boynu bukuk olduler

agire jiyan
yilmaz guney’in 1956’daki bir yazisinda "komunizm propagandasi" yaptigi gerekcesiyle hapse atilmasinin ardindan, nev$ehir cezaevi’nde kaldigi zamanlarda yazdigi 16 aylik bir cali$manin urunu olan kitabi. 1972 orhan kemal roman odulu’nu almi$ bu kitapta aga/tutma ili$kisi, koylulerin ya$antisi, sikintisi samimi bir dille anlatilmi$, bir de halil’le emine’nin a$ki i$lenmi$tir. hikaye adana’da gectiginden midir bilinmez okurken ya$ar kemal’in ince memed’ini animsatti bana. ha bir de u$enmedim spoil ettim.


---------spoiler----------

yagmur unutmu$ yagmayi; bilmiyor, unutmu$. sonra sabah olacak. halil sirtini calilara dayami$. emine onun kucaginda. bir cocuk emine; orselenmi$, oraya buraya atilmi$, cocuklugunda ihmal edilmi$, sevilmemi$, elinden tutup gezdirilmemi$, ayagina kirmizi pabuc alinmami$, iyi ve boyali $ekerlerin ozlemini duymu$, aglami$ ama kimseye duyurmami$ bir cocuk bu emine. emine’nin elleri var, emine’nin gozleri, saclari ve sabah olacak. durup dururken emine hep. yalniz. ozlemleri, hayalleri cok, yagmur gibi. pencerede gokyuzu, ama karanlik. pencerede cicekli basmadan perdeler olsaydi. evin onunde bir supurge, duvarda iki ordek; kanatlari ye$il ve sari, isterse bir de kirmizi. du$uncelerin pek uzagina gitmeden, unutulmadan emine. hep de sevilmemi$ gorunen, uzgun, durgun ve yagmurlu bir emine ve o sabahlarin sevgisi. ya kalkip gitmek emine icin, bir daha gelmemek. $imdi yumu$akligi, koca koca killari, ilikligi, tutun kokusu, anilinca uzulunecek bir erkek gogsu, ki halil’in. sert ve kemikli. kokusunda butun bir omur, butun bir genclik sakli ve yalnizlik duygusu gibi korkulu bir halil. hep emine’siz. duvarlarin civisi, boyasi, kuru bir armut dali ve sabah oldu olacak.
-beni alip gitsen halil, hic eve donmesem.
halil’in cigara ici$i, baki$i, sabah olmayacakmi$ gibi gulu$u.
-intihar ederim halil.
-kolay mi belledin?
-haber alsan uzulur musun halil?
halil ba$ini salliyor yalniz.
-aglar misin halil?
gene ba$ini salliyor.
-cok mu halil?
-cok.
-ama kurtulursun degil mi?
hep ba$ini salliyor halil.
-seni bu sikintilardan kurtaracagim halil. sen de goreceksin.
dogruluyor, yanagini opuyor, sonra isiriyor ve bir tokat yiyor.
-hep sen bana vurdun halil, bir de ben sana vursam.
-vur.
-beni doversin sonra.
-dovmem.
-doversin vallaha.
-soz mu?
-soz.
bir tokat. $ap! halil’in yuzunde emine’nin eli.
-acidi mi halil?
bir ana yuiregi gibi sizliyor emine’nin yuregi. yuzunu yuzune suruyor. vurdugu yeri opuyor.
-hep bo$una bekledim halil. geceleri bo$una bekledim. $i$$t diyecektin pencereden, zello’yu calacaktin islikla, ben de bohcami alip cikacaktim, gidecektik, el ele...
-o eskidendi
-demek hepsi gecti?
-gecti.
ama olsem aglarsin degil mi halil? kac gun aglarsin? bir hafta belki, bilemedin iki hafta. sonra unutursun. belki buradan da gidersin degil mi? beni unutmak icin gidersin, duramazsin burada.
sabah geldi. kalkti emine. kurumu$ pabuclarini gecirdi ayagina. bohcasini aldi koltugunun altina, du$tuler yola.
emine eve girdikten sonra yeniden bir sikinti ba$ladi halil’de. onu bir daha goremeyecekmi$ gibi geldi. emine’nin kayboldugu kosede uzun uzun bakti. ozlemini ve acisini duydu. hep yalnizlik emine’si. sevildiginden cok dovulen emine. duygusuz ve kor bir halil. cok sonra sezdi gonlu. birdenbire. halil’in gonlune gore oraya konmu$ gibi. ba$ini ordan cevirse alip gotureceklermi$ gibi. dalgalari kivir kivir kivrilan, kiyiya gup gup vuran ve yaptigindan utanmi$ gibi geri cekilen bir su. su gibi emine ve yoklugu...

-----------spoiler------------
tdran
agaların kölesi durumundaki köylüleri konu alan roman yılmaz güneyin yasadıgı cografyaya en az yasar kemal kadar ısık tutmasını saglamıstır.ayrıca bu roman senaryo haline getirilip filmi cekilmistir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol