biri...
ilk ve son 20 saniyesi acayip gaza getirme özelligine sahiptir, araç kullanırken dinlenmesi tehlikeli olabilir zira şarkının ritmine kapılıp gaz pedalına sonuna kadar abanabilir kişi.
bu sendrom, uzun süren baskı sonunda, baskıyı uygulayan kişilere, baskıya maruz kalanlar tarafından duyulan tuhaf bir sevgiyi ifade etmek için kullanılır. çünkü dozajı yüksek baskı altında kalan birey dış dünya ile iletişimini sadece baskıyı oluşturanlar vasıtasıyla yapabileceğinin yeterince farkındadır. bir yönüyle de güce karşı bir tapınma duygusudur. sendromun kökeni ise, 1973 yılında stockholmde gerçekleşen bir rehin alma olayına dayanmaktadır.
kadınların maço erkek tercihi de bana göre bu sendromun bir tezahürü.
(bkz: hayaldi gerçek oldu).
bosna-hersek adlı garip ülkenin çoğu vatandaşının, 90’lı yılların ilk yarısında kendilerine yönelik katliamlar yapan bir kısım sırpları barındıran sırbistan’a karşı besledikleri hoş (başka ne desem bilemedim) duyguları ifade etmek için kullanılabilecek bir tanımlama. bunun en iyi göstergesi de yaklaşık 6-7 yıldır örovizyonda boşnakların sırplara (şarkı kötü de olsa) hep tam puan (12 puan) vermesi. ben bu işten pek bi şey anlamadım ama sanırım geçmişte yaşanan katliamlara neden bu kadar kolay boyun eğdiklerini ve o dönemde yaşanan savaşa neden bu denli hazırlıksız yakalandıklarını anlamak zor değil. yapı meselesi demek ki. bazı toplumlar mücadeleci olamayabiliyor. ama şunu da unutmasınlar: tarih tekerrürden ibarettir ve bazı tembellerin yaptığı en kolay şey, kötücül kişilere karşı bedavadan iyi ilişkiler kurmak ve hesabını sormadan kolayca affetmektir.
o dönemde arkalarında olan bizlere sadaka gibi 5-7 puan verip de, balkanlardaki sorunların çoğunun kaynağı olan ve katliamla anılan sırplara hep ama hep 12 puan vermek. "...korkusu acıdır" lafını hatırlatıyor bu tutum. başka bir deyişle, "deveye diken....".
o dönemde arkalarında olan bizlere sadaka gibi 5-7 puan verip de, balkanlardaki sorunların çoğunun kaynağı olan ve katliamla anılan sırplara hep ama hep 12 puan vermek. "...korkusu acıdır" lafını hatırlatıyor bu tutum. başka bir deyişle, "deveye diken....".
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?