nihat gencin ilk romanıdır.
ihtiyar kemancı
"inanılır gibi değil, inat etti, kalabalığın tanıdığı tek bir şarkı çalmadı. tek bir neşeli parça da çalmadı. oysa müşteri toplayabilmek için pekala günün modası şarkılar çalmalıydı. artık kırılacak, çıtırdayacak izlenimi veren, kurumuş ve tozlanmış kemanının kokusu, yuvarlak köşeleri, yıllarca kitap arasında saklanmış, yaprakları yapışmış bir çiçek gibi. bazen, nesli tükenmiş şık mantolu, yaşlı, ruj sürmüş ihtiyar kadınlar önünde durur, hıçkırarak ağlardı. kendisi ağlamaz. o soğuk, paslı demir gibi yaşlı yüzlere, kelebek simi işliyor gibi, çok ciddi! ama, geç vakit toplanıp giderken, kurumuş göz pınarlarının üstünde parlayan tuz parçaları görürdüm. çok dalgalanmış deniz gibi. ölümsüzlük istiyorsak o tuzdan biriktirmeliyiz."
.
.
mükemmel bir roman. hikaye bu kadar mı güzel, anlatım bu kadar mı şahane olur ve bir insanın bir kitabı okurken her 3-4 sayfada bir duygulanır mı...
roman değil nihat gençin eski yazılarının bulunduğu deneme türündeki kitabıdır...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?