birkaç düzine çoğu işi gücü olmayan yaşlı başlı insanlardan oluşan bayağı, düşük seviyeli, saçmasapan programlar.
sabah programları
kökleri 1990lı yıllara dayanır.
medyanın hafta içi sabah saatleri de olsa çok daha önemli şeylere vakit ayırması gerekir. zaten kara kara düşündüğümüz cehalet sıkıntısına resmen tam destek oluyorlar. kalkınma yolunda önemli engellerden biridir bu. yazık. inşallah düzelir
sabah sabah uyandınız. daha gözlerinizde çapaklar durmakta. açtınız televizyonu, star’da safiyeli faik isminde gudubet bir program. faik bey yüzüne canlı yayında botox yaptırmakta. safiye hanım bu arada gevrek gevrek gülerek "ay ayol faik sen de iyicene motorseksüel oldun" diyor. metroseksüel demek istemiştir herhalde. yoksa motorseksüel yeni bir kavram mı acaba..
neyse. kanalı değiştirin. atv’de kibariye’nin programı var. kibariye programa katılan bütün seyircileri ayağa kaldırmış, hepsine göbek egzersizi yaptırtıyor. yurdumun kalçalı göbekli bütün kadınları canlı yayında bir o yana bir bu yana kıvırıyorlar. bu sırada kibariye hastası olduğumuz şarkılarından birini söylüyor. çevir çevir çevir acele çevir bu kanalı.
geldik kanal d’ye. sabah sabah seda sayan.. kadının biri, yüzüne kesekağıdı geçirilmiş bir halde koltukta oturuyor. kocasının kendine yaptığı eziyetleri anlatırken seslerden salya sümük ağladığını çıkarıyoruz. bütün seyirciler teker teker mikrofonu alıp kadının kocasına sövüp sayıyorlar. bu sırada seda sayan ayağa kalkıp "allaaaaah naranam nara naram" diye kıvırmaya başlıyor.
aman allahım, nereye düştüm ben, deyip kanalı bir show’a getiriyorsunuz ki, hayatınızın hatasını yaptınız. meriç erkan yere yatmış debeleniyor, "sara krizi geçiriyor" diye düşünüyorsunuz ancak meriç erkan’ın ağladığını çözmeniz kısa sürüyor. ya da ağlamaya çalıştığını, diyelim. bu sırada üzerine çıkan ahu tuğba "tamam tamam hepsi geçti çok özür dilerim" diyerek ağlamaya başlıyor, ve ikisi beraber yerde yuvarlanmaya başlıyorlar. aydının gözleri yaşlı, seyirciler salya sümük.
...fox kids’in, jetix’in, nickelodeon’un gözünü seveyim.. barney moloztaş ve fred çakmaktaş’a allah uzun ömür versin. sponge bob square pants’i kazadan beladan korusun.
neyse. kanalı değiştirin. atv’de kibariye’nin programı var. kibariye programa katılan bütün seyircileri ayağa kaldırmış, hepsine göbek egzersizi yaptırtıyor. yurdumun kalçalı göbekli bütün kadınları canlı yayında bir o yana bir bu yana kıvırıyorlar. bu sırada kibariye hastası olduğumuz şarkılarından birini söylüyor. çevir çevir çevir acele çevir bu kanalı.
geldik kanal d’ye. sabah sabah seda sayan.. kadının biri, yüzüne kesekağıdı geçirilmiş bir halde koltukta oturuyor. kocasının kendine yaptığı eziyetleri anlatırken seslerden salya sümük ağladığını çıkarıyoruz. bütün seyirciler teker teker mikrofonu alıp kadının kocasına sövüp sayıyorlar. bu sırada seda sayan ayağa kalkıp "allaaaaah naranam nara naram" diye kıvırmaya başlıyor.
aman allahım, nereye düştüm ben, deyip kanalı bir show’a getiriyorsunuz ki, hayatınızın hatasını yaptınız. meriç erkan yere yatmış debeleniyor, "sara krizi geçiriyor" diye düşünüyorsunuz ancak meriç erkan’ın ağladığını çözmeniz kısa sürüyor. ya da ağlamaya çalıştığını, diyelim. bu sırada üzerine çıkan ahu tuğba "tamam tamam hepsi geçti çok özür dilerim" diyerek ağlamaya başlıyor, ve ikisi beraber yerde yuvarlanmaya başlıyorlar. aydının gözleri yaşlı, seyirciler salya sümük.
...fox kids’in, jetix’in, nickelodeon’un gözünü seveyim.. barney moloztaş ve fred çakmaktaş’a allah uzun ömür versin. sponge bob square pants’i kazadan beladan korusun.
herkesin şikayet ettiği ama gene de izlediği programlar. ve bununla birlikte, izlemiyor muyum? izliyorum. sabah kahvaltı yaparken izleyecek hiç bir şey yok ve bende ağlayan, göbek atan kadınlara boş vites bir bakış ile bakıyorum. bu insanın zaman zaman hiçbir şey düşünmeden, kafa yormadan, omurilikten televizyon seyredebilme isteğidir. beni izlediklerim birileri ciyaklamadığı sürece pek rahatsız etmiyor, hatta izlerken eğlendiğim bile oluyor, bazen komik oluyorlar, çocuk gibi komik, aklında kalması gerekmeyen, derin bir felsefi anlamı falan da olmayan, halktan komiklikler işte. hem teyzeler gidiyor, programa katılanlara bağırıp rahatlıyor, onlara da evde çocukları ile kocaları bağırıyor, bu programlar olmazsa o teyzelerin ruh sağlığı ne olur diye düşünen var mı? bundan önce sabahları meksika dizilerini izliyordu o teyzemler evde kahve eşliğinde, daha mı iyiydi mariannanın çocuğunun aslında papazdan olduğunu öğrenip sinir içerisinde çocuğun büyümesi için dizinin ileriki bölümlerini beklemeleri?
ben meksika fasulyesi gibi insanda gaz yaptıran dizilerdense göbek attırıp eğlendiren sabah programlarını tercih ederim.
bu halkı çok kültürlü bir topluluk sanma ve sabahları belgesel verilse izlenicekmiş havası yaratmanın sebebi entel uzaklığıdır. entellerin kendi halklarına olan uzaklığıdır.. türk halkı bunu sever işte, sabah sabah seda sayanı, semra hanımı, akmerkez hülyayı, vadiye inen kurtları sever.. sonra unutur. balık gibi.. her şeyi, haksızlıkları, parasızlıkları, işsizlikleri, seçim öncesi verilen sözleri unuttuğu gibi bunları da unutur.. ama sever de..
ben meksika fasulyesi gibi insanda gaz yaptıran dizilerdense göbek attırıp eğlendiren sabah programlarını tercih ederim.
bu halkı çok kültürlü bir topluluk sanma ve sabahları belgesel verilse izlenicekmiş havası yaratmanın sebebi entel uzaklığıdır. entellerin kendi halklarına olan uzaklığıdır.. türk halkı bunu sever işte, sabah sabah seda sayanı, semra hanımı, akmerkez hülyayı, vadiye inen kurtları sever.. sonra unutur. balık gibi.. her şeyi, haksızlıkları, parasızlıkları, işsizlikleri, seçim öncesi verilen sözleri unuttuğu gibi bunları da unutur.. ama sever de..
sabahlari her zap yapi$imda kar$ima cikan ve acaba bunlari izleyen var mi dedigim ancak gidi$atlarina bakilirsa takipcileri bayagi fazla olan, televizyonu i$kence aleti haline getiren programlardir.
(bkz: nerde o eski sabah cizgi filmleri).
(bkz: nerde o eski sabah cizgi filmleri).
yerlerine $eker kız candyi koysunlar pembe dizi gibi izleyelim diye dü$ündüren, dü$ündürürken eglendiren ve de bıkkınlık getirten programlardır.
#735033
takipcileri fazla falan olmayan programımsı hödöler..
kadrolu seyirciler var zaten piyasada..
her programda görev dağılımı yapıyolar resmen..
okey döner gibi program dönüyolar efenim bunnar..
bi sabah a grubu x tv’de, b grubu y tv’de
sonraki sabah b grubu x tv’de, a grubu y tv’de..
ciddi bi sorun efenim bu..
kaç bilinmeyenli denklem kursam diye şaştım
bu nası bi döngüdür anlamak zor valla..
takipcileri fazla falan olmayan programımsı hödöler..
kadrolu seyirciler var zaten piyasada..
her programda görev dağılımı yapıyolar resmen..
okey döner gibi program dönüyolar efenim bunnar..
bi sabah a grubu x tv’de, b grubu y tv’de
sonraki sabah b grubu x tv’de, a grubu y tv’de..
ciddi bi sorun efenim bu..
kaç bilinmeyenli denklem kursam diye şaştım
bu nası bi döngüdür anlamak zor valla..
halen ısrarla devam eden, hatta eşeysiz üreyip, günden güne çoğalan programlardır. sabah sabah insan götünden uydursa o kadar soytarılık bir araya gelmez. ya bunlarda netice geniş ya da bu konu üzerine yüksek lisans yapıyorlar.
(bkz: hızla yayılıyorlar efendim engelleyemiyoruz).
(bkz: hızla yayılıyorlar efendim engelleyemiyoruz).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?