kara köpekler havlarken

sipsi
çekim aşamasında bir köpeği siyah yapacağım diye hint kınasıyla boyadıkları ve köpeğin ölümüne sebebiyet verdikleri için asla izlemeyeceğimi söylediğim filmi, bir nöbet gününde tükürdüğümü yalayarak izlemiş bulundum. ilk bir saatinde başka semtin çocukları’nı izliyorum gibi geldi. bunda volga sorgu’nun oyunculuğu etkili olmuş olabilir. başka semtin çocukları’ndaki ismail ile bu filmdeki çaça aynı gibi.

filmin başlarında yavaşlık, bir tülü ilerleyememe rahatsız ediyor biraz insanı. ama bir noktadan sonra filmin içine giriyorsunuz. erkan can biraz eksik olan samimiyeti arttırmak adına varmış gibi duruyor, iyi ki de varmış ama. kısacık sahnelerinde o mekandaymış gibi hissettiriyor insana kendini.

spoiler

alışveriş merkezindeki sahneler fazlasıyla uzundu. ’ya sanat filmi gibi de olsun ama olmasın aynı zamanda.’ diye düşünmüş sanki yönetmen. kamera döndükçe başı dönüyor insanın, fazlasıyla rahatsız ediciydi.

çaça’nın kahvedeki kavgası tam bizdendi, uzaklık hissedilmeyen sahnelerden biriydi, bir çok sahnenin aksine. aynı şekilde asker uğurlama sahneleri de öyleydi. sanki bir iki sokak aşağıda yaşıyordu o insanlar, ben de penceremden onları izliyordum. keşke filmin tamamında hissedilebilseydi bu durum.

ve filmi özetleyen cümle şu olsa gerek:

’hayat senin sandığın kadar kolay olsaydı, insanlar bu kadar gaddar olmak zorunda kalmazdı.’

spoiler



neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol