2 şubat 1970 ankara doğumlu, ağustos 1992’de ölümü seçen şair. 22 yaşında ölüme koşan, kaybolan şair.
"özürlü bellek, bir anda çağırınca yanına yitik aşkı, yengeç ayaklı saat kulesi dümen kırar: ateş çanları. söktü gözlerimden acıyı telaşlı sular, yadsıdı yalnızlık yalnızlığını. ah bir harita zavallığıma.
gül diye diken açıyorum dalda, bak külü ıslanıyor sevginin, ikinci kez yanmasın diye. son bir kez geçiyor düşümden yüzümü kıran gölgem, bildik ayrılıkların büyüdüğü. bir daha uykusuz kaldı yeryüzü.
evrende hangi eşyanın çığlığı gözlerime vuran?
sadece bir yıldız, yoksul çocukların uçurtması, anılarına çektikleri içimde hüznümü kanatan."
kaan ince
"saçaklarda buz tutmuş yüz görüntülerini giyer de
buğulu camlardan tedirgin gözleri takarım ayakizlerime
bir şaşırtmaca bu, sonra gecenin keyfi kaçar
aramalar, çatışma, panik, yayılmacı ırmaklar; taşar deniz
ve gülücüğün paslanması, yanık kokusu plastiğin
eklenir gürültüye. siyahi, şiddetin korkulu kızı
ölmek alışkanlığı yeniden keşfedilir sanki
önce yontulur bir sürü dil, yalnızca birkaç kelime bırakılır
çentiklerde görünmez kan daha
gökyüzü, savaş renginin tonlarında, büzülür büzülür
bir kıyı, kıyıya çekilen taka, takada acı su
suya yansıyan ölü balık gözleri
motor sesi ve kaçış gölgemizdeki ölümden…"
buğulu camlardan tedirgin gözleri takarım ayakizlerime
bir şaşırtmaca bu, sonra gecenin keyfi kaçar
aramalar, çatışma, panik, yayılmacı ırmaklar; taşar deniz
ve gülücüğün paslanması, yanık kokusu plastiğin
eklenir gürültüye. siyahi, şiddetin korkulu kızı
ölmek alışkanlığı yeniden keşfedilir sanki
önce yontulur bir sürü dil, yalnızca birkaç kelime bırakılır
çentiklerde görünmez kan daha
gökyüzü, savaş renginin tonlarında, büzülür büzülür
bir kıyı, kıyıya çekilen taka, takada acı su
suya yansıyan ölü balık gözleri
motor sesi ve kaçış gölgemizdeki ölümden…"
gölgemde asılı duran bilemediğim sevdalar
düşlerime girmekte sessizce
kanatıyor göğüs kafesimin içinde içinde çırpınan yüreğimi
gençliğimi silemeyen yenginin hüznü
ne oldun ölüm serpiyorum seni
yalnızlıkta oyduğum, acıdan gerilmiş dağların yarıklarına
ateşe uçarken sıradan kanatlarımla...
düşlerime girmekte sessizce
kanatıyor göğüs kafesimin içinde içinde çırpınan yüreğimi
gençliğimi silemeyen yenginin hüznü
ne oldun ölüm serpiyorum seni
yalnızlıkta oyduğum, acıdan gerilmiş dağların yarıklarına
ateşe uçarken sıradan kanatlarımla...
(bkz: gizdü$üm)
(bkz: gezginin üç tılsımı)
"haritası parçalandı ellerimde gecenin, bir yitiriş değil
bu, sınırları tutamadım yerinde, gözlerime doldu sular,
şimdi zaman oynak bir gölge. nasıl başlasak geri dönmemek
için? hüzünkıran ardında saklanan kalbimle, artık, okyanuslara
açılmak geçmeli içimden. biliyorum. ama kavuşmalar ayrılıktır
bazen."
bu, sınırları tutamadım yerinde, gözlerime doldu sular,
şimdi zaman oynak bir gölge. nasıl başlasak geri dönmemek
için? hüzünkıran ardında saklanan kalbimle, artık, okyanuslara
açılmak geçmeli içimden. biliyorum. ama kavuşmalar ayrılıktır
bazen."
(bkz: devrik yurek savunmasi)
(bkz: çığlık)
(bkz: issizlik surusu)
(bkz: ya$am pusulasi)
(bkz: huzun orgusu)
(bkz: mektup)
(bkz: fısıltı)
(bkz: gizli yara)
(bkz: aykırı)
(bkz: öyle)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?