furuğ ferruhzad, 1935’ te tahran’ da doğdu. 1951 yılında iran’ ın ünlü simalarından perviz şapur ile evlendi. oğlu kamiyar, 1953’ te doğdu. 1954’ te eşinden boşanmasının ardından bir daha oğlunu göremedi. şiirin yanı sıra sinema ve tiyatroyla da ilgilendi. ev karadır adlı filmi oberhausen (almanya) film şenliği’ nde büyük ödül kazandı. kanada televizyonu için dünür filminde yapımcı ve oyuncu olarak yer aldı. şubat 1967’ de bir kazada yaşamını yitiren furuğ ferruhzad, iran şiiri üzerinde derin izler bırakmıştır. tutsak, duvar, isyan, yeniden doğuş ve inanalım soğuk mevsimin başlangıcına adlı kitapları birçok dilde yayınlanmıştır.
( yaralarım aşktandır isimli telos’ tan çıkan kitabının iç kapağından.)
edit : kendisini bana tanıtan, twitleri ile yekta kopan olmuştur.
furuğ ferruhzad
zengin iran edebiyatında figür değil kahraman olmayı başarmış kadın şairlerdendir. cefanın sefasına güçlü bir örnek.
(bkz: yeşil evham)
iranlı kadın şair, yazar, oyuncu, ressam. eserlerinde derin yalnızlığı, kadınların sorunlarını işler. toplumun kadınlara uyguladığı ayrımı eleştirir.
babasına yazdığı bir mektuptan:“benim en büyük derdim sizin beni tanımamış olmanızdır; hiçbir zaman da tanımak istemediniz ve belki de hâlâ siz benim hakkımda düşündüğünüzde, beni uçarı, aşk romanları ve tahran müsavvar dergisinin öykülerinden dolayı kafasında aptalca düşünceler oluşan bir kadın olarak biliyorsunuz. keşke öyle olsaydım ve mutlu olabilseydim. işte o zaman dünya küçücük bir odacık olurdu ve ben, dans partilerine gitmekle, güzel ve şık elbiseler giymekle, komşu kadınlarla çene çalmakla, kaynana ile dalaşmakla ve kısacası pis ve anlamsız binlerce işle yetinirdim ve daha büyük ve daha güzel bir dünyayı tanımazdım; bir ipekböceği gibi kendi kozalamın sınırlı ve karanlık dünyasında kıvranarak büyürdüm ve hayatımı sona getirirdim. fakat ben böyle yaşayamazdım. ben kendimi bildiğim andan beri, benim başkaldırım ve isyanım bu aptalca görünüş ile başlamıştır. ben büyük olmak istiyordum ve istiyorum. ben, bir gün doğup ve bir gün bu dünyadan çekip giden ve arkalarında bu geliş ve gidişlerinden herhangi bir iz bırakmayan yüz binlerce insan gibi yaşayamam.”
babasına yazdığı bir mektuptan:“benim en büyük derdim sizin beni tanımamış olmanızdır; hiçbir zaman da tanımak istemediniz ve belki de hâlâ siz benim hakkımda düşündüğünüzde, beni uçarı, aşk romanları ve tahran müsavvar dergisinin öykülerinden dolayı kafasında aptalca düşünceler oluşan bir kadın olarak biliyorsunuz. keşke öyle olsaydım ve mutlu olabilseydim. işte o zaman dünya küçücük bir odacık olurdu ve ben, dans partilerine gitmekle, güzel ve şık elbiseler giymekle, komşu kadınlarla çene çalmakla, kaynana ile dalaşmakla ve kısacası pis ve anlamsız binlerce işle yetinirdim ve daha büyük ve daha güzel bir dünyayı tanımazdım; bir ipekböceği gibi kendi kozalamın sınırlı ve karanlık dünyasında kıvranarak büyürdüm ve hayatımı sona getirirdim. fakat ben böyle yaşayamazdım. ben kendimi bildiğim andan beri, benim başkaldırım ve isyanım bu aptalca görünüş ile başlamıştır. ben büyük olmak istiyordum ve istiyorum. ben, bir gün doğup ve bir gün bu dünyadan çekip giden ve arkalarında bu geliş ve gidişlerinden herhangi bir iz bırakmayan yüz binlerce insan gibi yaşayamam.”
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?