günümüzde dünyada bazı ülkelerde (özellikle bazı gelişmekte olan ülkelerde) reel bağlamda en geçerli olmaya başlayan pragmatist fikir akımı. henüz yeni bir din olarak adlandırılmasa da ritüellerinin titizlikle yerine getirildiği dikkate alındığında sahte bir din akımının bütün unsurlarını taşıdığı görülür, fakat paradoksal olarak! zira bu yeni akımda tapılan varlık tek, birkaç adet veya oligarşik bir grup değil, tam tersi ezici çoğunluktur (halk). tapma eylemini gerçekleştirenler (halk tapıcıları) ise her zaman olduğu gibi çoğunluk değil, tapma eyleminden çıkar sağlayan yönetici azınlıktır. tapma eyleminden hoşnut kalan halk ile tapıcıları arasında karşılıklı pragmatizm temeline dayanan bir çıkar ilişkisi, mutualizm vardır. her sahte dinsel akımda olduğu gibi bu akımda da mutual ilişkiden dışlanan bir kesim vardır ki onlar da bu akıma inanmayan "inançsızlar"dır ve cezaları bu dünyada kesilir. zira bu akım materyalist bir akım olup karşılıklı menfaat ilişkisi nedeniyle mistik unsurlar içermez. bu akımda önceki sahte dinlere benzer toplumsal histerinin zirve yaptığı anlar da elbette vardır. mesela seçim sonuçlarının ilan edildiği anlar, referandum günleri hep böyle zamanlardır. mutual ilişki fırtınası yaşayan tapan ile tapılan, böylesi günlerde iyice bir sarmaş-dolaş olur, kendilerinden geçerler. bu ilişkinin sahte ve yapmacık olduğunu düşünenler bu gibi zamanlarda iyice bir dışlanır ve yalnızlaştırılırlar. bu sahte din akımına benzer oluşumu ayakta tutan en önemli söylem demokrasidir. aslında demokrasi ile ilgisi yoktur. çünkü gerçek demokraside iktidarda olmayanların haklarının korunması en temel unsur iken bu akımda iktidar sahiplerine bu olanağı saplayan kesimin hakları, gereksinimleri, bir ibadet ciddiyeti ile hep ön planda tutulur (açık veya gizli olarak). bunun sonucu olarak genel halk kitlesine göre daha çok okumuş, daha kültürlü kesim bilinçli olarak halk yığınlarına ezdirilmeye başlanır. bu ise daha çok eski afrika, eski orta-güney amerika yerlileri tarafından gerçekleştirilen, "tanrılar kurban istedi", "tanrıların gazabını yatıştırmak için kurban adamalıyız" şeklindeki yaklaşıma benzer. gerçekten de tapınılan kesimin (halkın) önüne, onların gazabını yatıştırmak için düzenli olarak kurbanlar atılır. gazap anlarında histeri ve öfke krizine kapılan ve kendisine tapınılmasından dolayı yaptıklarının hesabını vermeyeceğini düşünen kişiler genellikle karşısındaki iyi eğitimli kişilere, "heey dostum, senin mayışın benim wergimle ödeneyor, okey?" tarzında sataşma ve saldırıda bulunmaktan, yani tanrıcılık oynamaktan çekinmezler. ceplerinde 5 dolar olmasa bile...
bu diğer bir ifade biçimi: (bkz: halka tapmak).
halk tapıcılığı
(bkz: populist).
(bkz: halka hizmet hakka ibadettir) şeklinde bir söz söylenmektedir bir süredir. halk ve hak denk mi tutuluyor? burası net değil. öyle ya, halk yaratılan, hak ise yaratan demek. bildiğimiz kadarıyla ibadet yaratan için yapılır. burada kavramsal bir açmaz ve çelişki var.
amansız bir hastalık da denebilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?