robert kolej

0 /
carpediem
eskiden ozel okullar sinavinda en yuksek puanla ogrenci alirdi. simdi sistem degisti, sinavlar bir acayip oldu ama yine en yuksek puanlarla ogrenci aliyordur eminim. 2002 senesinde bir senelik egitim ucreti 16 milyardi. bu kadar pahali olmasindan olsa gerek, cok fazla kontenjan acigi olmustu. cok dusuk puanlarla robert’e girebilmisti o sene bir suru ogrenci.

daha fazla bilgi icin nick nicki nickinceye baglaniyoruz...
nick nicki nickince
her ne kadar bu okulu hic sevmeseniz de bahcesine girdiginiz zaman bu okulda okuma arzusu dogar icinizde. nedendir bilinmez demeyecegim, gayet acik: hangi kapidan girerseniz girin okul binalarina ulasmak icin yaklasik bir uc dakikalik orman icinden yolculuk yaparsiniz. iste okulun bu kadar pahali olmasinin en buyuk nedenlerinden biri budur. robert kolej’in bahce bakim ve duzenlemesine yilda 1.0 milyon dolar harcadigi rivayet edilir.

bunun yaninda cogu amerikali, bir kac ingiliz, kanadali, annesi/babasi amerikali turk hocalariyla birlikte tamamen turk olup da yurtdisinda egitim almis hocalarina odenen yuksek ucretler de bu kadar pahali olmasinin en buyuk ikinci nedenidir. ayrica okul kampusu icinde bulunan ve yabanci hocalarin yasadigi ’konak’ ve iki apartmanin bakimini ve gereksinimlerini de okulun karsiladigi rivayet edilir.

bunlarin disinda iki katli 500 kapasiteli bir tiyatrosu; yanyana iki basket sahasi buyuklugunde balkonlu ve oturakli bir spor salonu; muthis bir akustige sahip bir forumu; 100 kisilik kucuk bir tiyatro odasi; biri yetmis kisilik bir digeri yirmibes kisilik iki sinema salonu; fotografcilik icin bir karanlik odasi; ’studyo’ tadinda bir ’band room’u; minyatur kale icin birebir, 1000 kisilik bir maze’i; hem basket hem de futbol sahasi olarak kullanilan bir ’bingham’i; ikiser sahadan iki tenis kortu; bir futbol sahasi buyuklugunde cim sahasi yani ’plato’su; etiler kapisinda bir toprak sahasi ve tiryakilerin mekani rose garden’iyla insanin her sabah okula gitme ’iskence’sini oldukca azaltan, lise cagindaki ogrencilerinin kisiliginin oturmasinda ve kendilerini kesfetmesinde buyuk pay sahibi olan bir okuldur. bilmem kac dekar agaclari ve cimlik alani da cabasi...

hala ’misyoner’ bir okul olarak gecmekte ama okulun icinde olan biri olarak uzerimde bu amaclarin hicbirini de hissetmedigimi belirtmek isterim.
nick nicki nickince
ayrica ozel okullar sinavi’nda hala en yuksek puanla ogrenci alan okuldur ancak turkiye’deki ekonomik kriz nedeniyle kazanan herkesin girememesi uzerine turkiye’de ilk 500’e giren insanlar rahatlikla bu okula girebilir.
aliveli4950
şimdiki adıyla (bkz: boğaziçi üniversitesi),zamanında misyoner okulu olarak kurulmuş bir sürü ünlü adam yetiştirmiş(geneli türkiyeyi sırtından vurma grişiminde bulunurken,bir çok değerli insanıda çıkarmış)ilim,irfan yuvası.zamanında odtüde sol aşırı güçlenince amerikancı düşünceye sahip az sayıdaki bilim adamının yeni bir üniversite açıyorlarmış burayı kaybettik bari orada devam edelim nidalarıyla koşa koşa gitmesine neden olmuştur.
nick nicki nickince
(bkz: orhan pamuk)
(bkz: can gürzap)
(bkz: nevra serezli)
(bkz: zeki alasya)
(bkz: şirin devrim)
(bkz: genco erkal)
(bkz: bülent ecevit)
(bkz: tansu çiller)
(bkz: nedim saban)
(bkz: kaan kural)

örneklerle görüleceği gibi, genellemelerin hiç birini hak etmeyen; insanlar neyse onu dışarı çıkarmasına yardımcı olurken çok sivrilenleri köreltmeyi çok iyi bilen okul.

evet, okulun amerikan sistemine uydurma çabası vardır. ama sadece ’çabası’ vardır.
suppiluliuma
görünüşün aldatıcı olabildiğinin canlı kanıtıdır. kapısından ilk girişimde bende tapınma hissi uyandırmış olsa da bir iki ay içinde okulun her şekilde okul olduğunu anlamak insana biraz acı verebiliyor tabi.

yine de, tiryakilerin mekanı "rose garden"a gizli kamera takıp sigara içen öğrencileri tespit eden bir idareye sahip olması, burayı eğlenceli(!) kılabiliyor. sahasında maç yapılırken bir kalecinin boğaz manzarasını izleyebileceği, insanın kendini çayıra çimene salabileceği ve hatta golf (evet evet golf) klübü bile olan bir okuldur robert kolej.

insan 4 seneden sonra geriye bakınca "iyidir iyi" diyebiliyorsa, koy götüne...
akasha
2007 össde 1. okul olması en çok öğrencilerini şaşırtmıştır. amerikaya gitmek isteyenlere verdikleri gaz ve destek össciyim ben diyince bir anda uçup gider zira burada. hiç bir dersin össye yönelik olmadığı okulumda zaman zaman bahçede test çözmemize bile laf etmişlerdir.

öğrencileri böyle "başarıdan başarıya koşar iken" dönemin favori öğretmenlerinden biri bir bankanın reklam filmlerinde oynamaktadır..







suppiluliuma
gün itibarıyla açılmış, okul yönetimi yine yapacağını yapmıştır. saçı uzun erkek öğrencileri bir odaya topuşturup annelerini aramış, oğlunuz gitsin saçını kestirsin öyle gelsin diyerek bizleri arnavutköy-ulus civarındaki berberlere salmışlardır. okula guguş gibi dönen her öğrencinin de kendilerine baya bir sövmelerine sebep olmuşlardır.

ani u dönüşü: okul yönetimi, 20 kişilik fransızca sınıfıma 19 tane kız koyarak kendilerini bana affettirmiş, hayır dualarımı ve lokum, çikolata gibi hediyelerimi almışlardır.

(bkz: aman sabahlar olmasın)
freak
gömleğin düğmeleri fazla acılmayacak, saclar derse girmeden toplanacak,ellerin temiz olduğundan emin olunacak, derste mümkünse birbirimizle ’temastan’ kacınılacak gibi kurallar koyan hocaların bulunduğu okuldur ayrıca.
independence
nick nicki nickince ile robert kolej kizlarinin yogunlukta oldugu bir dogum gunu partisine gitmi$tik te insanin icinden yeniden okumak gelmemesini imkansiz hale getiriyordu mekandaki kiz ogrenciler.bizim zamanimizda boyle ogrenciler var olsaydi o okul yuz sene surse gene bitmezdi.

0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol