anoreksiyanın bir üst evresidir.kişi artık sadece rejim yaparak zayıflama aşamasından çıkar ve rejim yaparken yediği üç-beş şeyi de kusarak çıkarmaya çalışır.
bulimia nervosa
bulimia nervosa yineleyen aşırı yeme nöbetleri ve hastanın beden ağırlığını kontrol etmekle aşırı uğraşması; bu nedenle yediği yiyeceklerin şişmanlatıcı etkilerini azaltmak için aşırı çaba harcaması ile belirli bir sendromdur. bu hastalık olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi dönemlerini izleyen bilinçli dışa atım yöntemlerini de içermektedir.
kilo alımını engellemeye yönelik kullanılan bu yöntemler genellikle; çıkartma/kusma, oruç tutma, aşırı egzersiz uygulama veya laksatif kullanımından oluşur. araştırmalar göstermiştir ki bulimia olgularında hastalar, tıkanırcasına yeme epizodları sırasında 2000 ile 4000 kalori almaktadır ki bu kalori miktarı sağlıklı bir kişinin bir gün boyunca aldığı kalori miktarından daha fazladır. hastalar genellikle tıkanırcasına yeme davranışlarından utanç duyarlar ve bunu saklama çabasındadırlar. çoğunlukla tıkanırcasına yeme epizodları sırasında kontrolü yitirdiklerinden yakınırlar. tıkanırcasına yeme epizodunu, pişmanlık duygusu içinde iğrenme, tiksinme, huzursuzluk, kilo alma korkusu ve dışa atım çabası izler. bulimia hastaları dışa atımı genellikle parmak yardımı ile kusarak yaparlar. mide bulantısı ve kusma, zamanla bulimia hastalarında irade ile gerçekleşebilmekte ve parmak, çatal vb. gibi maddelere gereksinimleri dahi kalmamaktadır. laksatif ve diüretik kötüye kullanımı, yoğun egzersiz programı veya oruç tutma gibi diğer kiloyu koruma yöntemleri de bulimia hastalarının vücut ölçülerini koruma çabası dahilinde başvurdukları diğer yöntemlerdir. çoğu insan zaman zaman tıkanırcasına yeme nöbetlerine girebilir.
dsm 4; bulimia nervosada oluşan zevke yönelik yeme epizodlarını; 2 saatten daha az bir sürede pek çok insanın aynı koşullarda yiyebilecekleri miktardan daha fazla yemek tüketimi olarak tanımlamaktadır.
dsm 4e göre tanı kriterleri;
restorantlardan, planlı yemeklerden yada sosyal toplantılardan kaçınma
başkalarının onayına ihtiyaç duyma
madde kullanımı
isteyince yemek yemeyi bırakamayacağından korkma
aşırı yemek
gizli yemek (öğünleri kaçırmak)
yemekten hemen sonra banyoya gitmek
kusmak
laksatif, diyet hapı yada vücuttaki fazla suyu atmaya yarayan haplardan kullanmak
aşırı egzersiz rejimleri
oruç tutma
duygularda ani değişimler
depresyon
aşırı derecede kendini eleştirme
ağırlığa bakarak kendi değerini belirleme
yedikten sonra kendini küçük ve aşağı görme
dsm 4 kriterlerine göre bu tür davranışlara hastalık boyutunda yaklaşmak ve bulimia tanısı koymak ancak bu dönemlerin üç ay boyunca haftada en az iki kez gerçekleşmesi sonrasında mümkündür.
bulimia nervosa iki alt tipe ayırılır;
çıkartma tip: bu tip hastalar tıkanırcasına yeme dönemlerini daha az yaşamakta ve hastalık şiddetinin daha hafif olduğu gözlenmektedir.
çıkartma olmayan tip: çıkartma olmayan tipe eşlik eden davranışlar; oruç tutma, aşırı egzersiz yapma veya laksatiflerin kullanımıdır. çıkartma olan tipe oranla daha sıktır.
bulimia nervosa ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde başlar. bulimia hastalarının %90ını kadınlar oluşturur. kadınlar arasındaki sıklığının % 1 ile 2 arasında olduğu bilinmektedir. bulimia hastalarının öykülerine bakıldığında pek çoğunun önceleri aşırı kilolu olduğu ve hastalık semptomlarının bir diyet dönemi ile başladığı görülür. bulimia hastalarında abartılı yeme dönemleri olduğu için, hasta kliniğe başvurduğunda zayıflamış olması beklenmemelidir, bazen normal kiloda ve hatta fazla kilolu dahi olabilirler, oysa anoreksia hastaları kliniğe her zaman aşırı zayıflamış halde başvururlar.
tedavi;
bulimia hastaları anoreksiklerde olduğu gibi yardımı reddetmezler. aşırı yeme ve kusma epizodlarından sonra suçluluk duymalarına ve bu davranışları gizleme çabası içinde olmalarına rağmen istekle yardım ararlar. uzun dönem takipler bulimia teşhisi ile tedavi edilen hastaların yarısından fazlasının beş yıl içinde sağlıklarına kavuştuklarını göstermektedir. ancak hastalığın seyri, kusma sonucu ortaya çıkan belirtilerin şiddetine de bağlanmaktadır. uzun süren vakalarda ilişkilerde bozulma, iş yaşamında sorunlar ve kendilik değerinde azalma görülebilmekte, bu tür etmenlerin klinik açıdan ele alınmasında fayda olduğu bilinmektedir.
çoğu hastada yeme bozukluğunun yanısıra aynı zamanda tedavi edilmesi gereken depresyon, kaygı bozukluğu ve diğer psikiyatrik sorunlarda mevcuttur.
yeme bozukluğu, hem fiziksel hemde ruhsal olarak insanı tahrip eder, dolayısıyla bu tür rahatsızlığı olan insanların hemen doktora başvurması gerekir. erken teşhis ve önlem almak kişinin daha çabuk iyileşmesini önemli ölçüde etkiler. erken zamanlarda teşhis edilmeyen ve geç kalınan durumlarda yeme bozukluğu kronik bir hale gelebilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir.
psikodinamik psikoterapide içe alınmış ve dışa yansıtılmış savunma araçlarının somutlaştırılması amaçlanır. yarılma tarzı bir mekanizma ile hasta besinleri besleyici olanlar ve sağlıksız olanlar şeklinde iki kategoriye ayırır. besleyici olanlar bilinçdışında iyi olarak içe alınanları simgelediği için tutulur ve sindirilir. yararsız yiyecekler, abur cubur ise bilinçdışı olarak kötü içe alımlarla bağlantılı olup, kusma yolu ile dışarı atılır. böylelikle yıkıcılık, öfke, nefret ve kötülük uzaklaştırılmış olur. en etkili tedavi yöntemi bir doktor ve yeme uzmanı ile birlikte psikoterapi yada psikolojik danışmanlık almaktır. tedavi kişiye özel olarak belirlenmelidir, çünkü tedavi hastalığın şiddetine ve hastanın özel sorunlarına, ihtiyaçlarına hitap etmelidir.k
kilo alımını engellemeye yönelik kullanılan bu yöntemler genellikle; çıkartma/kusma, oruç tutma, aşırı egzersiz uygulama veya laksatif kullanımından oluşur. araştırmalar göstermiştir ki bulimia olgularında hastalar, tıkanırcasına yeme epizodları sırasında 2000 ile 4000 kalori almaktadır ki bu kalori miktarı sağlıklı bir kişinin bir gün boyunca aldığı kalori miktarından daha fazladır. hastalar genellikle tıkanırcasına yeme davranışlarından utanç duyarlar ve bunu saklama çabasındadırlar. çoğunlukla tıkanırcasına yeme epizodları sırasında kontrolü yitirdiklerinden yakınırlar. tıkanırcasına yeme epizodunu, pişmanlık duygusu içinde iğrenme, tiksinme, huzursuzluk, kilo alma korkusu ve dışa atım çabası izler. bulimia hastaları dışa atımı genellikle parmak yardımı ile kusarak yaparlar. mide bulantısı ve kusma, zamanla bulimia hastalarında irade ile gerçekleşebilmekte ve parmak, çatal vb. gibi maddelere gereksinimleri dahi kalmamaktadır. laksatif ve diüretik kötüye kullanımı, yoğun egzersiz programı veya oruç tutma gibi diğer kiloyu koruma yöntemleri de bulimia hastalarının vücut ölçülerini koruma çabası dahilinde başvurdukları diğer yöntemlerdir. çoğu insan zaman zaman tıkanırcasına yeme nöbetlerine girebilir.
