2000 yillik uzak dogu dovus sporu.
kung fu
david carradine adli aktorun basrolunde oynadigi ulkemizde de gosterilen eski dizinin adidir.
(bkz: bruce lee)
istanbulun muhtelif barlarinda canli muzik yapan kolpaci bir grubun adi.
(bkz: karate do)
kung fu yuzlerce dali olan bir savas sanatidir, cin boksu yaptigimdan soyluyorum inanilmaz serttir tabiki her olayda ise yaramamaktadir ama siyah kemer olabilmek icin got ve bilimum mekan yirtilir ama sokakta sizde istediginiz gotu yirtabilirsiniz
taksim kadikoy karsilasmalarinda yer almis grup.kendisi suitcase ile kadikoy yakasini temsil ediyodu.taksim yakasini ise kolpa ve spitney beers almisti yanilmiyorsam.
shaolin tapınağında üretilmiş olan tüm uzak doğu dövüş sporlarının en azından tapınağındaki rahipler tarafından atası kabul edilen ve gerçekten çok etkili olan, adı kung fu iken spor, "shaolin kung fu" adı altındaysa "spor" kabul edilmeyen savaş sanatı. bazen shaolin kung fu tao, shaolin chuan/quan, ölüm sanatı, kara yetenek adlarıyla da anılır.
shaolin kung-fu; içerik olarak uzun zaman, uzun yol, güç, silah, maharet, sevgi, erdem gibi derin anlamlar ifade eden bir sanattır. öğrenmesi zorlu ve her anlamda güç (öncelikle azim ve sabır) isteyen, güçlü olmayanı güçlendiren (sadece fiziksel anlamda değil) bu sanat 5 hayvan stili, 3 insan stili ve bir çok kendini koruma ve geliştirme tekniği içermektedir. parmaklar gibi vücudun tüm kırılgan noktalarının bile sertliği ve gücünün çok önemli bir hal aldığı bu sanat insana fiziksel ve psikolojik acıyı ve bu acıyı durdurma ya da en azından buna dayanma yolunu öğretir. kung fu için sertlik gibi esneklik de önemlidir, kung fu’cunun bacakları baleyle profesyonel uğraşan birininki gibi epey açılır, fakat bir balerin/baletinki kadar esnek değildir tabii ki kung-fu sanatıyla ilgilenen insanlar.
temel felsefesi "son ana kadar kullanma, yapacağın en son şey savaşmak olsun" olan ve doğayla tümleşik ve sentezlenmiş olan bu savaş sanatını tekvandoyla, karateyle falan karıştırmamak lazımdır. bu sanatta eğitim gören ya da ustalaşmış kimseler çok farklı kültürler ya da toplumlardan gelmektedir genelde, fakat kesin olarak söylenebilecek tek şey türkiye’de bu sanatla aktif uğraşan (ki görme ihtimaliniz düşük bu kimseleri) kimseler hakkında genelleme yapılmasının imkansız olduğudur; hepsi ayrıdır, farklıdır.
bu sanatta birikim ve bilgi çok önemlidir, örneğin 70 yaşındaki bir usta 30-40 yaşındaki bir başka ustayı gayet güzel pataklayabilir. bu sanatla ilgilenenler genelde yaşlanmazlar ya da yaşlansalar bile belli etmezler. insanı zinde tutar, her gün bir ileriye götürür. bu sanatın tamamen öğrenilmesi bir insan hayatı kadar da tutabileceği gibi (çünkü çok farklı ve çeşitli bir çok tekniği mevcuttur), etkili şekilde kullanmak ve kendinizden sayıca üstün bir topluluğu pataklamak, iyi bir usta ve iyi bir çalışmayla, 2 yıl kadar bir sürede gerçek olabilir...
bildiğim kadarıyla ankara’da gidip yerinde yetişen (çin-shaolin) ve tapınaktan çıkma shifu sıfatlı yalnızca bir kişi var şu an. türkiye’deki durum ne, bilmiyorum.
not: ayrıca belirtmek isterim ki, shaolin kung fu’da, kung fu adı altındaki diğer sporlardaki ejderha, arı, kelebek, maymun(ha bazen maymun derler, o aslında "sarhoş"tur), öküz, kedi, köpek, sıçan yoktur. haydi bari yazdım stilleri de veriyim:
-hayvan stilleri-
aslan
kaplan
kartal
kuğu/turna (her ikisi olarak da geçer)
yılan
-insan stilleri-
bıçak
çapulcu
sarhoş
not2: genelde kung fu sanatı ile ilgilenen kimseler, olayı bitirdiklerinde, hayvan stillerinden ikisini ya da insandan birini beğenir, alır, seçer, kendisiyle harmanlar ve tehlike anında kendilerini savunur ve ciddi fiziksel performans gerektiren tehlikeli olaylarda da canlarını kurtarırlar. fakat hiç bir kimse kung fu da benzer dövüşemez, herkesin kendi fiziği, yeteneği ve becerisi doğrultusunda farklılaşması olur ve kendi düşünceleriyle stilleri harmanlanır. ve ayrıca fazla bilgi olarak (fazla bilgi göz çıkarmaz), bazen hayvan stillerinin de tek başına kullanıldığı olur, en çok "kartal" seçenler de rastlanır buna. tüm hayvan stilleri doğadaki kendilerini belli bir şekilde temsil eder ve savaşçının gerçekten onlar gibi davranmasını sağlar.
not3: vurgulamak için söylüyorum, türkiye’de kung-fu belli bir kesime hitap etmez, her kafadan insana sanat olabilir. tekvando gibi ülkücü sporu değildir, bunu anlatmak amacım. felsefesinde saldırı değil "maruz kalınan saldırı ya da farkına önceden varılan saldırı tehdidi sonrası saldırı" vardır.
not4: shaolin kung-fu cuyu tanımanın ve o kişiye bulaşmamanın yolu: eğer şüpheli kişinin vücudunun her noktası taş, demir gibiyse, koluna kolunuz çarptığında sizin kolunuz şişiyor, morarıyorsa, kzıarıyorsa falan, bir de şüpheli kişi kendinden eminse, bir halta alınmıyorsa ve bu özelliklerinin üstüne üzerine gidilince alttan alıyor, "özür diliyor" ve fiziksel kavgaya girmemek için kaçıyorsa (zarar vermekten korkarlar ve eğer kavga ederlerse ciddi zararlar verirler ne yazık ki; hele bir de ’shifu’ falansa bu kimse eğer kavga etmesi gerekirse (istemsiz) zarar ver(e)mez, (bilmeden) öldürür), şüphelimiz kung-fu cudur. hakaret etmekten hoşlanmazlar, gerekmedikçe etmezler.
not5: çin dövüş sanatlarıyla ilgilenen kimseler kung fu nun da içinde olan "chi" ile yakından uzaktan alakalılardır.
not6: akrobasi gösterisi olan ve çoğu aktörün kung fu filmlerinde çıkıp hoplayıp zıplayarak yaptığı ’wushu’, kung fu’yla karıştırılmamalıdır. arada ciddiyet farkı vardır, biri sirk işidir, diğeri hayat.
not7: shaolin ustaları bir şeyler öğretirken dsiplini elden bırakmazlar. öğretirken gereksiz bir şekilde sert ve kaba olurlar. eğitimin olmadığı zamanlardaysa tatlı mı tatlı, hoş, şirin insanlara dönüşürler. bazen öğrencilerini tahrik edici, deneyen, faşizan derecede yıpratıcı konuşmalar yapıp, sinirlerini bozan hareketlerde bulunurlar. bununla amaç öğrencinin hocasına ve başkalarına karşı olan sabrını ölçmek ve bu sabrı artırmaktır. bir anlamda psikolojik eğitimdir, bu psikolojik eğitim süresince psikolojinizin sıfırı bulacağı bir evre kesinlikle olur.
(bkz: shaolin)
(bkz: shaolin tapınağı)
(bkz: shaolin rahipleri)
(bkz: chi)
(bkz: bruce lee)
(bkz: jackie chan)
(bkz: jet li)
shaolin kung-fu; içerik olarak uzun zaman, uzun yol, güç, silah, maharet, sevgi, erdem gibi derin anlamlar ifade eden bir sanattır. öğrenmesi zorlu ve her anlamda güç (öncelikle azim ve sabır) isteyen, güçlü olmayanı güçlendiren (sadece fiziksel anlamda değil) bu sanat 5 hayvan stili, 3 insan stili ve bir çok kendini koruma ve geliştirme tekniği içermektedir. parmaklar gibi vücudun tüm kırılgan noktalarının bile sertliği ve gücünün çok önemli bir hal aldığı bu sanat insana fiziksel ve psikolojik acıyı ve bu acıyı durdurma ya da en azından buna dayanma yolunu öğretir. kung fu için sertlik gibi esneklik de önemlidir, kung fu’cunun bacakları baleyle profesyonel uğraşan birininki gibi epey açılır, fakat bir balerin/baletinki kadar esnek değildir tabii ki kung-fu sanatıyla ilgilenen insanlar.
temel felsefesi "son ana kadar kullanma, yapacağın en son şey savaşmak olsun" olan ve doğayla tümleşik ve sentezlenmiş olan bu savaş sanatını tekvandoyla, karateyle falan karıştırmamak lazımdır. bu sanatta eğitim gören ya da ustalaşmış kimseler çok farklı kültürler ya da toplumlardan gelmektedir genelde, fakat kesin olarak söylenebilecek tek şey türkiye’de bu sanatla aktif uğraşan (ki görme ihtimaliniz düşük bu kimseleri) kimseler hakkında genelleme yapılmasının imkansız olduğudur; hepsi ayrıdır, farklıdır.
bu sanatta birikim ve bilgi çok önemlidir, örneğin 70 yaşındaki bir usta 30-40 yaşındaki bir başka ustayı gayet güzel pataklayabilir. bu sanatla ilgilenenler genelde yaşlanmazlar ya da yaşlansalar bile belli etmezler. insanı zinde tutar, her gün bir ileriye götürür. bu sanatın tamamen öğrenilmesi bir insan hayatı kadar da tutabileceği gibi (çünkü çok farklı ve çeşitli bir çok tekniği mevcuttur), etkili şekilde kullanmak ve kendinizden sayıca üstün bir topluluğu pataklamak, iyi bir usta ve iyi bir çalışmayla, 2 yıl kadar bir sürede gerçek olabilir...
bildiğim kadarıyla ankara’da gidip yerinde yetişen (çin-shaolin) ve tapınaktan çıkma shifu sıfatlı yalnızca bir kişi var şu an. türkiye’deki durum ne, bilmiyorum.
not: ayrıca belirtmek isterim ki, shaolin kung fu’da, kung fu adı altındaki diğer sporlardaki ejderha, arı, kelebek, maymun(ha bazen maymun derler, o aslında "sarhoş"tur), öküz, kedi, köpek, sıçan yoktur. haydi bari yazdım stilleri de veriyim:
-hayvan stilleri-
aslan
kaplan
kartal
kuğu/turna (her ikisi olarak da geçer)
yılan
-insan stilleri-
bıçak
çapulcu
sarhoş
not2: genelde kung fu sanatı ile ilgilenen kimseler, olayı bitirdiklerinde, hayvan stillerinden ikisini ya da insandan birini beğenir, alır, seçer, kendisiyle harmanlar ve tehlike anında kendilerini savunur ve ciddi fiziksel performans gerektiren tehlikeli olaylarda da canlarını kurtarırlar. fakat hiç bir kimse kung fu da benzer dövüşemez, herkesin kendi fiziği, yeteneği ve becerisi doğrultusunda farklılaşması olur ve kendi düşünceleriyle stilleri harmanlanır. ve ayrıca fazla bilgi olarak (fazla bilgi göz çıkarmaz), bazen hayvan stillerinin de tek başına kullanıldığı olur, en çok "kartal" seçenler de rastlanır buna. tüm hayvan stilleri doğadaki kendilerini belli bir şekilde temsil eder ve savaşçının gerçekten onlar gibi davranmasını sağlar.
not3: vurgulamak için söylüyorum, türkiye’de kung-fu belli bir kesime hitap etmez, her kafadan insana sanat olabilir. tekvando gibi ülkücü sporu değildir, bunu anlatmak amacım. felsefesinde saldırı değil "maruz kalınan saldırı ya da farkına önceden varılan saldırı tehdidi sonrası saldırı" vardır.
not4: shaolin kung-fu cuyu tanımanın ve o kişiye bulaşmamanın yolu: eğer şüpheli kişinin vücudunun her noktası taş, demir gibiyse, koluna kolunuz çarptığında sizin kolunuz şişiyor, morarıyorsa, kzıarıyorsa falan, bir de şüpheli kişi kendinden eminse, bir halta alınmıyorsa ve bu özelliklerinin üstüne üzerine gidilince alttan alıyor, "özür diliyor" ve fiziksel kavgaya girmemek için kaçıyorsa (zarar vermekten korkarlar ve eğer kavga ederlerse ciddi zararlar verirler ne yazık ki; hele bir de ’shifu’ falansa bu kimse eğer kavga etmesi gerekirse (istemsiz) zarar ver(e)mez, (bilmeden) öldürür), şüphelimiz kung-fu cudur. hakaret etmekten hoşlanmazlar, gerekmedikçe etmezler.
not5: çin dövüş sanatlarıyla ilgilenen kimseler kung fu nun da içinde olan "chi" ile yakından uzaktan alakalılardır.
not6: akrobasi gösterisi olan ve çoğu aktörün kung fu filmlerinde çıkıp hoplayıp zıplayarak yaptığı ’wushu’, kung fu’yla karıştırılmamalıdır. arada ciddiyet farkı vardır, biri sirk işidir, diğeri hayat.
not7: shaolin ustaları bir şeyler öğretirken dsiplini elden bırakmazlar. öğretirken gereksiz bir şekilde sert ve kaba olurlar. eğitimin olmadığı zamanlardaysa tatlı mı tatlı, hoş, şirin insanlara dönüşürler. bazen öğrencilerini tahrik edici, deneyen, faşizan derecede yıpratıcı konuşmalar yapıp, sinirlerini bozan hareketlerde bulunurlar. bununla amaç öğrencinin hocasına ve başkalarına karşı olan sabrını ölçmek ve bu sabrı artırmaktır. bir anlamda psikolojik eğitimdir, bu psikolojik eğitim süresince psikolojinizin sıfırı bulacağı bir evre kesinlikle olur.
(bkz: shaolin)
(bkz: shaolin tapınağı)
(bkz: shaolin rahipleri)
(bkz: chi)
(bkz: bruce lee)
(bkz: jackie chan)
(bkz: jet li)
su kedinin yaptigi savas sanati;
https://www.59saniye.com/kedi-savaslari-evrilmis-kedi-vs-normal-kedi/
https://www.59saniye.com/kedi-savaslari-evrilmis-kedi-vs-normal-kedi/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?