irak basbakani.
nuri el maliki
bugun ankarada resmi olarak konuk ediliyor. ha bu arada son zamanlarda cici cocuk kivaminda takiliyor kendisi. tum kameralarin onunde "amacimiz pkkyi bitirmek" $eklinde demecler veriyor. du bakalim nereye kadar.
turkiyeye posta koyan kom$u liderler siralamasinda ba$a oynamaya merakli kendisi;
(bkz: türkiye bölgede düşman devlet haline geldi)
(bkz: türkiye bölgede düşman devlet haline geldi)
kalp krizi gecirmi$. saglik durumu ciddiyetini koruyormu$.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25810628.asp
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25810628.asp
"ilk kez mayıs 2006da iktidara gelen irak başbakanı nuri maliki, mart 2010’da düzenlenen parlamento seçimlerinde en yakın rakibinden iki eksik sandalye kazanmasına rağmen koltuğunu korumayı başardı. iraktaki son amerikan askeri birliğinin 18 aralık 2011de geri çekilmesinin ardından sünni arap politikacılar ve ülkenin kuzeyindeki özerk bölgesel kürt yönetimi ile ilişkileri ağır şekilde bozulan maliki, türkiyeye karşı da uzlaşmaz bir tutum sergiliyor.
nuri kamil muhammed hasan maliki, 1950 yılında irakın babil eyaletindeki el hindiyye (tuveyrih) kazasına bağlı cenace köyünde dünyaya geldi. beni malik aşiretinden gelen malikinin ülkenin tanınmış şairlerinden olan büyükbabası muhammed hasan al ebi mahasin, ingiliz yönetimine karşı 1920 irak devrimi’ni gerçekleştiren devrim konseyinin üyeleri arasındaydı. ebi mahasin, kral faysal idaresindeki irakta eğitim bakanı oldu. malikinin arap milliyetçisi görüşlerinin gelişiminde büyükbabasının büyük rol oynadığı ifade ediliyor.
irakın başkenti bağdat’ta islami ilimler fakültesi’nden mezun olan maliki, sonrasında bağdat üniversitesinde arap dili ve edebiyatı alanında master derecesi aldı. öğrenciliği sırasında şii islamcı dava partisine üye olarak siyasi faaliyetlere başladı.
arap sosyalist baas partisinin 1968de gerçekleştirilen bir askeri darbeyle irakta yönetimi ele geçirmesinin ardından, diğer siyasi partilere yönelik baskılar yoğunlaştı. 1978 yılında, perde arkasında saddam hüseyinin bulunduğu dönemin irak hükümeti, dava partisi karşıtı bir kampanya başlattı. birçok politikacı, çeşitli ülkelere kaçmak zorunda kaldı. saddam hüseyinin 1979da ülkenin başına geçmesiyle daha da artan baskılar üzerine maliki de suriyeye gitmek üzere ülkesini terk etti. ancak iktidar yurtdışına kaçan maliki’yi gıyabında ölüm cezasına çarptırdı.
1982 yılında dava partisinin birçok yöneticisinin yaşadığı irana giderek başkent tahrana yerleşen maliki, 1990da suriyeye geri döndü. başkent şamda dava partisinin suriye kolunun faaliyetlerini yürüten maliki, bu dönem zarfında hem suriye ve iran yönetimleri hem de lübnandaki şii hizbullah hareketi ile yakın ilişkiler geliştirdi.
iraka geri dönüş ve başbakanlık
abdnin, britanya ile beraber 20 mart 2003te irakı işgal ederek baas iktidarına son vermesi, malikinin yaşamında yeni bir sayfanın açılmasını sağladı. 24 senelik sürgünün ardından bağdata geri dönen maliki ve üyesi olduğu dava partisi, kısa sürede irakın başlıca siyasi güçlerinden biri haline geldi.
dava partisi, ocak 2005te düzenlenen geçici ulusal meclis seçimlerine katılmak için irak islam devrimi yüksek konseyi gibi diğer şii oluşumlar ve bazı bağımsız sünni siyasetçiler ile beraber birleşik irak ittifakı’nı kurdu. malikinin de üyeleri arasında bulunduğu ulusal meclisteki anayasa komitesinin hazırladığı irakın kalıcı yeni anayasası, 15 ekim 2005te düzenlenen referandumda kabul edilerek yürürlüğe girdi. sünnilerin bir kesiminin boykot ettiği aralık 2005teki parlamento seçimlerinde birleşik irak ittifakı oyların yüzde 41ini alarak çoğunluğu elde etti. dava partisi lideri ibrahim caferi, ülke tarihinin demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk başbakanı olarak hükümeti kurdu.
irakın birliğini korumak için sünniler ve kürtler ile işbirliği yapmak isteyen caferinin ılımlı yaklaşımları, birleşik irak ittifakı çatısı altındaki bazı şiiler arasında, özellikle de dava partisinde büyük rahatsızlık yarattı. kendisine yönelik ağır eleştiriler ve suçlamalar neticesinde etkinliğini kaybeden caferi, nisan 2006da istifa etmek zorunda kaldı. abdnin müdahalesiyle yeni hükümeti kurma görevi malikiye verildi. kabinesi mayıs 2006da parlamento tarafından onaylanan maliki, başbakanlık koltuğuna oturdu. dava partisi, mayıs 2007de caferiyi liderlikten uzaklaştırdı ve yerine malikiyi seçti.
mezhep savaşları ve uzlaşma
şiilerin, askeri cami’nin bombalanmasından kimi sünni grupları sorumlu tuttukları ve irakın kanlı bir iç savaşa doğru sürüklendiği kritik bir dönemde ülkenin yönetimine geçen malikinin özellikle sünnilere yönelik dışlayıcı tavırları, ortamı daha da gerginleştirdi.
mehdi ordusu mensuplarının da dahil olduğu bazı silahlı şii grupların ülkedeki sünnileri yok etme planları yaptıkları bu dönemde birçok sünni iraklı, komşu ülkeler ürdün, suriye ve türkiye’ye sığındı. el kaide ile ilişkili olduğu tahmin edilen bazı sünni oluşumların, şiiler ve amerikan birliklerini hedef alan saldırılarının da buna eklenmesiyle irak, mezhep temelli bir iç savaşa sürüklendi. neredeyse her gün onlarca sivilin hayatını kaybettiği iraktaki bu şiddet döngüsü içerisinde maliki, silahlı şiileri kayırmak ve sünnilere karşı sert tedbirler almak ile suçlanıyordu.
2006 sonlarında maliki, el kaide bağlantılı grupların meydana getirdiği şiddete karşı sünnilerin kurduğu sahva hareketini destekleyerek birtakım önemli adımlar attı. 2007 yılında sünnilerden kaynaklanan şiddetin azalmasıyla oluşan ortamdan cesaret alan maliki, başlıca rakibi olan ve abd karşıtı bir çizgi izleyen şii din adamı mukteda sadr’ın liderliğindeki harekete bağlı mehdi ordusu milislerine karşı mücadeleye ağırlık verdi. mehdi ordusunun faaliyetlerini ciddi ölçüde sınırlayan maliki, sadr yanlısı şiilerin büyük tepkisini topladı.
maliki, aşiret liderleri arasındaki popülerliğini arttırmak için halkla ilişkiler kampanyaları düzenlemeye girişti. anbar ve ninova gibi sünnilerin yoğunlukta olduğu bölgeleri ziyaret ederek pek çok kez uzlaşma mesajı verdi. diğer siyasi liderlerle yaptığı görüşmelerde, ülkenin iç savaşa sürüklenmekten kurtulması için elele vermelerini teklif etti ve ulusal barış formülünü masaya getirdi. mısır’da yayınlanan el ahram gazetesine verdiği 19 aralık 2009 tarihli röportajda, "mezhepçiliğin çirkin yüzünü ortaya çıkardığım için büyük gurur duyuyorum" diyen maliki, bu sayede iraklıların artık mezhepçiliğin sözü geçtiğinde dahi utanır hale geldiklerini vurguladı.
2010 seçimleri ve malikinin sertlik politikası
şii müttefiklerinden gelen baskılar ve sünniler ile uzlaşma sürecinin doğurduğu sıkıntılar nedeniyle 2009 yılında birleşik irak ittfakından ayrılan maliki, aynı yıl hukuk devleti koalisyonu isimli çatı örgütlenmesini hayata geçirdi. 7 mart 2010da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde seküler bir şii olan iyad allavinin liderliğindeki irakiye bloku ve ibrahim caferinin öncülüğündeki irak ulusal ittifakı ile yarışan hukuk devleti koalisyonu, beklediği düzeyde bir çoğunluğa ulaşamadı.
allavinin irakiye bloku oyların yüzde 24,7sini alırken, malikinin hukuk devleti koalisyonunun oy oranı yüzde 24,2de kaldı. bu sonuçlar doğrultusunda irakiye bloku parlamentoda 91 üyelik kazanırken, hukuk devleti koalisyonu 89 üye çıkarabildi. caferiyenin irak ulusal ittifakı da oyların yüzde 18ini alarak 70 sandalye kazandı. yenilenmiş irak parlamentosu haziran 2010da açıldı ama hükümet oluşturma çalışmaları aylarca devam etti. nihayetinde kurduğu hükümetin aralık 2010da parlamentodan güven oyu almasıyla maliki de başbakanlık vazifesini bir kez daha üstlendi.
belli bir uzlaşmaya varılmış görünse de irakiye blokundan üyelerin de yer aldığı hükümetteki güç paylaşımı mücadelesi alttan alta varlığını devam ettirdi. amerikan askerlerinin aralık 2011de iraktan tamamen çekilmesinin ardından bu mücadele aniden yönetim krizine dönüştü.
irakiye bloku üyesi olan cumhurbaşkanı yardımcısı tarık haşimi, 19 aralık 2011de, abd güçlerinin ülkeyi terk etmesinin hemen ertesi günü, bölgesel kürt yönetiminin idari merkezi erbile hareket etmek için gittiği bağdat havaalanında göz altına alınmak istendi. maliki tarafından bazı yargı mensupları ve hükümet üyelerini öldürtmek amacıyla korumalarına para vermekle suçlanan irakın önde gelen sünni politikacılarından tarık haşimi, cumhurbaşkanı celal talabaninin araya girmesiyle kuzey irak bölgesel kürt yönetimine sığındı. haşiminin üç koruması ise havaalanında göz altına alındı.
kuzey iraktaki birkaç aylık misafirliğinin ardından önce katara sonra da suudi arabistana giden haşimi, mayıs 2012de türkiyeye gelerek istanbula yerleşti. interpolun, hakkında kırmızı bülten çıkardığı haşimi, eylül 2012de bağdatta gıyabında yargılanarak idam cezasına çarptırıldı. ankaranın bütün bu süreç boyunca bağdat yönetimini eleştirmesi ve haşimiyi iade etmeye yanaşmaması, türkiye-irak ilişkilerinde ciddi bir gerilim yarattı.
haşimi krizinin ardından hükümetten çekilen allavinin irakiye bloku ile onları destekleyen sadr hareketinden milletvekillerinin maliki hükümetini devirme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. cumhurbaşkanı talabaninin ofisinden 10 haziran 2012de yapılan açıklamada, muhalif milletvekillerinin topladığı imza sayısının 160ta kaldığı belirtildi. irak anayasasına göre hükümet düşürmek için 163 milletvekilinin imzası gerekiyor.
haşimi meselesinin akabinde türkiye dışişleri bakanı ahmet davutoğlunun, kuzey irakta türkmen nüfusun yaşadığı kerkük şehrini 2 ağustos 2012de sürpriz bir şekilde ziyaret etmesi, iki ülke arasındaki gerginliği daha da derinleştirdi. davutoğlunu bağdat yönetiminden izin almadan kerküke gitmekle suçlayan irak, türkiyeye nota verdi.
mesut barzaninin idaresindeki kuzey irak bölgesel kürt yönetimi ile türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi de ayrıca malikinin çok büyük tepkisini çekiyor. türkiyenin kuzey irak ile enerji anlaşmaları imzalamasının kabul edilemez olduğunu söyleyen bağdat yönetimi, ankarayı irakın toprak bütünlüğünü ihlâl etmekle suçluyor. 4 aralık 2012de erbilin ev sahipliği yaptığı enerji konulu uluslararası bir konferansa gitmek için havalanan türkiye enerji bakanı taner yıldızın uçağına bağdatın iniş izni vermemesi, maliki hükümetinin türkiyeye kızgınlığının derecesini yansıtıyor.
diğer yandan erbil ile bağdat arasında aralık 2012 başlarında zirveye ulaşan yetki anlaşmazlığı, varılan uzlaşma ile ileri boyutlu bir çatışmaya evrilmeden belli ölçüde çözülmüş olsa da mevcut durum her an yeni bir kriz çıkarma potansiyeli taşıyor.
muhalifler, malikiyi kendi kişisel gücünü pekiştirirken ülkede birliğin kurulması için gereken adımları atmakta yetersiz kalmakla suçluyorlar. malikiye karşı, gerek şii gerek sünni muhaliflerin gündeme getirdiği başka suçlamalar da söz konusu. malikinin irak parlamentosu da dahil kimseye danışmadan tek taraflı karar alması ve milliyetçiliği körüklemesi bunlardan bazıları.
maliki ayrıca, sünni araplar ve abd tarafından da iran ile çok yakın ilişki kurduğu için eleştiriliyor.
bütün tepkilere rağmen sert ve uzlaşmaz politikalarını değiştirmeyen ve suriyedeki baas rejimine de destek veren malikinin 2015 yılına kadar hükümette kalıp kalamayacağı sorusu, bölgesel ve küresel güçlerin zihinlerini meşgul ediyor.
faliha halil ile evli olan ve üçü kız biri erkek toplam dört çocuğu bulunan maliki, araplarda gelenek olduğu üzere en büyük evladının ismine göndermeyle ebu esra (esranın babası) lakabıyla anılıyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-nuri-maliki
nuri kamil muhammed hasan maliki, 1950 yılında irakın babil eyaletindeki el hindiyye (tuveyrih) kazasına bağlı cenace köyünde dünyaya geldi. beni malik aşiretinden gelen malikinin ülkenin tanınmış şairlerinden olan büyükbabası muhammed hasan al ebi mahasin, ingiliz yönetimine karşı 1920 irak devrimi’ni gerçekleştiren devrim konseyinin üyeleri arasındaydı. ebi mahasin, kral faysal idaresindeki irakta eğitim bakanı oldu. malikinin arap milliyetçisi görüşlerinin gelişiminde büyükbabasının büyük rol oynadığı ifade ediliyor.
irakın başkenti bağdat’ta islami ilimler fakültesi’nden mezun olan maliki, sonrasında bağdat üniversitesinde arap dili ve edebiyatı alanında master derecesi aldı. öğrenciliği sırasında şii islamcı dava partisine üye olarak siyasi faaliyetlere başladı.
arap sosyalist baas partisinin 1968de gerçekleştirilen bir askeri darbeyle irakta yönetimi ele geçirmesinin ardından, diğer siyasi partilere yönelik baskılar yoğunlaştı. 1978 yılında, perde arkasında saddam hüseyinin bulunduğu dönemin irak hükümeti, dava partisi karşıtı bir kampanya başlattı. birçok politikacı, çeşitli ülkelere kaçmak zorunda kaldı. saddam hüseyinin 1979da ülkenin başına geçmesiyle daha da artan baskılar üzerine maliki de suriyeye gitmek üzere ülkesini terk etti. ancak iktidar yurtdışına kaçan maliki’yi gıyabında ölüm cezasına çarptırdı.
1982 yılında dava partisinin birçok yöneticisinin yaşadığı irana giderek başkent tahrana yerleşen maliki, 1990da suriyeye geri döndü. başkent şamda dava partisinin suriye kolunun faaliyetlerini yürüten maliki, bu dönem zarfında hem suriye ve iran yönetimleri hem de lübnandaki şii hizbullah hareketi ile yakın ilişkiler geliştirdi.
iraka geri dönüş ve başbakanlık
abdnin, britanya ile beraber 20 mart 2003te irakı işgal ederek baas iktidarına son vermesi, malikinin yaşamında yeni bir sayfanın açılmasını sağladı. 24 senelik sürgünün ardından bağdata geri dönen maliki ve üyesi olduğu dava partisi, kısa sürede irakın başlıca siyasi güçlerinden biri haline geldi.
dava partisi, ocak 2005te düzenlenen geçici ulusal meclis seçimlerine katılmak için irak islam devrimi yüksek konseyi gibi diğer şii oluşumlar ve bazı bağımsız sünni siyasetçiler ile beraber birleşik irak ittifakı’nı kurdu. malikinin de üyeleri arasında bulunduğu ulusal meclisteki anayasa komitesinin hazırladığı irakın kalıcı yeni anayasası, 15 ekim 2005te düzenlenen referandumda kabul edilerek yürürlüğe girdi. sünnilerin bir kesiminin boykot ettiği aralık 2005teki parlamento seçimlerinde birleşik irak ittifakı oyların yüzde 41ini alarak çoğunluğu elde etti. dava partisi lideri ibrahim caferi, ülke tarihinin demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk başbakanı olarak hükümeti kurdu.
irakın birliğini korumak için sünniler ve kürtler ile işbirliği yapmak isteyen caferinin ılımlı yaklaşımları, birleşik irak ittifakı çatısı altındaki bazı şiiler arasında, özellikle de dava partisinde büyük rahatsızlık yarattı. kendisine yönelik ağır eleştiriler ve suçlamalar neticesinde etkinliğini kaybeden caferi, nisan 2006da istifa etmek zorunda kaldı. abdnin müdahalesiyle yeni hükümeti kurma görevi malikiye verildi. kabinesi mayıs 2006da parlamento tarafından onaylanan maliki, başbakanlık koltuğuna oturdu. dava partisi, mayıs 2007de caferiyi liderlikten uzaklaştırdı ve yerine malikiyi seçti.
mezhep savaşları ve uzlaşma
şiilerin, askeri cami’nin bombalanmasından kimi sünni grupları sorumlu tuttukları ve irakın kanlı bir iç savaşa doğru sürüklendiği kritik bir dönemde ülkenin yönetimine geçen malikinin özellikle sünnilere yönelik dışlayıcı tavırları, ortamı daha da gerginleştirdi.
mehdi ordusu mensuplarının da dahil olduğu bazı silahlı şii grupların ülkedeki sünnileri yok etme planları yaptıkları bu dönemde birçok sünni iraklı, komşu ülkeler ürdün, suriye ve türkiye’ye sığındı. el kaide ile ilişkili olduğu tahmin edilen bazı sünni oluşumların, şiiler ve amerikan birliklerini hedef alan saldırılarının da buna eklenmesiyle irak, mezhep temelli bir iç savaşa sürüklendi. neredeyse her gün onlarca sivilin hayatını kaybettiği iraktaki bu şiddet döngüsü içerisinde maliki, silahlı şiileri kayırmak ve sünnilere karşı sert tedbirler almak ile suçlanıyordu.
2006 sonlarında maliki, el kaide bağlantılı grupların meydana getirdiği şiddete karşı sünnilerin kurduğu sahva hareketini destekleyerek birtakım önemli adımlar attı. 2007 yılında sünnilerden kaynaklanan şiddetin azalmasıyla oluşan ortamdan cesaret alan maliki, başlıca rakibi olan ve abd karşıtı bir çizgi izleyen şii din adamı mukteda sadr’ın liderliğindeki harekete bağlı mehdi ordusu milislerine karşı mücadeleye ağırlık verdi. mehdi ordusunun faaliyetlerini ciddi ölçüde sınırlayan maliki, sadr yanlısı şiilerin büyük tepkisini topladı.
maliki, aşiret liderleri arasındaki popülerliğini arttırmak için halkla ilişkiler kampanyaları düzenlemeye girişti. anbar ve ninova gibi sünnilerin yoğunlukta olduğu bölgeleri ziyaret ederek pek çok kez uzlaşma mesajı verdi. diğer siyasi liderlerle yaptığı görüşmelerde, ülkenin iç savaşa sürüklenmekten kurtulması için elele vermelerini teklif etti ve ulusal barış formülünü masaya getirdi. mısır’da yayınlanan el ahram gazetesine verdiği 19 aralık 2009 tarihli röportajda, "mezhepçiliğin çirkin yüzünü ortaya çıkardığım için büyük gurur duyuyorum" diyen maliki, bu sayede iraklıların artık mezhepçiliğin sözü geçtiğinde dahi utanır hale geldiklerini vurguladı.
2010 seçimleri ve malikinin sertlik politikası
şii müttefiklerinden gelen baskılar ve sünniler ile uzlaşma sürecinin doğurduğu sıkıntılar nedeniyle 2009 yılında birleşik irak ittfakından ayrılan maliki, aynı yıl hukuk devleti koalisyonu isimli çatı örgütlenmesini hayata geçirdi. 7 mart 2010da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde seküler bir şii olan iyad allavinin liderliğindeki irakiye bloku ve ibrahim caferinin öncülüğündeki irak ulusal ittifakı ile yarışan hukuk devleti koalisyonu, beklediği düzeyde bir çoğunluğa ulaşamadı.
allavinin irakiye bloku oyların yüzde 24,7sini alırken, malikinin hukuk devleti koalisyonunun oy oranı yüzde 24,2de kaldı. bu sonuçlar doğrultusunda irakiye bloku parlamentoda 91 üyelik kazanırken, hukuk devleti koalisyonu 89 üye çıkarabildi. caferiyenin irak ulusal ittifakı da oyların yüzde 18ini alarak 70 sandalye kazandı. yenilenmiş irak parlamentosu haziran 2010da açıldı ama hükümet oluşturma çalışmaları aylarca devam etti. nihayetinde kurduğu hükümetin aralık 2010da parlamentodan güven oyu almasıyla maliki de başbakanlık vazifesini bir kez daha üstlendi.
belli bir uzlaşmaya varılmış görünse de irakiye blokundan üyelerin de yer aldığı hükümetteki güç paylaşımı mücadelesi alttan alta varlığını devam ettirdi. amerikan askerlerinin aralık 2011de iraktan tamamen çekilmesinin ardından bu mücadele aniden yönetim krizine dönüştü.
irakiye bloku üyesi olan cumhurbaşkanı yardımcısı tarık haşimi, 19 aralık 2011de, abd güçlerinin ülkeyi terk etmesinin hemen ertesi günü, bölgesel kürt yönetiminin idari merkezi erbile hareket etmek için gittiği bağdat havaalanında göz altına alınmak istendi. maliki tarafından bazı yargı mensupları ve hükümet üyelerini öldürtmek amacıyla korumalarına para vermekle suçlanan irakın önde gelen sünni politikacılarından tarık haşimi, cumhurbaşkanı celal talabaninin araya girmesiyle kuzey irak bölgesel kürt yönetimine sığındı. haşiminin üç koruması ise havaalanında göz altına alındı.
kuzey iraktaki birkaç aylık misafirliğinin ardından önce katara sonra da suudi arabistana giden haşimi, mayıs 2012de türkiyeye gelerek istanbula yerleşti. interpolun, hakkında kırmızı bülten çıkardığı haşimi, eylül 2012de bağdatta gıyabında yargılanarak idam cezasına çarptırıldı. ankaranın bütün bu süreç boyunca bağdat yönetimini eleştirmesi ve haşimiyi iade etmeye yanaşmaması, türkiye-irak ilişkilerinde ciddi bir gerilim yarattı.
haşimi krizinin ardından hükümetten çekilen allavinin irakiye bloku ile onları destekleyen sadr hareketinden milletvekillerinin maliki hükümetini devirme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. cumhurbaşkanı talabaninin ofisinden 10 haziran 2012de yapılan açıklamada, muhalif milletvekillerinin topladığı imza sayısının 160ta kaldığı belirtildi. irak anayasasına göre hükümet düşürmek için 163 milletvekilinin imzası gerekiyor.
haşimi meselesinin akabinde türkiye dışişleri bakanı ahmet davutoğlunun, kuzey irakta türkmen nüfusun yaşadığı kerkük şehrini 2 ağustos 2012de sürpriz bir şekilde ziyaret etmesi, iki ülke arasındaki gerginliği daha da derinleştirdi. davutoğlunu bağdat yönetiminden izin almadan kerküke gitmekle suçlayan irak, türkiyeye nota verdi.
mesut barzaninin idaresindeki kuzey irak bölgesel kürt yönetimi ile türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi de ayrıca malikinin çok büyük tepkisini çekiyor. türkiyenin kuzey irak ile enerji anlaşmaları imzalamasının kabul edilemez olduğunu söyleyen bağdat yönetimi, ankarayı irakın toprak bütünlüğünü ihlâl etmekle suçluyor. 4 aralık 2012de erbilin ev sahipliği yaptığı enerji konulu uluslararası bir konferansa gitmek için havalanan türkiye enerji bakanı taner yıldızın uçağına bağdatın iniş izni vermemesi, maliki hükümetinin türkiyeye kızgınlığının derecesini yansıtıyor.
diğer yandan erbil ile bağdat arasında aralık 2012 başlarında zirveye ulaşan yetki anlaşmazlığı, varılan uzlaşma ile ileri boyutlu bir çatışmaya evrilmeden belli ölçüde çözülmüş olsa da mevcut durum her an yeni bir kriz çıkarma potansiyeli taşıyor.
muhalifler, malikiyi kendi kişisel gücünü pekiştirirken ülkede birliğin kurulması için gereken adımları atmakta yetersiz kalmakla suçluyorlar. malikiye karşı, gerek şii gerek sünni muhaliflerin gündeme getirdiği başka suçlamalar da söz konusu. malikinin irak parlamentosu da dahil kimseye danışmadan tek taraflı karar alması ve milliyetçiliği körüklemesi bunlardan bazıları.
maliki ayrıca, sünni araplar ve abd tarafından da iran ile çok yakın ilişki kurduğu için eleştiriliyor.
bütün tepkilere rağmen sert ve uzlaşmaz politikalarını değiştirmeyen ve suriyedeki baas rejimine de destek veren malikinin 2015 yılına kadar hükümette kalıp kalamayacağı sorusu, bölgesel ve küresel güçlerin zihinlerini meşgul ediyor.
faliha halil ile evli olan ve üçü kız biri erkek toplam dört çocuğu bulunan maliki, araplarda gelenek olduğu üzere en büyük evladının ismine göndermeyle ebu esra (esranın babası) lakabıyla anılıyor."
•http://www.aljazeera.com.tr/portre/portre-nuri-maliki
ırakta devlete kar$i sava$ip henuz eli kana bula$mami$ herkes icin genel af cikartmi$ kendisi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26729651.asp
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26729651.asp
gectigimiz agustos ayinda gorevinden istifa etmistir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?