dsm 4; bulimia nervosada oluşan zevke yönelik yeme epizodlarını; 2 saatten daha az bir sürede pek çok insanın aynı koşullarda yiyebilecekleri miktardan daha fazla yemek tüketimi olarak tanımlamaktadır.
dsm 4e göre tanı kriterleri;
restorantlardan, planlı yemeklerden yada sosyal toplantılardan kaçınma
başkalarının onayına ihtiyaç duyma
madde kullanımı
isteyince yemek yemeyi bırakamayacağından korkma
aşırı yemek
gizli yemek (öğünleri kaçırmak)
yemekten hemen sonra banyoya gitmek
kusmak
laksatif, diyet hapı yada vücuttaki fazla suyu atmaya yarayan haplardan kullanmak
aşırı egzersiz rejimleri
oruç tutma
duygularda ani değişimler
depresyon
aşırı derecede kendini eleştirme
ağırlığa bakarak kendi değerini belirleme
yedikten sonra kendini küçük ve aşağı görme
dsm 4 kriterlerine göre bu tür davranışlara hastalık boyutunda yaklaşmak ve bulimia tanısı koymak ancak bu dönemlerin üç ay boyunca haftada en az iki kez gerçekleşmesi sonrasında mümkündür.
bulimia nervosa iki alt tipe ayırılır;
çıkartma tip: bu tip hastalar tıkanırcasına yeme dönemlerini daha az yaşamakta ve hastalık şiddetinin daha hafif olduğu gözlenmektedir.
çıkartma olmayan tip: çıkartma olmayan tipe eşlik eden davranışlar; oruç tutma, aşırı egzersiz yapma veya laksatiflerin kullanımıdır. çıkartma olan tipe oranla daha sıktır.
bulimia nervosa ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde başlar. bulimia hastalarının %90ını kadınlar oluşturur. kadınlar arasındaki sıklığının % 1 ile 2 arasında olduğu bilinmektedir. bulimia hastalarının öykülerine bakıldığında pek çoğunun önceleri aşırı kilolu olduğu ve hastalık semptomlarının bir diyet dönemi ile başladığı görülür. bulimia hastalarında abartılı yeme dönemleri olduğu için, hasta kliniğe başvurduğunda zayıflamış olması beklenmemelidir, bazen normal kiloda ve hatta fazla kilolu dahi olabilirler, oysa anoreksia hastaları kliniğe her zaman aşırı zayıflamış halde başvururlar.
tedavi;
bulimia hastaları anoreksiklerde olduğu gibi yardımı reddetmezler. aşırı yeme ve kusma epizodlarından sonra suçluluk duymalarına ve bu davranışları gizleme çabası içinde olmalarına rağmen istekle yardım ararlar. uzun dönem takipler bulimia teşhisi ile tedavi edilen hastaların yarısından fazlasının beş yıl içinde sağlıklarına kavuştuklarını göstermektedir. ancak hastalığın seyri, kusma sonucu ortaya çıkan belirtilerin şiddetine de bağlanmaktadır. uzun süren vakalarda ilişkilerde bozulma, iş yaşamında sorunlar ve kendilik değerinde azalma görülebilmekte, bu tür etmenlerin klinik açıdan ele alınmasında fayda olduğu bilinmektedir.
çoğu hastada yeme bozukluğunun yanısıra aynı zamanda tedavi edilmesi gereken depresyon, kaygı bozukluğu ve diğer psikiyatrik sorunlarda mevcuttur.
yeme bozukluğu, hem fiziksel hemde ruhsal olarak insanı tahrip eder, dolayısıyla bu tür rahatsızlığı olan insanların hemen doktora başvurması gerekir. erken teşhis ve önlem almak kişinin daha çabuk iyileşmesini önemli ölçüde etkiler. erken zamanlarda teşhis edilmeyen ve geç kalınan durumlarda yeme bozukluğu kronik bir hale gelebilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir.
psikodinamik psikoterapide içe alınmış ve dışa yansıtılmış savunma araçlarının somutlaştırılması amaçlanır. yarılma tarzı bir mekanizma ile hasta besinleri besleyici olanlar ve sağlıksız olanlar şeklinde iki kategoriye ayırır. besleyici olanlar bilinçdışında iyi olarak içe alınanları simgelediği için tutulur ve sindirilir. yararsız yiyecekler, abur cubur ise bilinçdışı olarak kötü içe alımlarla bağlantılı olup, kusma yolu ile dışarı atılır. böylelikle yıkıcılık, öfke, nefret ve kötülük uzaklaştırılmış olur. en etkili tedavi yöntemi bir doktor ve yeme uzmanı ile birlikte psikoterapi yada psikolojik danışmanlık almaktır. tedavi kişiye özel olarak belirlenmelidir, çünkü tedavi hastalığın şiddetine ve hastanın özel sorunlarına, ihtiyaçlarına hitap etmelidir.k
bu hastalar örneğin benim gibiler böyle bir şey yaparlar çünkü:
-güven eksikliği vardır
-etrafındaki olayara müdahele edemeyince kendi vücuduna hükmetmeye kalkar
-eğer bu kişinin kilo takıntısı varsa ama aynı zamanda da yemek yemek istiyorsa yani yaklaşma kaçınma çatışması içindeyse hem yemeğini yer hem de tek zeki olduğunu düşünüp kusarak yediğinin kalorisini almaz
vs vs vs
genelde asitli içecekleri çok fazla tüketirler,mideleri yavaş yavaş genişler,dişleri erir,saçları dökülür,suratları şişer,kustuktan ssonra daha da çok acıkır ve bir oturuşta obezler kadar yer.ileride çok büyük sorunlara yer açar örneğin diyaframda darlanmalara sebep olur mide kanamalarına sebep olur.kötü bişeydir.
-güven eksikliği vardır
-etrafındaki olayara müdahele edemeyince kendi vücuduna hükmetmeye kalkar
-eğer bu kişinin kilo takıntısı varsa ama aynı zamanda da yemek yemek istiyorsa yani yaklaşma kaçınma çatışması içindeyse hem yemeğini yer hem de tek zeki olduğunu düşünüp kusarak yediğinin kalorisini almaz
vs vs vs
genelde asitli içecekleri çok fazla tüketirler,mideleri yavaş yavaş genişler,dişleri erir,saçları dökülür,suratları şişer,kustuktan ssonra daha da çok acıkır ve bir oturuşta obezler kadar yer.ileride çok büyük sorunlara yer açar örneğin diyaframda darlanmalara sebep olur mide kanamalarına sebep olur.kötü bişeydir.
oyle kotu bir hastaliktir ki bu safranin asiti bogazinizi yakar yakar tahris eder cok acitir ya da gunde bilmem kac kere bogazinizda dolanan parmaklariniz artik sizi etkilemez olabilir. ama her kustugunuzda bogaz kaslariniz tutulmus gibi olur bir dahaki yemegi yiyemezsiniz sanki cok yiyebiliyorsunuz ya.. yemegi yedikten sonra kosar bunye hemen son lokmalarini henuz cignerken tuvalete ve kusar da kusar. cok igrnc bir psikolojik rahatsizlik..
(bkz: manken hastalığı)
bulimia olanların çoğunun depresyon ve kaygı bozukluğu da var. onun için tedavide ssri tedavisiyle başlamak faydali. tabi esas amaç zorlamayı ve kusmayı durdurmak. en etkili terapi yaklaşımı bilişsel davranışçı terapi imiş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?