bir dostoyevski romanıdır.
ev sahibesi
dostoyevski’nin “ev sahibesi” isimli bu romanını 11 yıl önce öğrencilik yıllarımda, halk kütüphanesinden ödünç alarak okumuştum. varlık yayınevi tarafından basılan bu roman, oldukça küçük hacimliydi ve belki de birebir çeviriden ziyade özetti. ne olursa olsun, okuduğum bu romandan konusu ya da kahramanları hakkında en ufak bir iz bile kalmamıştı belleğimde.
bugün okumayı tamamladığım, karizma yayınları tarafından basılan ve ilkine nazaran hacmi büyük olan “ev sahibesi” romanını iki ay önce satın almıştım. araya başka kitaplar girdiği için, ancak dün akşam ve bugün okuyabildim. bir yandan televizyondaki filmleri takip etsem de, romanın dünyasına girdiğimi, konuya ve kahramanlara vakıf olduğumu söyleyebilirim.
romanı “beğenerek” okudum. beğendim çünkü, belirgin bir konusu ve az sayıda kişisi vardı. arka arkaya iki kez okuduğum, kısa hacimli bir roman olan “beyaz geceler” romanı da bunun gibiydi. okurun aklını karıştırmayan belli bir konusu ve iki ya da üç kişiden oluşan bir kahraman kadrosu vardı. dostoyevski’nin “kısa” romanlarını, “uzun” romanlarına hep tercih etmişimdir zaten. yine “insancıklar”ı da bu kapsamda ele alabiliriz. dostoyevski’nin romanlarının hacmi arttıkça, konuda dağılmalar olur, kişiler pembe dizilerde olduğu gibi dallanır budaklanır. “budala”, bu türün bana göre en bariz örneğidir. “budala”yı okumak budalaca bir iştir! “suç ve ceza” romanı da bence bu yönüyle başarılı değildir. okuru sarıp sarmalamaz. romanı okurken içinde kaybolursunuz. bir an bitse denilen bir roman iyi bir roman değildir.
“ev sahibesi” romanına dönelim. roman, yalnız ve münzevi bir aydın olan ordinov, geçmişinde yaşadığı gizemli ve acı olayların tesiriyle hasta bir ruh haline sahip olan katerina, katerina’nın tuhaf ve yaşlı kocası murin ve ordinov’un arkadaşı yaroslav ilyiç arasında gelişen olayları konu alıyor. yaroslav ilyiç’i de kapsam dışında tutarsak, aslında 3 kişilik bir roman bu. kiracı (ordinov), ev sahibi (murin) ve ev sahibesi (katerina) arasındaki ilişki romanın konusu kısaca.
ordinov, yalnız yaşayan, hastalıklı, asosyal, toplumdan tamamen kopuk, aydın sınıfına mensup bir roman kahramanıdır. dostoyevski’nin diğer meşhur roman kahramanlarının, mesela suç ve ceza’daki raskolnikov’un bir benzeridir. dostoyevski, kendi hayatından büyük izler taşıyan, toplumdan kopuk, yalnız ve hastalıklı bu karakteri pek çok romanında kullanmıştır özetle. ordinov bu yönüyle orijinal bir dostoyevski karakteri değildir.
katerina hakkında da önemli bir paragraf açmak gereklidir. katerina, annesinin ve babasının ölümüne neden olan belki de onları öldüren yaşlı ve gizemli murin’le yaşamakta ve ona anlaşılmaz bir bağlılık duymaktadır. bu bağlılığın nedeni nedir? murin’den korkması mı, onu sevmesi mi? romanda bu durum net anlaşılmaz. (yahut ben anlayamadım.)
kendimce, katerina’nın murin’e bağlılığının sırrını şöyle yorumladım: katerina mutsuz bir kadın. katerina’nın mutsuzluğunun asıl sebebi de murin. fakat, katerina anlaşılmaz bir şekilde ona bağlı. sözlüsü, genç alyoşa’yı ölüme gönderecek kadar ona bağlı. neden ama? işte can alıcı soru bu. cevabı bence şu kelimelerde gizli: “güce tapma.” murin yaşlı ve kendince birtakım güçleri olan birisi. zayıf bir anne-babanın tek kızı olan katerina, murin’de bulduğu “güce” taptığı için, o’na bağlı. erkekler nasıl kadında güzelliğe tapıyorsa, kadınlar da güce tapıyorlar. mesele bu kadar basit. doğada da bu eğilimi görürüz. dişi hayvan, çiftleşmek için en güçlü erkeği arar ki, doğacak çocuğu kuvvetli olsun ve ayakta kalabilsin.
dostoyevski – “ev sahibesi”, (çev: hamit kaplan), roman, karizma yayınları antik dünya klasikleri, istanbul, 2006, 107 s.
bugün okumayı tamamladığım, karizma yayınları tarafından basılan ve ilkine nazaran hacmi büyük olan “ev sahibesi” romanını iki ay önce satın almıştım. araya başka kitaplar girdiği için, ancak dün akşam ve bugün okuyabildim. bir yandan televizyondaki filmleri takip etsem de, romanın dünyasına girdiğimi, konuya ve kahramanlara vakıf olduğumu söyleyebilirim.
romanı “beğenerek” okudum. beğendim çünkü, belirgin bir konusu ve az sayıda kişisi vardı. arka arkaya iki kez okuduğum, kısa hacimli bir roman olan “beyaz geceler” romanı da bunun gibiydi. okurun aklını karıştırmayan belli bir konusu ve iki ya da üç kişiden oluşan bir kahraman kadrosu vardı. dostoyevski’nin “kısa” romanlarını, “uzun” romanlarına hep tercih etmişimdir zaten. yine “insancıklar”ı da bu kapsamda ele alabiliriz. dostoyevski’nin romanlarının hacmi arttıkça, konuda dağılmalar olur, kişiler pembe dizilerde olduğu gibi dallanır budaklanır. “budala”, bu türün bana göre en bariz örneğidir. “budala”yı okumak budalaca bir iştir! “suç ve ceza” romanı da bence bu yönüyle başarılı değildir. okuru sarıp sarmalamaz. romanı okurken içinde kaybolursunuz. bir an bitse denilen bir roman iyi bir roman değildir.
“ev sahibesi” romanına dönelim. roman, yalnız ve münzevi bir aydın olan ordinov, geçmişinde yaşadığı gizemli ve acı olayların tesiriyle hasta bir ruh haline sahip olan katerina, katerina’nın tuhaf ve yaşlı kocası murin ve ordinov’un arkadaşı yaroslav ilyiç arasında gelişen olayları konu alıyor. yaroslav ilyiç’i de kapsam dışında tutarsak, aslında 3 kişilik bir roman bu. kiracı (ordinov), ev sahibi (murin) ve ev sahibesi (katerina) arasındaki ilişki romanın konusu kısaca.
ordinov, yalnız yaşayan, hastalıklı, asosyal, toplumdan tamamen kopuk, aydın sınıfına mensup bir roman kahramanıdır. dostoyevski’nin diğer meşhur roman kahramanlarının, mesela suç ve ceza’daki raskolnikov’un bir benzeridir. dostoyevski, kendi hayatından büyük izler taşıyan, toplumdan kopuk, yalnız ve hastalıklı bu karakteri pek çok romanında kullanmıştır özetle. ordinov bu yönüyle orijinal bir dostoyevski karakteri değildir.
katerina hakkında da önemli bir paragraf açmak gereklidir. katerina, annesinin ve babasının ölümüne neden olan belki de onları öldüren yaşlı ve gizemli murin’le yaşamakta ve ona anlaşılmaz bir bağlılık duymaktadır. bu bağlılığın nedeni nedir? murin’den korkması mı, onu sevmesi mi? romanda bu durum net anlaşılmaz. (yahut ben anlayamadım.)
kendimce, katerina’nın murin’e bağlılığının sırrını şöyle yorumladım: katerina mutsuz bir kadın. katerina’nın mutsuzluğunun asıl sebebi de murin. fakat, katerina anlaşılmaz bir şekilde ona bağlı. sözlüsü, genç alyoşa’yı ölüme gönderecek kadar ona bağlı. neden ama? işte can alıcı soru bu. cevabı bence şu kelimelerde gizli: “güce tapma.” murin yaşlı ve kendince birtakım güçleri olan birisi. zayıf bir anne-babanın tek kızı olan katerina, murin’de bulduğu “güce” taptığı için, o’na bağlı. erkekler nasıl kadında güzelliğe tapıyorsa, kadınlar da güce tapıyorlar. mesele bu kadar basit. doğada da bu eğilimi görürüz. dişi hayvan, çiftleşmek için en güçlü erkeği arar ki, doğacak çocuğu kuvvetli olsun ve ayakta kalabilsin.
dostoyevski – “ev sahibesi”, (çev: hamit kaplan), roman, karizma yayınları antik dünya klasikleri, istanbul, 2006, 107 s.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?